Sizi bilmiyorum ama ben naçizane birbirleriyle devamlı çalışan aktör – yönetmen ilişkilerine bayılıyorum. Guy Ritchie – Jason Statham gibi tarz olarak birbirleriyle özdeşleşmiş ikililer kesmiyor, hatta George Lucas – Harrison Ford gibi mühür işler yapmalarına rağmen kişilik olarak yan yana çok gelmeyen ikilileri bile beğenmiyorum. Ben baya birbirleriyle artık neredeyse sırf totem olsun diye bile çalışmaya devam eden ikililer istiyorum.
Günümüzde bunun en güzel örneklerinden biri de Christopher Nolan ile Michael Caine ikilisi. Usta İngiliz aktör, çağımızın auterbuster’ı Nolan’la ilk defa 2005’teki Batman Begins setinde tanıştı, o günden bu yana da kesintisiz bir çalışma ilişkisi yetiştirdiler. Caine tüm Batman serisi boyunca Kara Şövalye’nin sadık uşağı Alfred’i oynadı, yetmedi Prestige’de, Inception’da, Interstellar’da yine Nolan karakterlerine ekranda akıl dağıttı.
Yalnız aranızda Dunkirk izleyenler var, pişkin pişkin sırıtıyorlar şimdi ekrana. Ya da daha yüksek ihtimalle, başlıktan gelen bilgiyle bu dakikaya kadar yazının anlattığı şeyler arasındaki bağlantıyı doğal olarak kurdular ve malumun ilan edilmesini sabırsızlıkla bekliyorlar. Her halükarda biz müjdemizi vermek isteriz. 21. yüzyılın en tatlı aktör – yönetmen ilişkilerinden biri, meğerse hiç bozulmamış. Meğerse, Michael Caine yine Dunkirk’te küçük bir usta rolü bulmuş kendisine. Telsizden emir veren kumandan.
NJ.com’a verdiği röportajda Nolan bunu doğruladı, üstüne üstlük hepimizi de ezdi. Şöyle dedi Nolan:
“Evet, aferin çok iyi yakalamışsın. Birçok insanın dikkatini çekmemiş olması beni şoke etti, özellikle de Michael’ın sinemadaki en eşsiz seslerden biri olduğunu düşünürsek. Onu bir yere sıkıştırmayı çok istedim. Onun Battle of Britain’daki karakterine ufak bir gönderme bu. Tabii bir de bu Michael. Bütün filmlerimde olmak zorunda.”
Yani Michael Caine’siz bir Nolan filmi çıkmamış. Dünyadaki her şey yerli yerindeymiş arkadaşlar. Tuttuğunuz nefesi dışarı salabilirsiniz.
