Söz konusu diziler olunca bazı türler var ki hangi yılda yaşıyor olursak olalım, modaları asla geçmez. Az önce kurduğum cümle, bir geçiciliği anlatan “moda” kelimesinin anlamıyla çelişiyor olsa da durum bu. Bazı türler, sürekli yenilenerek ilgi çekmeyi başarıyor ve genel izleyicinin zevkinin doruklarında kalmayı başarıyorlar. Bu duruma bir örnek vermenizi istesem sanırım bana rahatlıkla yalnız kurt dedektiflerin boy boy sıralandığı polisiye dizileri gösterirsiniz. İkinci sırada da sektirmeden, içerisinde zeki doktorların cirit attığı medikal dramalar gelir. Bu haberimiz de onlarla ilgili: Dr. Death isimli yeni bir medikal drama serisi, NBC’nin sahibi olduğu ve ismini de kanalın logosundan alan Peacock Tv bünyesinde potansiyel seyircileriyle buluşacak. Buyurun, aşağıda da serinin ilk resmi tanıtımı yer alıyor:

Aynı isimli bir podcast‘ten uyarlanan dizi, sadece tanıtım filminden hareketle daha önce hiç görmediğimiz bir şey vaat etmiyor. Gerçi, seçilen müziğin biraz yersiz olduğunu söylemem lazım ama bunu bir tercih olarak yorumlamaktan başka bir anlam da çıkartılabileceğini zannetmiyorum ‘şimdilik‘. Bir hastanede çalışan, başta hastane yönetimi olmak üzere çoğu kişinin yöntemlerini algılayamayıp garipsediği ve sevmediği, belli ki buradan yola çıkılarak da çok zeki ve inanılmaz derecede kabiliyetli olduğunu düşünmemiz gereken bir doktorumuz var. Doktorumuzun karşısında onun yaptıklarını tehlikeli bulup, onu durdurmaya çalışanlar var. Bu ikisinin çatışmaları arasında da farklı hastalıklar, içerisinden çıkılması güç ameliyatlar ve ancak sevgili doktorumuzun başarıya ulaşabileceği bazı vakalar izleyeceğizdir. Bu noktada dizinin ayrılan kısmı, anlatacaklarının Teksaslı bir doktor olan Christopher Duntsch’ın gerçek hayat hikâyesinden uyarlanması. Bu hayat hikâyesinin içerisinde de bazı tekinsiz olaylar var. Dizinin ismi bir kere Dr. Death, fragmanda da kendisine sosyopat deniyor, daha azını beklemezdik zaten. Christopher Duntch bunun dışında da bilinen bir isim, kendisiyle ilgili birçok film bulunduğu gibi, merak ederseniz tüm hikâyesine çeşitli arama motorlarına ismini yazarak ulaşabilirsiniz.

Kendimi bildim bileli polisiyeleri olduğu kadar medikal dizileri de takip eder ve severim. Dolayısıyla bir yandan da bir gerçek hayat uyarlaması olarak böyle bir dizi çekilirse ben de açıp paşa gönlümce bu diziyi izleyeceğimdir. Gerçi, House kadar iyisinin gelebileceğini düşünmüyorum ama genel izleyici dediğimiz şeyin, genel izleyici olmasının da belirli bir sebebi var… Türü seviyorsanız zaten siz de benim gibi hissedeceksinizdir diyerek burayı daha fazla uzatmıyorum.

Ha, eğer türü pek de takip etmiyorsanız, bu haberi yazmamın diğer bir sebebine geleyim. Hani bazen bazı oyuncular vardır, sizi yapıma ikna ederler. Böyle hiç istemeseniz bile “Ya şu da burada oynuyormuş, bir şans vermem lazım” dersiniz. İşte bu yapımda da göreceli olarak bu şekilde tarif edebileceğimiz bazı isimler var; başı Alec Baldwin çekiyor. Sizi bilmiyorum ama ben kendisinin o güzel ses tonunu bir kez daha duymak ve hafif üstten bakan tavırlarını bir kez daha görmek için, neyin içerisinde yer alıyorsa izlerim. Sonra, başrolde de özellikle yabancı dizilerden ilk hatırladığı Dawson’s Creek olanların, olmazsa da canı sağ olup Fringe‘den yahut The Affair‘den bildiği Joshua Jackson var.

Dizi, net bir yayınlanma tarihine henüz sahip değil, sadece 2021’in yaz aylarında seyirciyle buluşacağını biliyoruz.

Eh, ben buraya zaten ikna olup geldim. Siz ne dersiniz?

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

1 Comment

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.