Geekyapar, geride bıraktığımız yılın en iyi işlerini seçmeye başladı! Bugünle başlayarak, bundan sonra ince ince 2015’i kıyıp doğrayacağız; altında neler var, geçerken bizlere neler bırakmış onları irdeleyeceğiz. Sürecimiz çok basit. Geekyapar’ın yazarlarına, dizi, film, çizgi roman, oyun ve müzik kategorilerinde o sene onlar için ekstra anlam ifade eden üçer işi yazmalarını istedik. Sonra da en fazla aday gösterilenleri sıraladık. Oyları eşitse, o zaman da biraz kanaat kullandık; biraz da yazan kişi kendi sırasında kaça koymuş; ne kadar tutkuyla anlatmış onlara baktık.

İlk iş olarak da filmleri inceliyoruz. Buyurun, Geekyapar yazarlarına göre 2015’in en iyi 10 filmi!

 

10. Turbo Kid

01 Turbo Kid

Yazan: Mert Günhan 

Tamamen şans eseri denk geldiğim bir film Turbo Kid. Bir avuç Fransız’ın elinden çıkma, Sundance’de falan gösterildi. Bizim geek semalarında çok duyulmadı fakat film gerçekten kostümleri olsun, dünyası olsun, karakterleri olsun bambaşka bir vizyonun eseri. İzleyin, izletin.

 

9. The Hunger Games: Mockingjay, Part 2

03 Mockingjay Part 2

Yazan: J.H. 

The Hunger Games serisiyle ilgili söylenecek ne kaldı bilmiyorum. Evet, Battle Royale esintileri; evet young adult tatları, evet aşk üçgenleri; evet evet. Ama en nihayetinde, sinema salonunun bazı doğruları vardır. Tüyleriniz diken diken oluyor mu? Gözünüzü perdeden alabiliyor musunuz? Filmin sahneleri çıktıktan sonra aklınızda dolanıp duruyor mu? Karakterler kanlı canlı mıydı, konu aklı selim miydi, çekimler heyecan veriyor muydu? Mockingjay, Part 2 için bu soruların hepsinin cevabı evet. Yıllar sonra dahi hatırlanacak bir final olup olmadığı şaibeli. Ama bugün, şahane bir film olarak bu listede anılmayı çok net hak ediyor.

 

8. Youth

02 Youth

Yazan: Mert Yenici 

Paolo Sorrentino’yu ilk kez İstanbul Film Festivali’nde Il divo ile keşfetmiştim. Ondan öncesi bende pek yok maalesef. Geçen sene İtalya’nın adayı olarak Oscar kazanan The Great Beauty’i izlediğimde bunu ancak bir yönetmen yetkinliğe eriştiği yaşlılık döneminde çekebilir diye düşündüm. Uzun zamandır yönetmenlik anlamında bu kadar yetkin bir film izlememiştim zira. Ama Sorrentino’nun henüz 6. uzun metrajıydı ve daha adam 43 yaşındaydı. Youth’un The Great Beauty’den daha iyi bir film olabileceğini beklemiyordum açıkçası ama aklımı başımdan aldı. Tıpkı filmin kendi içindeki hikâyesine benzer şekilde, Sorrentino adeta bir orkestrayı yönetir gibi yönetmiş. Bu yaşta ölüm ve yaşam üzerine bu kadar dingin ve sakin bir film çektiyse, bu adam Scorsese gibi 70’lerine geldiğinde neler çekecek diye soruyor insan. Tebrikler Maestro!

 

7. Ex Machina

04 Ex Machina

Yazan: Ozan Cem Yılmaztürk

Filmlerde fazla gerilebilen biri değilim. Bu biraz inancımdan, biraz da fazla film izlemenin verdiği öngörme yetisinden kaynaklanıyor. Ama aynı Ex Machina gibi, psikolojinin, etiğin kıyısında, cam kadehin ağzında parmak ucunuzu gezdirircesine gezinen filmler beni tür listesinde gerilim yazan filmlerden daha çok geriyor. Yapay zeka üzerine kurulan film en dingin anından en heyecan verici anına kadar ensenize gerilim nefesi veriyor. Oyunculuk, müzik, atmosfer gibi başarılı teknik yönlerini de hesaba katarsak filmin başından keyifle kalkıyorsunuz. Film sonu damağınızda kalan o metalik tat filmi her hatırlayışınızda damağınıza tekrar yerleşiyor.

