Türkiye’nin bilimkurgu-fantastik-korku temalı çizgi roman dergisi Yabani‘yi biliyorsunuz: Seyfettin Efendi’nin yaratıcısı, Geekyapar! dostu Devrim Kunter’in başını çektiği derginin ilk üç sayısının incelemelerini yapmış, fikirlerimizi sizlerle paylaşmıştık. Herhalde o incelemelerde en övdüğümüz işlerden biri Devrim Kunter‘in yazarlığını ve çizerliğini yaptığı Kralına İsyan adlı fantastik çizgi roman serisiydi. Yabani an itibari ile altı sayıya sahip ve yedinci sayısını çıkarmaya hazırlanıyor, Kralına İsyan ise yeni sayılarda hâlâ övdüğümüz yanlarından bir şey kaybetmiş değil. Bunun şerefine Kralına İsyan’ın Yabani derginin 4, 5 ve 6. sayılarında geçen hikayesi hakkındaki görüşlerimizi yazıya dökmek istedik.

4
Yaptığımız incelemelerde Kralına İsyan’ı bıraktığımız noktada isyana isyanla karşılık veren Pir Ece’nin halk önünde infazına karar verildiğini görmüştük. Korkut Dede’yle Köroğlu ise şehirden kaçtıklarından beri aksiyondan uzak sayılar geçirmişlerdi. Dördüncü sayıyla beraber işler tümden değişti. Pir Ece’nin infazı sırasında Korkut Dede ve Köroğlu isyankar kadın savaşçımızı idam sehpasından kurtardılar. Bu operasyon esnasında Köroğlu’nun bir seferde iki okla iki ayrı hedefi vuracak kadar yetenekli bir okçu olduğunu gördük. Ancak yeteneklerini konuşturacağı bir iki panel daha olsaydı yeteneklerine daha çok ikna olabilirdik. Sonuçta birinci atış şans, ikinci atış tesadüf, üçüncü atış başarı derlermiş, değil mi?

Kurtarma operasyonundan öğrendiğimiz en önemli şey Korkut Dede’nin korkutucu illüzyonlar gerçekleştirebildiği oldu. Kalabalığı uzak tutmak için büründüğü şekil kendi cüssesinin epey üzerinde ve etkileyici gözüküyordu. Bu illüzyonu ve benzerlerini ilerde neye dayandıracaklarını çok merak ediyorum. Şimdilik bildiğimiz Korkut Dede’nin ismini hak ettiği.

Pir Ece’nin kurtarıldıktan sonra kurtarılmaya pek gönüllü olmadığını ve ölümüne mal olacak bile olsa sisteme sadık kaldığını görüyoruz. Bu da Pir Ece’lerin çocukluktan itibaren görev için devşirildiği ihtimalini arttırıyor. İlerde -aynı Black Widow tesisi gibi- bir Pir Ece haremi görmemiz olası. Pir Ece’nin idamı kabullenmesi üzerine Korkut Dede’den duyulan “İdam hiçbir cezanın suçu olamaz!” repliği ise dikkatlerden kaçmayacak kadar çok yönlü bir replik olmuş.

51
Korkut Dede ve Köroğlu’nun nihayet aksiyona girdiğini gördüğümüz dördüncü sayıdan sonra sakin bir beşinci sayı okuyoruz. Bu sayı daha çok karakterleri biraz derinleştirmek için ayrılmış ve düşünüldüğünde seriyle ilgili önemli detayları da içeriyor. Örneğin Korkut Dede’nin yaktığı kağıtta yazanlardan bizim Pir Ece’nin bu görevi yapan dokuzuncu kişi olduğunu öğreniyoruz ve onun sözlerinden Pir Ece’lerin gerçekten de küçüklükten beri bunun için yetiştirildiğini.

Bildiği tek sistemden kaçmak zorunda kalan Pir Ece’nin bir buhrana girdiğini ve dış dünyaya alışmakta zorluk çektiğini görüyoruz. Bu haliyle Pir Ece takip edilmesi daha ilginç bir karakter haline geliyor. Onun haline iyi gelmesi için Korkut Dede’nin bir muska hazırlamasına Köroğlu sert bir çıkış yapıyor. Buradaki diyalogdan Korkut Dede’nin büyü ve benzeri şeylere aslında inanmadığı ortaya çıkıyor. Kendisinin bir bilim düşkünü olduğu -kendi yaptığını tahmin ettiğim- işitme cihazı ve aracından tahmin edilebilir olsa da bu bilgi Korkut Dede’nin yaptığı illüzyonların kaynağını daha merak uyandırıcı bir mesele haline getiriyor.

