Türkiye son birkaç gündür, sıralama ve puan olarak çok büyük bir önem teşkil etmemesine rağmen “ezeli rekabete”, Galatasaray Fenerbahçe derbisine kilitlendi. Derbi iyi güzel, maç biraz sıkıcıydı ama kusura bakmayın, biz ezeli rekabet deyince başka şeyler de anlıyoruz. Oyun dünyasında da böyle insanları kamplara ayıran, dostu dosta kırdıran, ezeli rekabetler, düşmanlıklar var. Bizce en iyi altısı da şu aşağıdakiler.

 

6. Nintendo vs. Sega

1 NINTENDO vs SEGA

Ülkemizde pek esamesi okunmayan bir rekabet, ne de olsa iki konsol üreticisinin de en sert kapıştıkları yıllarda Türkiye’de ne SNES ne de Mega Drive resmi olarak bulunmuyordu. Ama yurt dışında 90’larda büyüyen çocuklar için bir kimlik meselesiydi Sega vs. Nintendo. Neredeyse her raundu Nintendo açık ara, oyunlarıyla, satışlarıyla, bilinirliğiyle kazandı fakat en nihayetinde final acıklı oldu: Sega Dreamcast’ten sonra konsol yapmayı bıraktı, Nintendo da bambaşka kafalarda şu an.

 

5. Street Fighter vs. Mortal Kombat

2 SF vs MK

Birebir dövüş oyunları söz konusu oldu mu, önce bu ikisinin ismi zikredilir, sonra Tekken, Soulcalibur, Virtua Fighter gibi görece yeni üyelere laf verilir. Street Fighter ve Mortal Kombat’ın kapışması biraz Japon ve Amerikan oyun disiplinlerinin de kapışmasıydı. Yüzde yüz aynı bir janra iki farklı kültürün bakış açısı. Biri daha kaotik, daha kanlı; diğeri ise daha disiplinli ve daha stratejik. Mortal Kombat 2000’lerin ortalarında biraz sendelese de şimdi iki seri de eski günlerindeki kadar güçlüler.

 

4. Battlefield vs. Call of Duty

3 BF vs COD

Call of Duty 4. oyunuyla FPS’leri ağırlıklı olarak modern zamana taşıyıp, tam bir canavar haline gelince, EA bir cevap vermek istedi. Önce Medal of Honor’ı denediler, ama öylesine tutmadı ki, serinin içinde kalan son hayat damlacıkları da yitti gitti. Sonra aradıkları çözümün ellerinin altında olduğunu fark ettiler: Battlefield. O zamandan beri de her Ekim-Kasım ayı, Battlefield vs. Call of Duty ayı. İki oyun da birbirinden olabildiğine farklı olsa da rekabetleri ölesiye devam ediyor.

 

3. Blizzard vs. Westwood

4 BLIZZ vs WESTWOOD

90’lar sonundan, 2000’lerin başına kadar süren en efsane rekabetlerden biri buydu. Westwood’un henüz EA’in karanlık koridorlarında kendini kaybetmediği, Blizzard’ın da kart oyunlarına teslim olmadığı yıllardı. İki firma da sadece strateji oyunu yapardı. Command & Conquer, Warcraft, Starcraft, Dune… Gelmiş geçmiş en iyi strateji serilerinin temelleri hep bu rekabet döneminde atıldı. Hatta bugün gelmiş geçmiş en iyi gerçek zamanlı stratejiler yazımıza bakarsanız, 10 oyundan dördünün bu iki firmadan olduğunu göreceksiniz.

 

2. Mario vs. Sonic

5 MARIO vs SONIC

Sega ve Nintendo’nun bir alt başlığı olarak alabilirsiniz bunu, ama bizce bu ikilinin rekabeti bundan fazlasına işaret ediyor. Sonic, direkt olarak Mario’ya rakip olması için yaratılmış bir oyundu. Bu plan başarılı da oldu. Bu iki karakter, seneler boyunca birbirlerinin ezeli düşmanı oldular. En nihayetinde baltaları gömmeleri kış olimpiyatlarıyla vesile oldu, 2007’de çıkan Mario & Sonic At The Olympic Winter Games oyunu ile beraber spor yaparak, senelerin küslüğünü sonlandırdılar. Bir sene sonra Super Smah Bros. Brawl’da birbirlerini dövüyorlardı ama olsun!

 

1. FIFA vs. PES

6 FIFA vs PES

Modern çağın en acayip kapışması. Nasıl ki Sega Nintendo kapışması ülkemizde pek yankı bulmuş bir olay değil, FIFA vs. PES de yurt dışında çok yaşanmıyor. PES Türkiye’de her zaman çok satıyor ama diğer ülkelerin seçimleri çok uzun zamandır belli. Şimdi doğruya doğru, FIFA’nın gerçekten iyi olduğu 97-2000 aralığını çıkartırsak, bu kapışma 2005’e kadar tek taraflı sürdü. Winning Eleven / PES her zaman daha iyiydi. Ne zaman ki FIFA, 2005 senesinde yeniden yapılandı ve FIFA 06’yı piyasaya sürdü, o zaman mesele alevlendi. Sonrasında PES düşüşe geçse de, biz bunu konuşmayı hiç bırakmadık, PES’in grafikleri daha kötüydü, lisansı niye yoktu, e FIFA da top balon gibiydi, gol atmak niye bu kadar zordu? Kapışmalar meyve vermese de, biz tartışmayı çok sevdik. O yüzden de oyun dünyasının en ezeli rekabeti olarak görüyoruz kendilerini.

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

2 Comments

Engin Karakullukçu için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.