 

6. Kingsman: The Secret Service

05 Kingsman

Yazan: Ozan Cem Yılmaztürk

Kingsman bir şaheser, bir magnum opus falan değil. Easter egg aramaktan kör olduğumuz bir geek hazinesi de değil. Filmi listeme alma sebebim de tam olarak bu. Her film izleyişimde kendimi öyle ya da böyle yorduğum bir dönemde karşıma çıktı Kingsman: Secret Service. Beni hiç yormadan, son derece eğlendirerek, suratıma gevrek bir sırıtış çizerek başladı ve bitti film. Beyin yakmak için, merak uyandırmak için asıl işinin ne olduğunu unutan casus filmlerinin arasında tam olarak yapması gerekeni yaptı: Makul ve ilginç bir kötü adam sundu; dolaysız bir twist çizdi; casuslarına aksiyon, mizah ve karizmayı “özel yapım takım elbise” gibi giydirdi; en nihayetinde günü kurtardı ve prensesi kaptı. Benden de tam puan aldı.

 

5. Ant-Man

06 Ant-Man

Yazan: Can Türkdoğan

Guardians of the Galaxy ile bizi pek güldüren Marvel’ın Ant Man’i de bu senenin en komikli, en eğlenceli işlerinden biriydi kesinlikle. Filmden ne bekliyorsam onu fazlası ile aldım. Ant Man’i diğer MCU filmlerinde görmek için çok sabırsızlanıyorum.

 

4. Inside Out

07 Inside Out

Yazan: Mert Yenici 

Pixar’ın Brave, Cars 2 ve Monsters University gibi son dönem işlerine pek bayılmamıştım açık konuşayım. Up’tan bu yana beni aman aman etkisi altına alabilen bir iş çıkaramadılar. Kötü işler değiller elbet ama duygu olarak yeterince bana geçmediler maalesef. Belki bu sene az film izlediğimden belki de gerçekten çok sevdiğimden bilmiyorum, Inside Out’un 3. sırayı hak ettiğini düşünüyorum. Daha güzel filmler izlemişsindir bu sene eminim ama Pixar, Wall-E’de bu yana ilk kez bana bu kadar yoğun duygular hissettirmeyi başardı. Film bitince Sadness’ın devasa bir pelüş oyuncağını alıp sarılıp yatmak istedim.

 

3. Justice League: Gods and Monsters

08 Gods and Monsters

Yazan: Yiğitcan Erdoğan

Çizgi roman şirketleri çok sık yaparlar “what-if?” şeklinde hikayeleri. Bazısı Red Son olur, çok tutar; bazısı da Marvel Zombies olur, iki hafta eğlendikten sonra koşarak uzaklaşmak suretiyle unutursunuz. Bunun komik olma ihtimali çok yüksektir çünkü. “Batman, ama, bak bak burası çok önemli, gerçekten yarasaymış meğersem!” olduğu zaman, ateş ederek vazgeçesiniz gelir. Ucuz olma, ilk akla geleni yapma ihtimali ise daha da fazladır. Gods and Monsters bunlardan hiçbirini yapmadan, taş gibi bir seyirlik sundu bu sene. Karakterlerin silüetleri aynıydı, ama kendileri o kadar başka, o kadar eğlenceli, o kadar merak uyandırıcı ve akılda kalıcıydı ki; alternatif değil, paralel bir hikaye olarak daha ilginizi çekmeye başlıyordu. Senenin en iyi animasyon işlerinden biri, DC’nin efsane animasyon stüdyosundan çıkan son yılların en iyi işi.

 

2. The Martian

09 The Martian

Yazan: Tutku Tuzlu

Kitabı okuyanlar beğenmedi ama benim gibi okumayanlar için uzay bilim kurgusu böyle olmalıydı. Kendini aşırı ciddiye almadan olabildiği kadar basit düşünen, bunu yaparken de saçmalamayan, düzeyini düşürmeyen, her dakikasında keyif veren, hiç sıkmayan, izlenmeyi kesinlikle hak eden bir film. Yılın akılda kalan filmlerinden olmayı başardı. Bir şans verin pişman olmayacaksınız.

 

VE SENENİN EN İYİ FİLMİ…

1 2

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.