Kayıp Rıhtım adına Onur Selamet ve Özgürcan Uzunyaşa tarafından hazırlanan ve İthaki Yayınları etiketi ile okurlarla buluşan antoloji yalnızca yazarlar için değil, aynı zamanda Türk edebiyatını hak ettiği seviyeye çıkması açısından da oldukça önemli bir noktada yer alıyor. Birçok farklı tür ve tekniği aynı anda görebileceğimiz eser “ucubeleri” gözler önüne seriyor.

Türk edebiyatının antolojiler bakımından pek zengin olduğunu maalesef söyleyemeyiz. Yazın sanatının kendi içeriğinde barındırdığı yalnızlık teması basım noktasında da zorunlu karşılığını buluyor ve bu sebeple hikâyecilik karşı konulamaz bireyselliğin içinde kaybolup gidiyor. Ancak antolojik eserlerin yazarların seslerini bir araya getirerek daha gür çıkmasını sağladığı bir gerçek. Hepimizin bir bütünün içindeki küçük evrenler olduğunu göstermesi açısından kilit bir öneme sahip. Okurlara ve yazarlara çok uzağa gitmeden farklı evrenleri keşfedebilmesini sağlıyor. Dolayısıyla Tüm Panayırların Heyulası, Kayıp Rıhtım’ın kurulduğu günden bu yana kendisine mihenk edindiği düşüncesini kâğıda dökerek ve mürekkebe bulayarak bir kez daha ortaya çıkmasını sağlıyor: Edebiyatta kaybolanların geldiği bir liman. Böylelikle okurların karşısına çıktığından beri kişileri ortak bir platformda toplamayı başaran Rıhtım, bu misyonunu yeni bir eşikten geçirmeyi de başarıyor.

Kayıp Rıhtım Öykü Antolojilerinin İlki “Ucube” Temasını Ele Alıyor

Diğer taraftan bu eser için seçilen temanın ne kadar doğru olduğunu görebiliyoruz. “Ucube” belki de bugünlerde bir antoloji için seçilebilecek en uygun temalardan. Giderek hızlanan yaşamlarda sadece birbirimizden değil aynı zamanda gerçekliklerden de ne kadar uzaklaştığımızı ve başkalarının gözlerine ne kadar ucube gibi gözüktüğümüzü fark etmemiz gerekiyor. Bunu sadece tek bir ağızdan değil, en incesinden en kalınına, bütün sesleri ve nefesleriyle muhteşem bir senfoniden duymalıyız. Çünkü Tüm Panayırların Heyulası kitabını basıma hazırlayan ve aynı zamanda Kayıp Rıhtım’ın kurucularından olan Onur Selamet’in dediği gibi: “İnsanların popülist politikalar tarafından marjinalleştirildiği, yalnızlaştırıldığı, öteki olmaya mahkûm edildiği zamanlardayız.” İşte böyle zamanlarda tüm panayırların heyulası bir araya gelmeli, ucubeler gün ışığına çıkmalı ve sürekli kaçındığımız şeyleri söylemeliler.

Antolojilerin yazarlar açısından da oldukça keyifli bir proje olduğundan bahsetmek gerekiyor. Farklı türlerin bir araya geldiği böylesine bir eserde, bütünü oluşturan parça olabilmek büyük bir fırsat. Muhteşem bir senfoniyi oluşturan korodaki ses, kalabalığın içinde kaybolmayan bir yüz olabilmek ancak böylesi antolojik eserlerde mümkün olabiliyor. Henüz bir önceki hikâyenin sarhoşluğuyla sallanmakta olan okuru alıp yeni ve daha önce görülmemiş yeni manzaralarda ayıltabilmek şüphesiz bir yazar için büyük bir tatmin. Dolayısıyla yirmi yazarı bir araya getiren böylesine muhteşem bir kadro eminim ki sadece edebiyat için değil kendileri için de unutulmaz bir esere imza attılar.

Tüm Panayırların Heyulası ve Okura Olan Bağı

Tüm Panayırların Heyulası’nı Kayıp Rıhtım’ın maddeye bürünen vizyonundan ve yazarın mürekkebe bulanarak kendisi kadar gerçeğe yaklaşmış yazısından daha büyük bir zevkle tüketen bir grup daha var: Okurlar. Sayfaların her biri bir öncekinden daha muhteşem metinlerle doldurulmuş zengin ve bir o kadar da çarpıcı hikâyeler karşısında okur olarak garip bir tebessüm ve dipsiz düşüncelere kapılmadan edemiyorsunuz. Kitap boyunca yazılan her bir eser “ucube” temasını o kadar farklı açılardan ele alıyor ki, gerçekliğin içinde sarıp sarmalanmış bu kadar farklı boyutun olabileceği tahayyülünüze sığmıyor.

Düşünceler ve yaşamlar her bakış açısında farklı bir mahiyete bürünürken, daha fazlasının olamayacağından emin olduğunuz anda kırılıp açılıyor ve her birinin içinde farklı başka boyutlar tezahür ediyor. Üstelik bunlar bir kaleydoskobun yansıyan ve tekrar eden motifleri değil, her hikâye oldukça özel. İşte bu noktada gözlerinizi artık bakmaktan çekindiğiniz ucubelere, çirkinlere, deforme olmuş ve parçalanmış gerçeklere çevirmek zorunda kalıyorsunuz. Yirmi farklı yazar her maceranın sonunda size daha önce bakmadığınız yeni manzaraları gösteriyor.

Öyleyse gelin her bir yazarın kendi dünyasından sunduğu ucubelere birlikte göz atalım.

1 2
Author

Ocak 2008 tarihinde yayın hayatına başlayan Kayıp Rıhtım; sinema, dizi, anime, geek kültürü, çizgi roman, manga, görsel sanatlar gibi kültür dünyasının bütün alanlarıyla; dahası bilimle, arkeolojiyle, tarihle… Kısacası evrenin nefes alınabilecek tüm noktalarıyla temas hâlinde. Her geçen saniye eksiklerini kapatarak dev bir kültür platformu olmak hedefiyle yoluna devam ediyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.