Günlük hayatta yaşadığımız birçok şeyin oyunlara uyarlanması ya da en azından bunun için çabalanması gayet doğal bir durum. Bir sanat eseri olarak oyunlar, kaçınılmaz olarak yaşantılarımızdan ve günlük hayatta başımıza gelebilecek şeyler üzerine düşünüyor ve bunu kendi içerisine yedirmeye çalışıyorlar. Ancak bunda her zaman başarılı olabildiklerini söylemek güç. Hele bir de kendi içerisinde bile fazlasıyla kompleks olan duygusal ilişkiler söz konusuysa.

Ancak bazı oyunlar bu kompleks konuları ilginç bir şekilde ele alarak bunda başarılı olmayı becerebiliyor. Bu yazının konusu da bunu başarabilmiş sayılı oyunlardan birisi olan Catherine.

Ben bir koyundum ve cezalandırıldım

Oyun sizi bir ilişkinin ve aynı zamanda garip olayların olduğu bir şehrin içerisine bırakıyor. Katherine isimli sevgiliniz ile düzenli bir ilişkiniz var. Bu ilişki evliliğe doğru gidiyor ama sizin şüpheleriniz, korkularınız da artıyor bu gidişatla. Şehirde gizemli sebeplerden dolayı genç erkeklerin her gün ölü bulunduğunu duyuyorsunuz.  Bir anda ilginç bir şekilde her gece bir tepeye tırmandığınız ve başka koyunlarla konuştuğunuz rüyalar görmeye başlıyorsunuz.

Catherine 3

 

Üstelik şehirde bu gizemli olaylar hakkında dedikodular dolaşmaya başlıyor. Rüyanızda düştüğünüzü görürseniz yere çarpmadan uyanmak zorunda olduğunuzu yoksa öleceğinizi söylüyor bu dedikodular. Bir de tüm bunların üzerine Catherine isimli bir kadından etkileniyorsunuz ve anlamadığınız bir şekilde her sabah onunla uyannmaya başlıyorsunuz. Bu noktadan sonra yapacağınız her şey hem sizin hem de ilişkinizin kaderini belirleyecek.

Oyunun rüya kısımları puzzle-adventure kıvamında olsa da bana göre oyunu asıl sürükleyen ve ilerleten kısım bunun dışındaki bölümler. Çevrenizdekilerle girdiğiniz diyaloglar, oyun içerisindeki sorulara ve gelen maillerinize verdiğiniz cevaplar oyuna hem farklı bir boyut katıyor hem de oyunun ilerleyişinde ciddi anlamda belirleyici bir etkiye sahip. Ancak bu belirleyici etki sadece oyunun senaryosundaki ufak nüanslar olarak kendini göstermekle kalmıyor, oyunun finalinin nasıl olacağına da sizin karar vermenizi sağlıyor.

Catherine 4

Oyunun toplamda 8 finali var ve bu finallerin her birisiyle, ilişkiyi sizin kontrole aldığınız andan itibaren olabilecek tüm olasılıkları kapsamaya çalışmışlar. Bu oyunu bir üst seviyeye taşımış ve bir aşk ilişkisinin kompleks yapısının oyun uyarlamasını daha gerçekçi ve keyifli kılmış. Böyle bir fikri hayata geçirmenin ve tüm bu detayları oyuna gayet doğal bir şekilde yerleştirmenin ne kadar yetenek gerektiren bir iş olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Catherine mi, yoksa Katherine mi?

Oyun sadece basit bir simülasyon ya da puzzle oyunu olmakla kalmıyor. Sizi ilişkiler, etik sorular ve kendiniz üzerine düşünmeye de zorluyor ve bunu oyunun içerisinde kilit bir noktaya koyuyor. Bu da oyunun gerçekçiliğini ve oynanabilirliğini daha da arttırıyor. Ayrıca oyun boyunca karakterinizin başına gelenlerle kendinize ders çıkartma şansını da yakalıyorsunuz.

Catherine 5

Catherine bana göre aşk temelinde yapılmış en başarılı oyunlardan birisi. İnsan ilişkilerinin ve duygusal ilişkilerin kompleksliğini ve bu komplekslikten nerelere gidilebileceğini, bazı fantastik dokunuşlarla bir araya getirmişler ve bunu oynanabilir bir oyun olarak ortaya koymayı da bilmişler.

Aşkın ve ilişkilerin kompleks şeyler olduğunu, her şeyi planlı programlı yapmanın asla mümkün olmayacağını ve temel noktanın içtenlik olması gerektiğini çok güzel anlatmışlar Catherine’de. Zaten başka türlüsünün adı aşk olmuyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.