Yıllardır ödül sezonu dediğimiz nane aynı şekilde gerçekleşir. Stüdyolar yaz sonu gibi hafif lobi kampanyalarına başlar, sinema ile ilgili internet siteleri, dergiler ve gazetelere bolca röportajlar verip; kendi filmlerini “Oscar yarışında olan” bir film olarak göstermeye gayret ederler. Ondan sonra sonbahar başı gibi Oscar’ın öncülü kabul edilen ödüller verilmeye başlanır, adaylar açıklanır. Yönetmenler loncası DGA, oyuncular loncası SAG, yapımcılar loncası PGA, Altın Küre’ler ve BAFTA’lar genelde bu konuda otorite kabul edilen öncü ödüllerdir.

Artık yavaş yavaş bu sezonun finaline yaklaşıyoruz. Artık önümüzde Oscar’lardan önce sadece iki büyük ödül kaldı, DGA ödülleri ve BAFTA’lar. Zira geçtiğimiz Cumartesi PGA ödülleri verildi, Pazar günü ise SAG. DGA, PGA ve SAG ödülleri; ödül sezonu içerisinde muhtemelen Oscar yarışı ile ilgili bize bir ipucu sağlayacak en önemli detaylar; zira onlar için oy kullananlar (yani yapımcılar, yönetmenler ve oyuncular) Oscar’larda da kendi kategorilerinde oy kullanacak olanlar aynı zamanda. Yani anlayacağınız, kimin Oscar’a daha yakın olduğu iyice net artık.

international-trailer-for-whiplash-with-jk-simmons-and-miles-teller

Adaylıkları ve kazananları tek tek listelemeye gerek yok; iki kategori de TV dalında ödüller de veriyor fakat bizim ilgilendiğimiz kısım, yarışı önde götürenler. Öncelikle PGA ödüllerinden başlamak gerek, zira PGA tarafından en iyi film olarak onurlandırılmış son 7 film Oscar’da da gidip aynı başarıyı gösterdi. O yüzden, bu senenin bir numaralı adayı Alejandro Inarritu’nun Birdman’i diyebiliriz, zira hem PGA’i hem de SAG’in ona benzer ödülü olan “En İyi Ensemble” ödülünü Birdman eve götürdü.

Oyuncular konusunda ise ana dört kategoride çok net favoriler var artık. En iyi aktör konusunda Eddie Redmayne, en iyi aktris kategorisinde Julianne Moore, en iyi yardımcı aktör olarak J.K. Simmons, en iyi yardımcı aktris performansıyla da Patricia Arquette ödülleri aldılar SAG’den. Bu dörtlü Oscar’a kadar ciddi favoriler olarak devam edeceklerdir; Bu dörtlüden Moore, Simmons ve Arquette bu raddeye gelene kadarki diğer tüm ödülleri de toparladılar zaten. Bana göre hâlâ muallakta olan tek dal En İyi Aktör dalı. Redmayne SAG’i aldı ve şimdilik önde gözüküyor, fakat Michael Keaton da bu sezon onlarca ödül aldı ve hâlâ yarışın içinde.

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

3 Comments

  1. ödüle aday filmleri izledim, en farklı ve başarılı yapıt birdman gibi geldi bana. filmi izlerken hiçbir sahnesinde sıkılmadım ki gecenin 2 sinde başlamıştım izlemeye, ona rağmen hunharca güldüğüm yerler vardı özellikle edward norton un oynadığı sahnelerde. Michael keaton gerçekten öyle bir oynamış ki, zaten neredeyse tüm filmi tek kamera ile çekilmiş hissi verdiğinden sürekli etki altına alıyor sizi oyunculuğuyla.
    Benedict Cumberbatch de oldukça iyi rol kesiyor, yükselen yıldız olması insanlara sempatik gelişi oscar ödülüne de uzanmasını istetiyor insana fakat akademinin oldukça ilginç kararlar verdiği herkes tarafından biliniyor. Nolan ın akademiden yana pek yüzünün gülmemesi bununla açıklanabilir.

