Zaman Çarkı dizisi gelmeden önce başlattığımız hype treninde artık yavaş yavaş karakterleri anlatmaya başlattık. Moiraine Sedai’nin, Yenidendoğan Ejder’i bulmak için çıktığı macera bizi İki Nehir’e kadar getirdi ve yedi kişilik bir kafileyle yola çıktık. Bu macera sırasında Mavi Ajah’ın Moiraine Sedai’sini yakından tanıdık. Bugün de Moiraine Sedai’nin muhafızı, Yedi Kulenin Lordu, Malkier’in Bıçağı al’Lan Al’Mandragoran’ı anlatacağız. O halde ateşimin başına oturun ve söyleyeceklerimi dinleyin.

Zaman Çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde, mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da; henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Geekyapar’da bir yazı yükseldi. Yazı, başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne başlangıçlar ne de bitişler vardır. Ama yine de bir başlangıçtı.

Aes Sedailer’i anlattığımız yazımızda “Warder” ya da bizim tabirimizle Muhafızlar’dan biri olan Al’Lan Mandragoran; Mavi Ajah’tan Moiraine Sedai’ye, Tek Güç ile birlikte bağlıdır. Yenidendoğan Ejder’i bulmak için çıktıkları yolculukta her daim Moiraine’in yanında olan Lan, genellikle oldukça sert görünüşü ve duygularını ifade etmeyen yüzü ile dikkat çeker. Karanlıkla yüzleşmek konusunda asla Moiraine Sedai’den geri kalmayan Lan, ne zaman bir savaş olsa hep en ön safta olacak kadar cesur ve gözü pek birisi. Yolculuğumuz sırasında belki ismini, gruptaki kişilerden biraz daha az duyacağız ama söylediği küçük bir söz, yaptığı minik bir jest ile en çok ona hayran olacağız. Ve hiç şüphesiz en çok onun hikâyelerinde duygulanacağız.

Taçsız Kral al’Lan Mandragoran

Aslına bakarsanız Al’lan Mandragoran, tıpkı Moiraine gibi varlıklı bir ailede hatta bir kraliyet ailesinde dünyaya geliyor. Şimdilerde karanlığın kol gezdiği Büyük Afet ismi verilen toprakların sınırında bulunan Shienar kentinin daha da kuzeyinde yer alan Malkier adı verilen bir krallığın, son kralı al’Akir ve son kraliçesi el’Leanna Mandragoran‘ın çocuğu olarak doğan Al’Lan, dünyaya gözlerini açtığında Malkier krallığını karanlık ile verilen büyük bir savaş içerisinde bulur. Bu savaş sırasında ihanete uğrayan Malkier ordusu yenilir, Kral al’Akir ve Kraliçe el’Leanna son nefeslerini vermeden önce Lan’a, Malkier’in kadim krallarının Tek Güç ile dövülmüş kılıcını emanet eder ve ona Malkier dilinde “Savaş Lordu” anlamına gelen Dai Shan adını verirler. Malkier’in en iyi yirmi kılıç ustasına emanet edilen Lan, sınır şehri Shienar’a doğru yola çıkar.

On altı yaşına kadar Shienar’da kaybettiği krallığın yasını tutan al’Lan, saçlarına hadori adı verilen ince bir deri şerit bağlayıp, “Gölgeye karşı demir kadar sağlam ve taş kadar kararlı duracağım. Kanımın son damlasına kadar Malkier’i savunacağım. Savunamadığımın intikamını alacağım.” sözleri ile yemin ederek karanlığa karşı verdiği tek kişilik mücadelesine başlar.

Çark, Gizemli Bir Şekilde Çalışır

Aiel Savaş’ının bittiği tarihlerde Kandor’da bulunan Lan, burada tamamen Çark’ın eseri olarak Moiraine ile karşılaşır. Fakat Lan ile Moiraine, uzun yıllar boyunca sürdürecekleri dostluklarına hiç de barışçıl başlamaz. Moiraine’in içerisinde bulunduğu grubu takip ettiğini fark eden Lan, onu küçük bir göle fırlatır. Moiraine ise tabii ki bir Aes Sedai’ye böyle davranmanın cezasını verir. Nihayetinde ortak bir düşman karşısında Moiraine ile gücünü birleştiren Lan, onun da amacının karanlığa karşı savaşmak olduğunu anlar ve muhafızı olarak Moiraine’i korumaya yemin eder. Böylece Moiraine ile birlikte o da Yenidendoğan Ejder’i bulmak için yollara düşer ve İki Nehir’e gelene kadar tam on dokuz yıl boyunca seyahat eder.

İki Nehir’e vardıklarında Moiraine Sedai bir değil üç Ta’veren bulurken, Lan çok daha fazlasını bulur. Rand, Mat ve Perrin’e adeta abilik yaparak her birini gerektiğinde Moiraine’e ve Amyrlin makamına karşı bile koruyan Lan, bu topraklarda aşkı da tadar. Malkier’i yeniden kurmanın hayallerini daima yüreğinin bir köşesinde tutan kahramanımız gittiği her yerde Malkier’in Taçsız Kralı, Yedi Kulenin Lordu, Göllerin Lordu ve Dai Shan olarak anılır. Bir gün Malkier’in sembolü olan altın turnanın, karanlığa karşı verilecek son mücadele olan Tarmon Gaidon’da dalgalanacağına inanılır. Tabii ki Lan’in de bu sancağı tutacak kişi olacağına…

Ekibimizin gururlu kılıç ustası al’Lan Mandragoran’ı böylece tanımış olduk. Hype trenimizin bundan sonraki kısımlarında İki Nehirliler’i anlatmaya başlayacağız. Hayatlarını, kimsenin hatırlamadığı bir köyde geçiren ve evrenin kaderini değiştiren beş karakterin mükemmel karakter değişimlerine şahit olacağız. Anlatması çok daha güç karakterler olacağını şimdiden söylemeliyim. Zira Moiraine ve Lan’in aksine onlar, dizimizde anlatılacak hikâyelerden öncesinde pek de kayda değer şeyler yaşamamış olacaklar. Yine de elimizden geldiğince onları size tanıtmaya dikkat edeceğiz. Ve ilk olarak köyümüzün hikmeti Nynaeve al’Meara’dan başlayacağız. Şimdilik hoşça kalın ve her zaman gölge ve su bulun.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.