Gelişen iletişim kaynakları sayesinde bilgiye ve bilgiye dayalı sosyal akımlara kolaylıkla ulaşıp entegre olabildiğimiz bugün, popüler kültürün de bambaşka bir doruk noktası yaşadığı, her konunun ve fikrin kısa sürede sıkıcılık ve eskilik imasıyla el tersiyle itildiğini görebiliyoruz. Tarihi bilgi açısından ve eğitim teknikleri açısında ileri derecede yetersiz ve taraflı ülkemizde pek de işlenmeyen bir konu olan Roma İmparatorluğu ve çöküşündeki din etkisi üstüne yazmak istedim bu sefer. Moda Ateistleri ve zıtlaşma dindarlarının olası affına sığınıyorum (!).

rubens199

400’lü yıllardan beri bir çok düşünür, Batı Roma İmparatorluğu’na olası açıklamalar getirmeye çalışmıştır. Tarih yazımının bir bilim değil aslında sanat olduğunu da düşünürsek nereye uzatsanız oraya gelebilecek bir konu bu bir yerde de.  Her ne kadar spekülatif onlarca bilgi olsa ve tarihi romanlardan(!) öğrenen topluluğun ön yargıları sert dursa da, Batı Roma’nın çöküşü ile ilgili en geçerli neden, Batı karşıtı olup Batıdan beslenen seküler iddiaların aksine, Cermen kavimlerinin Hun istilasıyla yer değiştirmesidir. Yani Kilise’nin çöküşte oynadığı rol, iddia edildiği şekilde değildir.

Cermen boylarının yer değiştirmesi birkaç yüzyıldır devam eden bir olgu olmasına rağmen, Batı Roma’nın yıkımına esas teşkil eden boylar esasında Romalılar için yeniydi. Gotlar, Vandallar, Burgundular, Lobardlar ve diğerleri. Gotlar’ın batı kolu olan Vizigotlar Hun’ların itmesiyle Kuzey’den inmiş, Daçya eyaletini ele geçirip dönem imparatoru Aureilan’ı 270 kaçmaya bile zorlamışlardır.

Vizigotların Roma’nın resmi dini olan Hıristyanlık’la tanışması Daçya’dan kaçan Romalı tutsaklar sayesinde olmuştur. Vizigotların Hristiyan oluşu, Ulfilas isimli Romalı Hristiyan tutsak bir ailenin çocuğu ile başlamıştı. Daha sonra Ulfilas psikopos yapılıp topluluğun başına getirilmiş, dönüşüm başlamıştı. Henüz konuşma dilleri yazılı hale gelmemiş olan Vizigotların ve Gotların ses ifadelerine göre alfabe sahibi olmasını sağlamış bu Romalı psikopos onları kutsal kitapla ilk tanıştımış kişidir.

Eski Ahit’te savaş tarihi ve tasvirlerinin yoğun olduğu krallar bölümü, toplumsal açıdan kargaşa yaratıp yeni istilalara neden olmasın diye, bir süre boyunca Gotlar’a açıklanmamıştı. Burada da görebildiğimiz en net tablo, insanoğlunun elindeki her didaktik ve üstünlüğe dayalı unsuru, kendi toplumsal egemenliği için araç edebilme potansiyelidir. Yine de her şeye rağmen pek çok psikopos ve Papa’nın Roma istilalarını durdurmak ve yavaşlatmak için, yollara düşüp nice girişimde bulunduğunu görüyoruz. Örneğin Attila’nın Roma istilasına son verme nedeni Roma psikoposu olan Büyük Leo ile aralarında geçen diyalog olmuştur.

Batı Roma'nın Çöküşü - Genseric

Bazı paganlar felaket nedeninin Romalılar’ın geleneksel tanrıları reddetmeleri olduğunu ileri sürdüler. Kuzey Afrikalı ünlü piskopos ve tanrıbilimci Hippo’lu Augustinius bu suçlamaya Tanrı’nın Şehri (City of God) adlı kitabıyla karşı çıktı. Bu eserinde maddi bir şehir yıkımının ve kültürel iflasın, bir inancın ya da kutsi değer yıkımına denk düşmeyeceğini gayet açıkça ortaya koymuştur. Ve hatta bu eserdeki bu fikir Luther’e kadar ortaya konmuş nadir ve başarılı, seküler olarak algılanabilecek fikirlerden birisidir.

Roma’daki o dönem süregelen maddi çöküşten kiliseyi sorumlu tutan figürlerin ve o güne ait yönetimsel duruma baktığımızda, kiliseye karşı olan suçlamanın ziyadesiyle abartılmış olduğunu görmekteyiz. Çünkü beşinci yüzyılda birçok varlıklı köylü ve adil toprak sahibi mevcuttu. Yine de doğal olarak köylüler tabandaki yükü çektiği için kıtlıktan ilk etkilenen ve yükü esas taşıyanlardı. Zengin toprak sahiplerinin çoğu vergi indirimlerinden faydalanırken, esas vergileri zaten açlık çeken köylüler ödemekteydi.

Bazen Kilise de toprakları acımasız ve yoldan çıkmış yöneticiler tarafından yönetilirken baskıcı sistemin bir parçası oluyordu. Bu gibi durumlar Papa Büyük Gregorius döneminde Sicilya’daki Roma kilisesinde yaşandı.  Ancak Gregorius’un dikkatini çekince durum hemen düzeltildi.

Kilise genelikle yoksullardan ve zulüm görenlerden yanaydı.  Ambrosius kıtlık döneminde vatandaş olmayanların Roma’dan kovulmasını en çok protesto edenlerden birisi olmuştu.  Bu dönemde kurulan açık hastaneler ve yemek dağıtımı toplumu bir arada tutan öğeler olarak hizmet vermiştir.

looks-pretty-good-the-way-was-described-deviantart-217702

Kilise’yi çöküşten en fazla sorumlu edebileceğimiz kısım kamu serveti harcamalarıdır. Çok sayıdaki keşiş ve rahip, imparatorluğun gittikçe azalan kaynaklarından doyurulması gereken ve üretimde katkıları bulunmayan bir gruptu. Senato’daki yozlaşmış ilişkiler yumağında dönen yolsuzluklar ve bu çerçevede dönen ahlaksız duruş düşünülünce diğer farazi teoriler yerini gerçekçi bir ekonomik analize terk etmektedir.

Üçüncü yüzyıldan beri kavimlerin istilasına karşın gerekli hazırlıklar nedeniyle asker sayısı üç katına çıkmıştı ve üreticilerin sayısı azalırken bürokrasi muazzam ölçüde yaygınlaşmıştı. Buna ek olarak imparatorluk servetinin büyük kısmını ellerinde bulunduran senatörler, paylarına düşen vergiyi ödeme veya çalıştırdıkları tarım işçilerini askere gönderme yolundaki isteklere karşı çıkıyordu. Ancak Batı’yı Doğu’dan zayıf yapan nedenler ne olursa olsun,  Roma İmparatorluğu’nun Batı’da en önemli düşüş nedeni beşinci yüzyıldaki benzeri görülmemiş şiddetli barbar saldırılarıdır.

Annesine kızıp black metal dinlemeye başlamış bir genç dimağın ise, Roma’nın düşüşünden Hristiyanlığı sorumlu tutması da ayrı bir psikanaliz konusudur.

Author

Üniversite terk, gerilla tüccar, tercüman, çevirmen ,şevkat adamı ,yazar ,araştırmacı ,model painter.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.