  2. PGA’nın ödülü Birdman’e vermesi hakikaten de işleri daha heyecanlı bir hale soktu. Biliyorsunuz, Birdman komedi/müzikal kategorisinde The Grand Budapest Hotel’i alt edemeyerek Altın Küre’den eli boş dönmüştü. The Grand Budapest Hotel, erken vizyona girmesinin dezavantajı olarak pek çoğumuzun hafızasında silinmeye yüz tutmuşken, doğru yürütülen bir kampanya ile sektör tarafından bir anda sahiplenilerek ilginç bir başarı öyküsüne imza attı. Akademi’den 9 adaylık kapmasıyla da Birdman’i sollayıp Boyhood ile beraber “frontrunner” pozisyonuna oturduğunu düşünmeye başlamıştık. Ancak öyle görünüyor ki Birdman de hala büyük iddia sahibi. Bu üçünün yanına – rakiplerinin aksine ardında devasa bir eleştirmen desteği olmamasına rağmen – Weinstein’ın inanılmaz kampanya becerisini göz önünde bulundurarak The Imitation Game’i de eklediğimizde ortaya heyecan verici bir tablo çıkıyor. Evet, belki yarışacak filmlerin genel kalitesi açısından bazı yılları aratacak bir tören izleyeceğiz; ama bırakın aylar öncesini, şu anda bile kesin bir favoriden söz edemiyor olmanın tadı da bir başka.

    Oyunculuk kategorilerine gelirsek, her yıl olduğu gibi şüphesiz ki en büyük ve saygın yarış en iyi erkek oyuncu kategorisinde. Öyle ki ortaya çıkan listede yer alan beş aktörden hiçbirinin neden burada olduğunu sorgulayamıyoruz, ama yer bulamadığı için yakındığımız aktörler bir hayli fazla. Matthew McConaughey (Interstellar), David Oyelowo (Selma), Ralph Fiennes (The Grand Budapest Hotel), Joaquin Phoenix (Inherent Vice) ve Jake Gyllenhaal (Nightcrawler) ilk aklıma gelen isimler. Her neyse, zaten adaylıklarda bir iki ufak oynama yapılmış olsa dahi yerinden edilemeyecek isimler ortada: Michael Keaton (Birdman) ve Eddie Redmayne (The Theory of Everything). İkisi de beğenerek takip ettiğim aktörler ve birinin bu yıl büyük ödülü kucaklayacak olması sevindirici. Hangisinin performansı daha iyiydi derseniz Inarritu ve Birdman’in hatırına gönlüm biraz Keaton’dan yana olsa da sanırım Redmayne’e hakkını vermem gerekecek, filmin kendisi tartışılır ama inanılmaz pürüzsüz bir Hawking ortaya çıkarmış Redmayne.

    En iyi kadın oyuncu ve en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllerinin gidecekleri adresler uzun zamandır belli (Moore ve Simmons), ancak yardımcı kadın oyuncu kategorisinde içimde hala ufak da olsa bir umut besliyorum. Arquette’in ödüle ulaşmasını hiç mi hiç istemiyorum. Alırsa Akademi tarihinde ödül kazanan en vasat performanslardan biri olacak şüphesiz. Keşke karşısında gerçek anlamda güçlü bir rakip olsaydı da böyle kolay bir zafere yürümeseydi. Yardımcı kadın oyuncu kategorisi hep zayıf bir yarışa sahne olur, fakat bu sene keşke ödülü hiçbirine vermeseler diye iç geçirmeden edemiyorum. Streep’in kendini hiç zorlamadan aldığı adaylıklara laf edip duruyoruz, ama bu kategori böyle olduğu sürece Streep buradan daha çok ekmek yer.

  3. yeter karaer Reply

    birdman için SAG dan ziyade PGA dan aldığı ödül daha çok anlam ifade ediyor. geçen senede toplu performansı american hustle almıştı ama oscarda sıfır çektiğini ve hiçbir oyuncusuna ödül getirmediğini unutmamak gerek. SAG genelde bireysel zaferlerde oyuncuları öne çıkaran bir avantaja sahip.

    peki birdmanin oscar yarışındaki pozisyonu nedir PGA ödülünden sonra dersek benim fikrim birdman hala boyhood, imitation game ve budapeste hotel’in gerisinde. 30 yılı aşkın süredir kurgu adaylığı alamayan hiçbir film en iyi film ödülüne ulaşamamış, birdmaninde akademiden kurgu adaylığı alamadığını düşünürsek, bu durum film için çok büyük bir handikap. şunu da unutmamak gerekir ki PGA belgesel ve animasyon dalında akademiye aday bile olamayan iki yapıma verdi ödülünü. buda birdmanin henüz frontrunner durumunun kesinleşmediğini düşündürüyor.

    bence major katogorilerden en iyi film ve en iyi erkek oyuncu halen süprizlere açık. şahsi fikrim michael keaton’un eddie redmayne ne ödülü son dk süprizi ile ödülü kaptıracağı yönünde. en iyi film için ise weinstein nin kampanyada iyice gaza basıp yine bir son dk süpriziyle imitation game’in kazanacağı. boyhoodu yönetmen dalında taçlandırıp aradan çıkaracaklardır.

batikon için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.