Güzide Geekyapar.com okuyucuları, selam! Yepyeni bir dosya konusuyla bir kez daha karşınızda olmaktan ötürü mutluluk duyuyorum. Üstelik bu seferki konumuz için birçoğunuzun benden çok daha fazla şey bildiğini düşünsem de elimden gelenin en iyisini çıkarmaya çalışacağıma baştan söz vermek isterim huzurunuzda. Konumuz; birçok geekin uzun süredir bu sayfalarda görmeyi arzuladığı manga! Askeri birlik olan değil, Japon işi olan…

İşe en başından başlayalım mı, ne dersiniz? Her şey koca bir toz bulutu- Pardon, çok geriye sardım. Nerede kalmıştık? Hah! Manga diyorduk.

Manga kelimesi, Japon alfabesinde iki kanjinin bir araya gelmesiyle oluşuyor. “Man” tuhaf ve doğaçlama anlamına gelirken, “ga” resimler anlamına geliyor. Bu yüzden Japonya’da çizilen her türlü karikatür, çizgi roman ve animasyona “manga” adı veriliyor. Öte yandan, çok duyacağınız bir diğer kelime olan “manga-ka” ise manga yazar ve çizerlerine verilen adı ifade ediyor.

Mangalar her ne kadar 19. yüzyılın ortalarında Amerika’nın, Japonya’yı işgali sırasında popülerleşmiş olsa da ilk manga örnekleri 12-13. yüzyıla kadar dayanıyor. “Hayvan karikatürleri” anlamına gelen ve çizerleri tam olarak bilinmeyen Chōjū-jinbutsu-giga‘ların (ya da kısaltılmış haliyle Chōjū-giga), birkaç farklı sanatçıdan çıktığı tahmin ediliyor. O zamanlar için sadece tavşanların, maymunların ve kurbağaların bir törendeki toplu halini resmetmesiyle basit gibi gözükse de aslında manga tarihinin başlangıcı olarak kabul ediliyorlar.

manga

Bizim bildiğimiz şekildeki manganın ilk kullanımı ise 1814 yılına kadar geriye götürülebilir. Santō Kyōden tarafından çizilen Shiji no Yukikai, (yani Dört Mevsim) şu anda çizilen mangaların ana hatlarını ta Edo Dönemi’nde belirlemiş diyebiliriz. Üstelik, kitap haline getirilen bu çizimlerin, dünyadaki ilk “çizgi roman” örneklerinden biri olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Tüm bunlar, henüz Amerika’nın işgal eylemlerinden önceki Japon’yanın kendi kültürüne ait olan çizimler aslında. Amerika’dan gelen askerlerin Mickey Mouse, Betty Boop ve Bambi çizgi romanlarını yanında getirmesiyle neredeyse bütün mangakalar, bu yeni kültürden etkilenmişlerdir. Kendi stillerini bulmaya çalışan onlarca manga sanatçısının arasından sivrilerek nihayet ilk kez dünya çapında popüler bir manga olabilen Astro Boy, Osamu Tezuka’nın ellerinden çıkmış ve böylelikle de mangaların önlenemez büyüyüş hareketi başlamıştır. Yalnız, altını çizmek isterim ki normal bir büyümeden bahsetmiyoruz burada; bir devleşmeden, dünyadaki bütün sektörleri içine alarak büyüyen bir kültürden bahsediyoruz. Japonya’nın binlerce yıllık kültürünü değiştirmiş bir akımdan söz ediyoruz.

Mangalara ilk defa bakan biri olarak muhtemelen ilk fark edeceğiniz şey, paneller arasındaki okunuş sırasının farklılığı olacaktır. Japon alfabesinin soldan sağa değil de sağdan sola bir nizam izlemesinden ötürü, mangalar da bu şekilde düzenlemeden geçmişlerdir. Her ne kadar insanlar, Amerikan kültürünün baskın etkisi sebebiyle, mangaların da soldan sağa okunmalarını gerektiğini savunsalar da, buna karşı çıkanlar sayesinde mangalar yüzyıllık geleneksel halini korumayı başarmışlardır. İlk başta bu şekilde okumak size biraz farklı veya takip etmesi zor gelse de zaman geçtikçe alışıyor ve çok daha rahat okuyorsunuz.

dragon-ball-super-goku-ultra-intinct-perfect-complete-manga-1141137

Manga bizim için her ne kadar bir eğlence kaynağı gibi görünse de, Japonya için bir yaşam biçimi aslında. Gerçi, daha küçük yaşlardan itibaren hem eğitim hem de eğlence için manga okutulmaya başlayan insanların, büyüdüğünde bunun yaşamlarının büyük bir parçası haline gelmesi pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

Mangaların, toplumun büyük çoğunluğu için olması, bütün mangaları herkesin okuyacağı anlamına gelmiyor tabi. Mangalar bu konuda da çizgi romanlardan ayrılarak kendine özgü bir yön çiziyor ve kendini yaş ve cinsiyetlere göre gruplara ayırıyor. Nasıl mı? İşte şöyle:

  1. Shônen: Genç erkekler için mangalar
  2. Shôjo: Genç kızlar için mangalar
  3. Seinen: Erkekler için mangalar
  4. Josei (veya redikomi): Kadınlar için mangalar
  5. Kodomo: Çocuklar için mangalar

kisscc0-mangaka-graphic-novel-anime-comics-pen-twirling-boy-5b76ae80e770e9.025047071534504576948

Mangaların bu şekilde ayrışması bizim için oldukça farklı, hatta kimine göre cinsiyetçi olarak bile anılabilir. Ama Japonlar için bu, manga alırken seçeneklerini daraltmak için yalnızca bir kıstas olarak görülüyor. Mesela Shônen mangaları aksiyon ve espri doluyken, Shôjo mangaları ise daha romantik maceraları konu almaktadır. Tabii yine de bu benim için hala fazlasıyla cinsiyetçi; yine de ilk yazımda, kalkıp da mangakaları karşıma alacak değilim. Belki ikinci, belki üçüncü yazıda; ama ilkinde olmaz. Hayır.

Böylece manga yazı dizimize ilk olarak basit ama sağlam adımlarla girmiş olduk, ne dersiniz? Umarım sizi fazla sıkmadan ufak bilgiler ışığında aydınlatabilmişimdir. Bir de unutmadan, bundan sonraki yazılarımızda ünlü mangalar, mangakalar ve listelere yer vereceğimizin ön bilgisini de geçeyim.

Sizin düşüncelerinizi merak ediyorum doğrusu. Bahsetmemizi istediğiniz, “Şuna da kesin yer verin yazılarınızda” dediğiniz şeyler var mı? Yorumlarınızı bekliyorum.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.