Doctor Who izleyenler varsa, muhtemelen katılacaklardır diye düşünüyorum: Dizi dünyanın en anti-dedebey işi muhtemelen. Bir bölümü bir bölümünü, ne arka plan, ne hikaye, ne dönem, ne görsellik, ne de karakterler bakımından tutmayan bir dizi Doctor Who. Dizi de öyle başlar zaten. İlk bölümünde mankenler canlanır, ikinci bölümünde Dünya’nın sonunu gerilmiş bir suratın üzerindeki bir kadınla izlersiniz, üçüncü bölümünde Dickens çıkar karşınıza. Dizinin olayı devinimdir yani biraz.
Bu devinime Doctor ve companion değişimleri de dahil elbette. Buraya kadar güzel mutabık geldik, ama ben bu noktada belki biraz katılmayabileceğiniz bir fikir beyan etmek istiyorum: Bence bu devinimlerin daima birbiriyle eş güdümlü gitmesi gerekiyor. Özellikle Doctor, companion ve kötü karakter konusunda. Onuncu ve Rose birlikteliği de, On ikinci ve Clara birlikteliği de, bana çok özel değillermiş gibi gelmiştir hep. Doctor değişti mi, companion da değişmelidir sanki.
Bunları neden dile getiriyorum peki? Şu yüzden: Bence Capaldi dönemi Doctor Who’nun yaptığı en anlamlı hareket, Doctor değişimiyle eş güdümlü olarak bir başka şeyi, The Master karakterini değiştirmesiydi. Capaldi’nin karşısına karakteri John Simm hâliyle değil, yeni bir aktörle, Michelle Gomez ile koymak bence tam da bu dediğim şeyin ışığında, fena sağlam bir hareketti. Bu yüzden de, kendisinin artık yolunu kapılarda gözlediğimiz onuncu sezonda gelecek olması, bence süper bir haber.
Henüz BBC tarafından resmi bir açıklama yok, ama Doctor Who News Twitter hesabının uçurduğu malumata göre, Gomez Orlando’da vuku bulan MegaCon’da, geçtiğimiz Pazar günü müjdeli haberi Amerikalı Whovian’lara verdi. Zaten hikayesel olarak –spoiler olmasın diye detaylandırmayalım ama– karakteri en son bıraktığımız yer, unutulacak bir nokta da değildi zaten. Ben şahsen pek sevindim bu habere… Siz ne dersiniz?
