Eğer ufak bir tur attıysanız mutlaka fark etmişsinizdir ki Netflix’in bordrolu çalışan gibi bünyesine aldığı birkaç ünlü isim var. Üstelik bu isimler hiç de alelade kişiler değiller. Özellikle dizi dünyasında kaliteli iş yapan kim varsa er ya da geç Netflix’e de el atıyor sırf bu yüzden. Misal, Ricky Gervais bunlardan biri. The Office UK’in yaratıcısı, komedi duayeni Ricky Gervais’in biri stand-up şovu olmak üzere toplam beş adet Netflix şovu var. Bunlardan en yenisi de Mart ayında eklenen yeni komedi dizisi After Life. Bilmeyenler için özetlemek gerekirse After Life, kahramanımız Tony’nin karısını kaybettikten sonraki hayata alışma sürecini anlatıyor.

Diziye başlamadan evvel, dizi hakkında Twitter’dan okuduğum birkaç olumlu yorum, izleme kararı vermem için yeterliydi. Tüm bu pozitif yorumlar ışığında ise içeriğine dair çok fazla detaylı araştırma yapma ihtiyacı hissetmedim ve hemencecik başladım. Biliyor musunuz, iyi ki de öyle yapmışım!

5ee630eb09abc887becaee93ac52ffdd6f461eda

Dizide, Ricky Gervais’in kaba ama hakikatçi, kimseyi sallamayan mizahını bulmayı bekliyordum; umduğumu buldum. Ancak gel gelelim bulmayı hiç beklemediğim şeyler ise gözyaşları, daha önce kimseye duymadığım boyutta bir empati ve her bölüm sonunda gelen hüzünlü bir huzur hissiydi.

Dizinin çekildiği mekan ve renk skalası, huzur hissini size alttan alta veriyor. Kendinizi yeşili bol, kahverengi tonlarının hakim olduğu deniz kenarındaki küçük bir İngiliz kasabasında buluyorsunuz. Hava durumu, dizi boyunca tam üstünüze ince bir ceket alıp turlamalık. Tony ve köpeği ile birlikte siz de Tanbury Kasabası’nda küçük yürüyüşlere çıkar gibi hissediyorsunuz. Dizinin seti sade, çekimleri sade, diyalogları sade; dizi tamamen sadelik üzerine kurulu. Duyguların hep yükseklerde işlendiği diziler çoğunluğu oluşturduğu için, After Life dinleneceğiniz bir liman gibi geliyor.

AfterLife_1026.NEF

Dizideki hüzün hissi ise konunun içine güzelce yedirilmiş. Tony ve yakın zamanda kaybettiği eşi Lisa’nın aşkları, daha da önemlisi arkadaşlıkları o kadar güzel verilmiş ki, Lisa’nın hayatını kaybetmesine hüzünlenmemek elde değil. Tony’nin bu kayıpla başa çıkma yöntemi ise karakterin içindeki Ricky Gervais’i ortaya çıkarıyor. Ricky gibi Tony de ateist; buna bir de yaşadığı büyük kayıp eklenince Tony’nin hayata ve ölüme bakışı tamamen değişiyor. Depresyon ve intihar gibi kavramlar bir nevi mantık çerçevesinde işlenmeye başlıyor aniden. Sırf bu yönden bakınca bile Tony’nin düşünceleri biraz karanlık gelebilir. İntiharı bir nevi özel güç gibi gören Tony’yi dinledikçe, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan biri ile kurduğunuz empati sizi korkutabilir.

Bu kadar karanlık ve karamsar bir adamın yirmi beş senelik evliliğinin nasıl geçtiğini merak edebilirsiniz. Her bölüm birkaç dakikasını izlediğimiz, Lisa’nın Tony için kaydettiği veda videosu tam da burada devreye giriyor. Lisa’nın videolarında anlattığı iyi kalpli ve şefkatli Tony ile bizim gördüğümüz Tony arasındaki fark, Tony’nin depresyonundan geliyor. Sezonun başında mutsuzluğunu kabul eden Tony’nin, mutsuzluğu bırakıp hayatı olduğu gibi kabul etmesiyle de bu fark giderek azalıyor. Sezonu tamamlarken Tony gibi biz de biraz buruk ama yine de huzurlu bir sona kavuşuyoruz.

AFTER-LIFE_EP06_D19-032.jpg

Yalnız, hazır konuşuyorken dizinin yardımcı karakterlerinden bahsetmesem olmaz. Belirtmeliyim ki hiçbir karakter boşa yazılmamış, hiçbiri gereksiz değil; hepsinin hem Tony’e yardım eden hem de kendi başına ayakta duran hikayeleri var. Tüm yan karakterlerin bu gerçekçi ve hayat dolu hikayelerinin, Tony’nin iyileşme sürecinde etkisi çok büyük. Kendi kaybının içinde kaybolmuş olan Tony, kafasını kaldırıp etrafına baktığında tanıdığı neredeyse herkesin kendine göre sorunları olduğunu görüyor. Yaşadığı sorunların kendi hayatlarının ve mutluluklarının önüne geçmesine izin vermeyen insanlarla kurduğu ilişki, Tony’i mutluluğu aramaya teşvik ediyor. Yani anlayacağınız, yan karakterleri sağlam diğer her bir yapım gibi After Life da bu konuda kendini ispatlamaktan geri kalmıyor.

Komedi ve dramanın gerçek hayata yakın bir dozda verildiği, Master of None benzeri dramedi denilen dizilerin arasında After Life da yerini aldı. Baharla birlikte gelen ve her bir geekin gündemini fazlasıyla meşgul eden bütün bu hype sezonuna ara verip biraz dinlenmek isterseniz After Life tam size göre. Çayınızı ve yemişlerinizi kapın, arkanıza yaslanın ve bu rahatlamanın tadına varın.

Author

Dizi bağımlısı bir beyaz yakalı. Kedisine çekmiş, en büyük zevki miskin miskin yatmak. Kendisi ve kedisini sosyal medyada bulabilirsiniz. @asliozkeles

1 Comment

  1. After Life izlemeye bu yazıyla başladım. Üstelik yazıyı okumadan. Evet, siteye girdim ve Ricky Gervais’in kapakta olduğu bir yazı gördüm. Başlıkta “After Life İzleyin” yazıyordu, ben de oturdum izledim. Peki memnun kaldım mı? Sanırım evet çünkü bir oturuşta ilk sezonu bitirip ikincisine geçtim. Dizinin anlatımı öylesine sade ve güzel ki ne bir aksiyon ne de bir gerilim arıyorsunuz. Sadece tadını çıkarıyorsunuz. Ricky Gervais’in Ricky Gervaisliklerini seyretmek tabii ki inanılmaz keyifli, ama Ricky Gervais’in gözlerinizi doldurmasını seyretmek de bir o kadar keyifli. Uzun bir yorum oldu ama yazmadan edemezdim. Yazıda da bahsedilen “hüzünlü bir huzur hissi”, bence bu dizinin özeti. Bir de müzik seçimleri çok iyi. Kesin izlenmeli. Hatta bir daha bir daha bile izlenebilir, yani ben izlerim.

Furkan Akyüz (@mfurkanakyuz) için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.