Ant-Man and the Wasp‘ın çıkış tarihi yaklaştıkça, filme dair duyduğumuz şeylerin hacmi de doğru orantılı olarak artışa geçiyor. Yavaş yavaş ön röportajlar düşmeye başladı, ufaktan son klip ve fragmanlar da önümüze gelecektir. Bize düşen, Infinity War‘ın aksine kartlarını çok daha açık oynayan Ant-Man and the Wasp’a dair öğrendiklerimizden filme dair gaza getiren ögeleri ayıklayıp bulmak, bu gazı alan unsurlara selam çakılıyor mu bakmak.

Bir tane gaza getirici ögeyi de, filmin yönetmeni Peyton Reed‘in Slashfilm‘e verdiği röportajda bulduk. Slashfilm, deneyimli yönetmene “Miras kahraman konseptini nasıl ele alıyorsunuz” diye sordu. Şu cevapla karşılaştı:

Bu filmde bu mevzuyla direkt yüzleşiyoruz, çünkü ben bu filmde daha çok ele aldığımız bir konunun akıl hocasının hayal kırıklığı olduğunu düşünüyorum. İlk film tamamen ‘Böyle bir teknolojim var, ne yapacağız? Artık bununla uğraşmak için çok yaşlıyım, kime vereyim?’ üzerine şekilleniyordu. Ve ilk filmde cevap, Hank’in gözünün önündeydi. Hope’du. Kendine has bir takım sebeplerden dolayı alışıldık olmayanı tercih etti fakat şimdi, mesele bu inanılmaz güçlü teknolojinin sorumluluklarını kabul etmekle ilgili. Civil War’da olup bitenlerden sonra Scott bu konuda biraz güvenilmez olduğunu ispatladı, o yüzden de bu konuda ciddi bir karakter eğrisi var. Akıl hocası verdiği kararı büyük bir oranda sorguluyor.”

Bunu, Michael Douglas; yine Slashfilm‘e verdiği röportajda “Scott’ın Hank’in teknolojisini alıp Civil War’a gitmesini Hank nasıl karşıladı” sorusuna verdiği cevapla destekliyor:

Bu Hank’i epey sinirlendiriyor. Gerçekten çok sinirli. Bence bu Scott ve Hank arasındaki ilişkinin tonunu başlangıçta kuran şey. Scott Dr. Pym ile çok fazla bilgi paylaşmadı.”

Bakın bu gerçekten ilginç bir şey. Anlattıkları sadece karakterizasyon bakımından beni cezbetti bile. Çünkü evet, biz çizgi romanlarda Hank Pym’den sonra Scott Lang’in geldiğini bildiğimiz için durumu hiç sorgulamadık; ancak tersten düşünsenize? Ortada bir teknoloji var. Bu teknolojiyi üreten adam hem dövüşmeyi, hem bilim etmeyi, hem iş yapmayı bilen başarılı kızı yerine sokaktan topladığı çapulcuya veriyor. Ondan sonra çapulcu da o teknolojiyi alıp elalemin iç savaşına katık etmek üzere Berlin’e götürüp, tüm dünyaya da afiş ediyor. Ben bu filmin bunu işlemesini bir şart koşmazdım kesinlikle, ama işlemeye karar vermiş olması da gerçekten kulağa zekice ve çekici geliyor…

Siz ne diyorsunuz peki? Bu durum sizin de geek damarlarınızı kıpraştırıyor mu? Yorumlara yazın!

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.