Ya gerçekten, internet yıllarca Keanu Reeves’in gönlünün güzelliğini anlatan hikayelerden geçilmedikten sonra, John Wick büyük bir başarı elde edince filmin kendisi kadar, bu güzel adamın tekrardan hak ettiği mertebeye geri gelmesine de çok coşmadık mı? Hani Wick müthiş bir filmdi, gerçekten. Ama bir yandan da filmle ilgili en güzel şey, tekrardan Reeves’in oralarda olması da değil miydi?
Şimdi Reeves, daha da oralara çıkıyor. John Wick: Chapter 2 geliyor. Bu sefer biraz daha büyük. Biraz daha cafcaflı. Ama Reeves, yine orada, merkezinde. Ve gerçekten, fragmanını yayınladılar ya geçtiğimiz gün, siz de izleyeceksiniz şimdi… Her şey o kadar müthiş nostaljik geliyor ki. Aynı Keanu Reeves’in Speed ile hayatlarımıza girdiği dönemdeki gibi. Bir adam. Bir aksiyon filmi. Bolca gaz. Ve tutarsa, paylaşılmış evren olmadan, easter egg arayışlarından arınmış bir biçimde, sade bir vaziyette gelecek devam filmi.
İlk film hatırlayacaksınız, dahiyane bir şekilde köpeği öldürüldüğü için herkesin ağzına sıçan eski bir suikastçiyi konu alıyordu. Bu sefer tekrar bir köpek öldürmek mümkün olmayacağı için (ima ediyor bu arada kitapsızlar) biraz farklı bir konuya geçilmiş. Ama elbette, konu olmayacak bizim merakla beklediğimiz şey. Biz aksiyon istiyoruz John Wick’ten. Fragman da onu vereceğe benziyor.
Yeni aktörlerin de her biri gayet havalı gözüküyor. Tabii ki burada ayrı bir parantez, yıllar sonra Laurence Fishburne ve Keanu Reeves’i yan yana görmenin getirdiği keyfe de açılmalı. Fragmana bir tadımlık kare koymuşlar ikisinin karşılıklı atıştığı. İnsanda aynı anda iki fikir uyandırıyor, birincisi: “Vay be, Morpheus ve Neo tekrar buluştu”. İkincisi de “Vay arkadaş, Fishburne çökmüş, Reeves’de tık yok!”. Gerçekten, vampir mi bu adam, nasıl yaşlanmamak?
