Hani bazen geek zihninizin köşelerinde bir bilgi durur; unutulmakla unutulmamak arasında gidip gelir ya? Reisliği dillere destan olmuş Ajan 47’nin Hitman: Agent 47 adıyla tekrar büyük ekrana uyarlanacağı da benim için böyle bir bilgiymiş. Tamamen çıkmış, uçmuş, gitmiş aklımdan. Bunun benim şahsi “yaşlanıyor muyuz” kaygılarım için ciddi bir negatif alt anlamı var; fakat film için büyük bir avantaj olduğu da muhakkak. Fragmanı görene kadar, zihnimde en ufak bir beklenti ya da aşılması gereken çıta yok neticesinde.

Peki film bu avantajı gole çevirebiliyor mu? Tabii ki hayır. Yani yalan olmasın, fragmanın zaten başlangıcında bir problem var. Bir karakteri ensesinden yargılamak mübah mıdır? Belki normalde yapsam “ne detaycı adam çıktın” dersiniz, boynumu bükerim karşınızda. Ama mevzubahis kişi Agent 47 olunca… o ense olmamış be hocam. O kafayı kaldırışla açmayaydınız bari fragmanı.

Videonun geri kalanı iyi mi? O da değil. Dürüst olmak gerekirse arada bir yerde yapılan kıyafet değiştirme referansı ufak bir umut dalgasına yol açıyor, insanın bir sevinesi geliyor; fakat ondan iki saniye sonra Zachary Quinto’nun konu açıklamaya yönelik odunumsu diyalogları; o diyalogun anlattığı Ninja Kaplumbağalar 2014 tarzı konu, kendinden geçe geçe patlayan arabalar, aksiyonun ortasında kel kafasıyla dimdik duran bir Agent 47 yığılıyor üzerinize.

Yani Hitman bu mudur? Zannetmiyorum. Oyunlara efsane hâkim değilim, ama anladığım kadarıyla Agent 47’nin bam güm aksiyon yıldızı bir karakter değil, hedeflerini kaza kurşununa kurban gitmiş gibi göstererek öldürme konusunda uzmanlaşmış bir sessiz suikastçi olduğunu biliyorum. Belki filmdeki tüm aksiyon sahneleri bu kadardır, belki tek odun diyalog fragmandakidir. Bilemeyiz tabii ki ama, şimdiden ümit yerlerde onu söyleyelim. Başrolde Homeland’den tanıdığımız Rupert Friend‘in olduğu, Zachary Quinto, Hannah Ware, Thomas Kretschmann ve Ciaran Hinds‘in de diğer rolleri üstlendiği film, Amerika’da 28 Ağustos’ta vizyona girecek; ülkemiz için henüz bir çıkış tarihi yok. Fragmanı ise şu şekilde. Buyurun!

PS: O repliği de Watchmen’den çakarken azıcık utansaydınız be…

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

12 Comments

  1. Sinan Bulsun Reply

    Oyunlar ile filmler arasındaki farkı unutmuşsun maalesef..Belki sen,ben oynadığımız için izleyeceğiz ama gişe yapması için en azından emeğin karşılığı alabilmek için bir umut devam filmi çekebilmek için gişede tutunması şart..Bunu da sessiz ve gizlenerek yapamazlar,seyirci aksiyona gelir..

    • Yiğitcan Erdoğan Reply

      Valla The American’ı izlemesem, katılırdım dediğine Sinan; ama öyle bir suikastçi filmi de çekilebiliyor yani; güzel de oluyor…

  2. hitmanin lafı vardır nobody will notice if there is nobody to notice diye film ordan yapmışlar(olayı gören herkes öıştılmüşse zaten olay olmamamıştır diye)

  3. Zachary Quinto’nun Homeland’deki performansı gayet iyiydi. Umarım filmde de aynı gayreti göstermiştir.

    • Can Doğanay Reply

      Rupert Friend diyecektin herhalde? Ben de Homeland’deki performansından dolayı baya ümitliyim.

  4. Can Doğanay Reply

    Ben bu sefer umutluyum ya, yazar kadrosu ve yönetmen pek ümit vermiyor ama en azından oyuncu kadrosu bi şekilde kurtarabilir belki

  5. Caner Çolakoğlu Reply

    o değil de 47 bildiğin parlak dazlaklıktadır.burdaki versiyonda bildiği saçı var benim gözümde..

  6. Başrol oyuncusunu Homeland dan bilirim iyi oyuncudur falan ama editörün dediği gibi o ense olmamış. Kafadaki o çıkıntı nedir Türklerde olur derler öyle çıkıntı
    Hitman için dazlak yuvarlak kafalı biri lazım bulamıyorsunuz madem makyajı iyi yapın.

Yiğitcan Erdoğan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.