Aynen öyle, bu meseleye de el atıyoruz.

Oyunların elinde bizi kapıp götürmek için pek çok araç var, ama müzik bunlardan belki de en az takdir edileni. Bir oyunu oynarken kaç defa arkadaki müziğe dikkat edip durdunuz? Eminim gölge efektlerine bakıp durmanzdan, veya çok heyecanlı bir plot twist olduğunda yerine çakılmanızdan daha azdır. Bu müziğin iyi olduğuna işaret eder.

Ama bizim bugün listeleyeceğimiz şarkılar kendini unutturan, ambiyansın bir parçası olan şarkılar değil. Bunların sözleri var. Bunlar genelde ya oyunun başında, ya da sonunda çalıyorlar. Bu yüzden de her zaman oyunla özdeşleşiyorlar, unutulmuyorlar, arkaya atılmıyorlar. Biz de onları böyle, en iyi oyun şarkısı listelerinde anıyoruz.

Geçiş yapmadan önce, ilk 6’ya giremeyen, ama yine de bir hayli iyi olan şarkıları bir analım. Chris MarlowGreat Mighty Poo Song (Conker’s Bad Fur Day), Paul OakenfoldBeautiful Goal (FIFA), MyaEverything or Nothing (007: Everything or Nothing), Lisa MiskovskyStill Alive (Mirror’s Edge), Vangie GunnLament of the Highborne (World of Warcraft), ZebraheadHis World (Sonic The Hedgehog). Tamam mıyız? İlk 6’ya hazır mıyız?

 

6. Vode An


Söyleyen: Jesse Harlin

Besteleyen: Jesse Harlin

Oyun: Star Wars: Republic Commando

Bu listedeki her şarkı oyunlarının atmosferini yansıtmakta gösterdiği inanılmaz başarı yüzünden burada. Durum buyken Vode An‘ın olmaması mümkün mü? Star Wars evreninin “ayak işlerini” yapan, gösterişsiz klonlarını anlatıyordu Republic Commando, bu şarkı da sizi o klonlardan biri yapıyor. Brothers all!

 

5. Snake Eater


Söyleyen: Cynthia Harrell

Besteleyen: Norihiko Hibino

Oyun: Metal Gear Solid 3: Snake Eater

Bir Japondan bu denli Batı’lı ve bu denli “Bond” bir iş çıkması gerçekten de inanılmaz, ama daha da inanılmazı, Bond’un bile Skyfall’a dek bu kadar güzel bir Bond şarkısı çıkartamamış oluşu herhalde. Bu şarkıyı duyduktan sonra 60’ların Soğuk Savaş döneminde hissetmeyen var mıdır acaba?

 

4. Still Alive


Söyleyen: Ellen McLain

Besteleyen: Jonathan Coulton

Oyun: Portal

Aslında Want You Gone‘ı da buraya koymak için çok cebelleştik, ama en nihayetinde Still Alive‘ın o ilk dumur faktörüne ulaşması mümkün değildi. Eğer Portal 2 saat olmasına rağmen doyurucu bir oyun olarak hatırlanıyorsa bunda muhteşem final sahnesinin de payı var. Ve eğer o final sahnesine bugün muhteşem diyorsak, büyük bir sebebi de Still Alive.

 

3. Baba Yetu


Söyleyen: Soweto Gospel Choir

Besteleyen: Christopher Tin

Oyun: Civilization IV

Civilization gibi, milattan önce 4 bin senesinde başlayıp, Alpha Centauri‘ye yapılan yolculuklarla biten bir oyunun neresini yakalayıp tema şarkısı yapacaksınız? Oyun bile kendi içerisinde her çağda farklı bir tip müzik barındırırken hem de? Christopher Tin meseleye çok doğru bir yerden yaklaşmış. Civilization demek biraz gizem, biraz hayranlık, biraz da keşif demektir; ama bolca da keyiftir, neşedir. Şarkı bunların hepsini yakalıyor.

 

2. Katamari on the Rocks – Main Theme


Söyleyen: Masayuki Tanaka & Tomomi

Besteleyen: Yu Miyake

Oyun: Katamari Damacy

İddia ediyoruz, sözlerini anlamadan hiçbir şarkıya Katamari on the Rocks‘a ettiğiniz kadar eşlik edemezsiniz. Sözlerini anladığınız pek çok şarkı bile size Katamari on the Rocks kadar eşlik etme isteği hissettirmez. Poponuzu sallama isteği de. Yuvarlanıp ezdiğiniz şeylerle büyüme isteği de. Naaaa nanana nanaa nanaa!

 

1. Drunken Whaler


Söyleyen: COPILOT

Besteleyen: COPILOT

Oyun: Dishonored

Biraz yeni bir tercih. Ama Drunken Whaler‘ın burada olması gerekiyor. Sadece o muhteşem fragman yüzünden değil; sadece oyunda bu melodiyi ıslıkla çalan muhafızların diken diken ettiği tüylerimiz yüzünden değil. Sadece gerçekten, objektif olarak muhteşem bir şarkı oluşundan da değil. Drunken Whaler burada çünkü özünde Dishonored için bir fragman, bir demo görevi görüyor. Kirli, karanlık, korkunç ve mekanik. Dunwall‘ı anlatmak için bu kelimeleri kullanmanıza gerek yok. COPILOT öyle bir şarkı yazmış ki, bu şarkıyı oyunu hiç bilmeyen birine yollayıp, “Dunwall var ya? Bu şarkıyı duyunca hissettiklerin işte” demek yeter. En güzel oyun şarkıları sizin tecrübelerinizi kapsüle koyup, tekrar ziyaret etmenize izin verenlerdir. Drunken Whaler bunu bir adım öne taşıyor. Sizi sadece o küçük zaman kapsülüne değil, Dunwall‘ın tümüne tekrar davet ediyor. İşte bu sebeplerden; “Sarhoş balinacıyla ne yapacağımız” sorusu, bir numaraya rahatça yerleşiyor.

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.