Ya bir saniye n’apıyorsanız bir kafanızı kaldırın istiyorum. Bir saniye. İşte misiniz, metrobüste misiniz, otobüs çilesi mi çekiyorsunuz, evde bilgisayar başında mısınız; bir kafayı kaldırın bakın. Etrafınızda hayatınızı kolaylaştıran kaç teknoloji var? Bunların kaçı bir veya birden fazla yapay zeka kullanıyor? Hayatınızda kaç kez bir yapay zeka ile etkileşime geçiyorsunuz; kapı zilinden tutun da Alexa’ya kadar? Hayatınızın ne kadarlık bir bölümü algoritmalar ile doğru orantılı?

Bunları gerçekten durup takdir etmenizi istiyorum, çünkü artık başımıza gelen teknolojik atılımların sıklığından dolayı az sonra size söyleyeceğimi normal olarak kabul edeceksek ben en yakın uçuruma doğru koşmaya başlayacağım: 2014 senesinde bir solucanın beynini alıp, bir LEGO’dan yapılma robota upload ettiler.

Bakın. Tane tane gitmek istiyorum. Bunu yaptıkları sene 2014. OpenWorm isminde bir grup; Caenorhabditis elegans ismindeki bir solucan türünün beynindeki 302 nöron arasında gerçekleşen bağlantıların haritasını çıkartıyor. Bunları bir yazılımla simüle ediyor. Ardından da bu yazılım LEGO’dan yapılmış bir robota yükleniyor. Tekrar ediyorum. Bir canlının beynini alıyorlar, bir yazılım hâline getiriyorlar, bir robotun içerisine yüklüyorlar. Sene 2014’te yapıyorlar bunu. Dört sene önce. Yapmışlar bu olmuş. Aha videosu var.

Şimdi elbette akıllardaki soru: Solucanın 302 nöronu varsa, insanın kaç var? Google’a sorduğunuz zaman 100 milyar nöron diyor. Elbette 302 nöronun simulasyonunu kaldırabilecek robotlarımız var, ancak 100 milyar nöronun simulasyonunu hesaplayacak ya da bu hesapları uygulayacak bilgisayarlarımız yok. Ancak 2014’te bir solucanın bilincini dijitale aktarmışız. Denerken de diyorlar ki, “Solucan-robotun yemek sensörünü stimüle ettik, solucan-robot içgüdüsel olarak ileriye gitti”. Bunu diyorlar.

Beş seneye denizanası? On beş seneye ıstakoz? Olur mu olur. Artık bu saatten sonra aklınıza gelebilecek her türlü bilim-kurgu fikir ne kadar hızlı ve kuvvetli işlemci yapabildiğimize bakıyor. Tuz tanesi kadar bilgisayar ürettiler geçen. 2014’te solucanın zihnini robota attılarsa, bir noktada bizim de zihnimizi atacaklar. Aynı biz olacak mıyız? Bunu göreceğiz. Nöron bağlantıları birebir simüle edilip insansı bir robota yüklenmiş olan şey biz mi olacak, bizden geriye mi kalan? Bunu da göreceğiz. Antik Yunan’lar bunu beş bin sene önce sormaya başlamışlardı. Cevabına en sonunda yaklaşıyoruz.

Yani gerçekten inanılmaz bir zamanda yaşıyoruz arkadaşlar ya. 2014 yılında neler olmuş bakar mısınız?

2018’de daha neler bile olacak?

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.