Üstelik yaşlı bilgenin bir dönem imparatorluğa esir düştüğünü bunun üzerine bir asra yakın ortadan kaybolduğunu ve Megaşah’a karşı Pir Ece’yi önder olarak kullanacağı bir isyana niyetli olduğunu da bu aksiyonsuz sayıdan öğreniyoruz. Bu sayıda öğrendiklerimiz ve Pir Ece’nin başta fırlatıp attığı muskaya çaresizce sarıldığı panel üzerine bana kalırsa seri çok daha benimsenebilir hale geliyor. Beşinci sayıda yaşananlarla ilgili tek şikayetim ise Köroğlu’nun görünüşüne çok ters şekilde kaypak bir kişiliğe sahip olması. Ama bakarsınız seri böyle bir karaktere ihtiyaç duyacağımız kadar sert bir çizgi romana dönüşür. O zaman lafımı yutabilirim.

51
Altıncı sayıya gelirsek bu sayıda Kralına İsyan benim için önceki iki sayı kadar keyifli değilse de en azından sorunsuz bir sayıydı. Sayıda bir Pir Ece’nin emekli de olsa kesteresiz yapamayacağını gördük ve bunun üzerine yörenin ünlü ustası Cin Baba’yla tanıştık. Klasik ama tatlı bir twistle kestere ustasının ocakta çalışan iri demirci değil de cin gibi kulaklara sahip yaşlı bir cüce olduğunu öğrendik. Kendisi serimize Köroğlan’ın yanına geveze karakterler kadrosundan katıldı. Ama ben -animelerden alışkanlık olsa gerek- bir işin en iyisi kabul edilen kişilerin böyle absürt, biraz çatlak olmasını seviyorum.

Cin Baba’nın atölyesinde geçenlerle ilgili sevmediğim şey ise Excalibur klişesine girilmesi oldu. Devrim Kunter’in eserlerinde tarihe ve edebiyata göndermeler yaptığını sık sık görüyoruz ve bu benim okuma zevkimi ikiye katlayacak kadar hoşlandığım bir şey. Ancak kahramanın Ex Kalibre -Kunter kılıcın adını bu şekilde uyarlamayı tercih etmiş- kılıcını çekmesi sanki artık bir gönderme olmayı bırakıp sıkıcı bir klişe halini almaya başladı. Özellikle o ritüelin böyle ayak üstü yaşanması, olayı sırf eksik olmasın diye yaşanmış gibi gösterdi.

Sayıda belki de en kayda değer gelişme Korkut Dede’nin Pir Ece’ye, kılıcı kimse çekemezken onun bükerek çekebilmesi üzerine, Büke Hatun ismini vermesi oldu. Devrim Kunter bu ismi Kazan Hanlığının savaşçı yöneticisi Süyüm Büke Hatun’dan esinlenerek mi seçti yoksa sırf kelime oyunu mu yapmak istedi bilmiyorum ama ismin bana bunu hatırlatması ismi daha kolay benimsememi sağladı. Bir de söylemeden edemeyeceğim son sayfada Cin Baba’yı Game of Thrones’un Tyrion’una tıpa tıp benzeten bir ben değilimdir değil mi?

Yabani derginin yedinci sayısının çıkmasına, haliyle Kralına İsyan’ın da yeni bölümünü okumamıza çok bir zaman kalmadı. Severek okuduğumuz bu seriyi ve dergiyi birçok büfe, market ve kitapçılarda bulabilirsiniz. Bulamayacak olursanız bulunduğunuz yerin fotoğrafını çekip açıklamasında hashtag şeklinde #YABANİNERDE diye haykırabilirsiniz, bu sayede Yabani’yi sonraki sefer bulmanız daha kolay olur.
14238101_1753545271575043_1199823246842368360_n

Author

Lord olmak için yola çıkan gariban geek kendini bir anda yazar olarak buldu. Geek kültürüyle küçük şakalaşmalarını, sinemayla flörtlerini yazıya dökmek için burada. Muhitte Geek_Lord olarak bulabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.