Bu sezonun her geçen bölümüyle birlikte Agents of SHIELD’ın kafamdaki yeri daha da başka bir mevkiye yerleşiyor. MCU evreninin köşelerini tasvir eden bir dizi mi bu, tek uğraşı bu mu? İlk bölümden beri dizinin kartvizitinde yazan şey o. Var olan MCU olaylarına reaksiyon gösteren, bir nevi “after party” işlevi gören bir hikaye mi? Bunu da Captain America: The Winter Soldier’dan beri görüyoruz zaten. Peki ya son bölümlere ne demeli? Geçen yazıda da söyledik, bu bölümde de artık iyice berraklaştı: Inhumans’ın yolunu yapıyor Agents of SHIELD. Yani bir nevi partiyi planlayan adam da kendisi artık MCU külliyatı içerisinde…

Ama hayır. Agents of SHIELD S02E08 bize hiçbir şey değilse şunu gösterdi: Bu dizi uzun yıllardır televizyonda bir istisna (The Americans) haricinde görmediğimiz kalibrede kaliteli bir casus dizisi.

Agents of SHIELD S02E08 Coulson

Bir casus dizisi için elinizde olması gereken bazı şeyler vardır. Kesinlikle dizinizin limana demir attığı çapa vazifesi görecek bir lideri olması gerekir örneğin. Bu bölüm, bunun mükemmel bir örneğiydi. Fitz, Trip ve Skye’a detaylı, karmaşık ve zekice bir plan için talimatlar veren; aynı anda hem komik hem de tam bir patron olan Coulson, dizinin tarihindeki belki de en gerçekten eğlenceli planlarından birine imza attı. Zor anlarda görevden kaçınmadı ve artık yazıtların ve Tahiti programının da etkisinde olmadığından tanıdığımız eski Coulson’a daha yakındı.

Clark Gregg’e bu performanstaki nüanslar için ne kadar övgü yollasak az. Dizinin başından beri ilk defa tam anlamıyla “kendisi” olan Coulson’da bu değişimi çok iyi verdi bu bölüm; ama motomot filmlerdeki Coulson’a da geri dönmedi, zaten dönemezdi. O yüzden, Fury’nin reyizliği ile Coulson’ın eski sempatikliği arasında mükemmel bir dengede gösterildi karakter ve bu gerçekten de çok isabetli bir karar olarak geri döndü bize. Çünkü dedik ya, bir casus dizisinin iyi bir lidere ihtiyacı vardır.

Fakat casus dizilerinin gerçekten ihtiyacı olan şeyleri sıralayacaksak, burada ilk önce “muğlak karakterler” konseptinin altını çizmek gerek. Agents of SHIELD’ın geçen sezon bu tabirden anladığı “uzaylı mı, LMD mi, robot mu lan o?” şeklinde bir muğlaklıktı. Bu sezon ise kelimenin tam anlamıyla “niye yapıyor bunu, amacı ne, iten şey ne?” diye sordurtan iki karakterimiz var: Ward ve The Doctor. Özellikle Ward’ın sezondan sezona geçirdiği değişimi görmek gerçekten de insanın nutkunun tutulmasına sebep oluyor.

Agents of SHIELD S02E08 Doctor

Geçen sezon da bir şekilde anlam kazanıyor bu bölümleri izleyince. Ward’ın biraderiyle tanışana kadar eğreti ve garabet duran “abim beni hortumla dövdü” tipi travma hikayeleri bile şu an başka bir geliyor kulağa. Çünkü Ward’ın biraderiyle olan münasebeti, gerçekten de TV ekranlarında izlediğimiz en gitgelli, en muallakta duran ve en büyüleyici hikayelerden birini oluşturdu son birkaç bölüm içinde. Özellikle bu bölümün finalden önce sol gösterip, finalde dümeni sağa kırması, gerçekten de alkışlanmayı hak eden bir hareketti.

Aynı şey The Doctor için de geçerli. Kyle MacLachlan’a da bir posta övgü göndermek gerek, bu karakterin elle tutulması zor profilinde yazarlar kadar onun da payı çok büyük. Agents of SHIELD S02E08 çıtayı yükseltip Whitehall’ın iğrençliklerinin seviyesini katlaması hoş; hatta MCU içerisinde genelde gördüğümüzden daha kabul edilemez kötücüllükte şeyler gösterdiler bu bölümde. Ama en mühim olan, an itibariyle Whitehall’ın yanında duran iki adamın niye orada olduklarını çözemiyor olmamız. İşte Agents of SHIELD’ın casus işlerinin olmazsa olmazı “muğlak karakterler” konseptini böylesine başarılı uygulanmış şekle sokan dokunuşu bu.

Tabii bunlar olurken Marvel’a bağlı bir evrende yaşanıldığı da unutulmadı tabii. Agents of SHIELD S02E08 MCU’ya bir geçmişten, bir de gelecekten bağlandı. Sezon açılışından beri Agent Carter’ı en uzun süre gördüğümüz bölüm muhtemelen buydu ve yine kuvvetle muhtemel, Agent Carter dizisinin kendisi başlayana kadar da durum böyle olacak. Çok kısaydı, ama Peggy Carter yine hayran bıraktı kendisine. Baksanıza, bölümle ilgili notların arasında şöyle bir madde var: “Peggy Carter – BADASS”. Gerçekten de öyle.

Agents of SHIELD S02E08 Agent Carter

Gelecekten bağlanması ise attığımız başlıkta gizli. Whitehall’ın 1945’te Carter’a Diviner ile ilgili verdiği tanım, Inhumans’ı anlatmıyorsa geek kartımı yırtabilirsiniz. “Mavi melekler”, “seçilmiş az kişi”… Burada birebir Kree’lerin insanlardan Inhuman yapış süreci anlatılıyor. Skye ve Skye’ın doğaüstü ailesi artık yüzde yüz MCU bünyesinde gördüğümüz ilk Inhuman’lar. Bunun da giderek netleşmesi, diziyi daha da heyecanlı kılıyor tabii ki.

Eleştirilerim mevcut mu bölümle ilgili? Bittabi. Hunter – Morse ilişkisi ilk bölümlerde sempatik gözüküyordu ama bu sempatiklik herhalde genelde ilişkilerini başka karakterlerin yanında, onların tepki mesafesinde yaşıyor olmalarından kaynaklanıyormuş. Bu bölüm ilk defa kendi ayaklarının üzerinde durunca sendeledi. “Sana güvenmiyorum, ama istemeyi asla bırakmadım” cümlesinden sevişmeye nasıl geçildi bilmiyorum; fakat Nick Blood ve Adrianne Palicki ikilisinin toplam giderlerinin bir hayli yüksek olmasının bu durumda önemli bir faktör olduğuna dair şüphelerim var.

Hunter ve Morse’un güven problemlerine ayrılan vaktin May’e ayrılmamış olması da ayrı bir cinayet tabii ki. Hepi topu iki repliği falan olan May dizinin merkezi karakterlerinden biri, böyle çepere itilince de dizi biraz dengesini kaybeder gibi oluyor. Bir son not da şöyle ekleyeyim, dizi yavaş yavaş “grubun isyan bayrağı açacak üyesi” rolünü Mack’e iteliyor. Eğer böyle bir plan varsa, gerçekten yazık olur. Mack – Fitz ilişkisi dizinin bu sezonki en doğru hamlelerinden biriydi…

Her halükarda benim kanaatim kesin. MCU bağlantısını boş verseniz bile, Agents of SHIELD’ın kendi ayakları üzerinde durabiliyor olmasının bir sebebi var artık. Kendisi cillop gibi bir casusluk dizisi.

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.