Bu American Horror Story, True Detective ve Fargo’yla başlayan “Her sezon bambaşkayız” konseptine hala adapte olabilmiş değilim. Yani her yerde yenilik, değişiklik diye bağıran benden gelmesi saçma olacak ama zaten tutmuş bir işi komple silip sıfırdan başlama mantığını kafam bir şekilde almıyor. AHS’yi izlemedim, bilmiyorum ama mesela True Detective’in ikinci sezonu bunun çok da iyi bir tercih olmadığını gösterdi aslında. İşte Fargo’ya, yani çok beğendiğim dizini ikinci sezon ilk bölümünün başına, ben tam olarak bu önyargılarla oturdum.

Ne güzeldir ki, Fargo bu konuda daha olumlu bir izlenim bıraktı bende. Evet kadro, hikaye ve dönem komple değişmiş ama yine de bunun neden ikinci sezon olarak anılabildiğini gayet de anlayabildim. İlk sezonunu özetlemek için kullanacağım cümle “Neler oluyor yahu?” olurdu. Bunu olumsuz anlamda kullanmıyorum. İlk sezon içerisinde sizi dumur edecek olaylar ardı ardına gelişiyor, siz de bu şaşkınlık halinizin farkına varıp bu durumdan keyif almaya başlıyordunuz. Yeni sezonun ilk bölümü bu hissiyatı aynı şekilde korumayı başarmış, işte bu sebeple “Fargo’nun ikinci sezonuyum” ben demeyi de son derece hak etmiş.

fargo-season-2-cast

Yine ilk sezonu öne çıkaran unsurlardan belki de en önemlisi Martin Freeman ve Billy Bob Thornton’un başarılı performansları ve diğer oyuncuların da bu liderler çevresinde ortala üstü bir performans ortaya koymalarıydı. İkinci sezon isimler anlamında ilk sezonu aratmamakta. Hatta pek çok sürpriz isim çıkıyor ki, hakikaten televizyon açısından all-star bir kadroya eriştiklerini söylemek son derece mümkün.

Pperformans açısından değerlendirmek için henüz erken olsa da ilk sezonla aynı tadı verdiklerini en azından şu an için söyleyemiyorum. Burada değerlendirmek için erken kritik bir laf, çünkü ilk sezonu sezon bittikten sonra çok kısa sürede tükettiğim için bittiğinde karakterlerin performanslarına fazlasıyla hakimdim. Burada ilk bölüm olarak değerledirmek bu oyunculara haksızlık olur. Çünkü gerçekten çok ciddi potansiyelli bir kadro var ortada.

fargo2_wilson

İçeriğin, temanın aynen korunmuş olması da dizi için bir artı. Dizi kendisine konsept olarak “sıradan insanların sıradışı öyküleri”ni almış durumda ve bu konseptin diziyi türdaşlarından bir adım ileri götürdüğünü rahatlıkla söylenebilir. Tüm karakterler bir şekilde bildiğiniz, daha önce başka yerlerde gördüğünüz kişiler, fakat öyle durumlar içerisinde kalıyorlar ki kendinizi “Yok artık” derken buluyorsunuz. İlk bölüm bu açıdan yüksek bir giriş yapmasa da bölümün ortalarından itibaren toparlayıp sonraki bölümlere üzerine işlenebilecek pek çok yön koymuş olması, yeni karakterlerimizi küçük nüanslarla tanıtmasıyla diğer bölümleri izlemek için yeterli sebebi bıraktı.

Az bölümlü dizilerde ilk bir kaç bölüme bakarak sezonu değerlendirmenin hata olduğunu anlıyoruzdur sanırım hepimiz. True Detective potansiyel girmiş ama bu potansiyeli iyi kullanamamıştı mesela. Haliyle Fargo için de kesin kanaatimi sezon sonuna saklamayı daha uygun buluyorum. -Haliyle bölüm bölüm inceleme de yapmayacağım mesajını da araya sıkıştırayım- Ama ilk bölüm genel yaklaşım olarak diğer bölümleri de izlememiz konusunda bize yeterince done vermiş görünüyor.

Siz nasıl buldunuz geekler bu ilginç dizinin yeni sezonunu?

Author

A Man Who Walks Alone... @tutkutuzlu

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.