Yine bir Mr Robot yazısı, yine aynı uyarı. Her zamanki gibi yazıyı spoiler-free tutmaya çalıştım. Ama nasıl ki herkesin parmak izi farklı, aynı şekilde herkesin spoiler eşiği de farklı. Birinin spoiler olarak gördüğünü ben öyle görmemiş olabilirim. Bu tarz sorunları yaşamamak, yazıyı mutlu ve huzurlu tamamlayabilmek adına, yazıyı okumadan önce bölümü izlemeniz tavsiye edilir. Eğer bu uyarıya rağmen hala yazıyı okumak istiyorsanız, benim yapabileceğim bir şey yok, kendiniz bilirsiniz.

Bana göre vasat, çoğu kişiye göreyse mükemmel olan bölümümüzün ardından tempo arayanların hayal kırıklığına uğrayacağı, dizinin derinliğinden hoşnut olanlarınsa keyifle izleyeceği bir bölümle karşı karşıyayız. Geçen bölümün düşüşünden sonra mantıklı bir şekilde ayağa kalktığını söyleyebiliriz.

robot_viewsource_mediagallery_vet

Öncelikle Shayla sonrası, Elliot’ın bu bölümün başrolünde olmaması hoş bir değişiklikti. Buna rağmen yaşadığı büyük olayın karaktere yansımaları ne güzel ki klişe bir “Yakacağım bu gezegeni” yaklaşımından çok daha başarılı olmuş. Halihazırda duygusal/iletişimsel sorunlar yaşayan birinin ölümle yüzleşmesini son derece başarılı bir şekilde ekrana yansıtırken, bir süredir çok umursamadıkları psikolog Krista yan karakterini de çok güzel bir araç olarak kullanmışlar, ki ikilimizin bu durumu yeni bölümün de çabucak gelmesini istememize güzel bir vesile oldu.

Açılış sahnesinin önceden övdüğüm açılışlar gibi şaşalı olmamasına rağmen son derece etkileyici ve yerinde olduğunu da buraya not olarak düşelim. Böylesi basit bir şekilde böylesi vurucu sahneler sunabilmeleri sebebiyle yazarlar yine övgüyü hak ediyor.

robot_viewsource_mediagallery_romerosbackyard

Ama bu bölümün zirve noktası Mr Robot’tu ve tartışma kabul etmiyorum. Christian Slater’a zaten bir sempatim var, mevcut durumda zaten teorilerin merkezinde, şu ana kadar da gerçekten ilgi çekici ve keyif veren bir karakter ortaya koydu. Ama Romero’yla olan sahnelerinde gösterdiği performansa şapka çıkartmak gerekir. Şimdiye kadar “deli mi ne?” dediğimiz Mr Robot’un gerçekten delirdiği halini görmek çok keyifliydi. Bu arada yine teorileri çöpe attık ve bu sefer bayağı sağlam bir şekilde sanırım. Yine de bir sonraki bölümde başka türlü bir şeyler olabilir diye düşünmeden de edemiyorum. Bu kadar gelgitli başka bir dizi/film teorisi var mıdır bilemiyorum.

Mr Robot ve Romero dışında Darlene ve Trenton arasında geçen diyalog da dizinin ilk bölümde gösterdiği sağlam sistem eleştirisi mantığını kaybetmediğini bir kez daha ortaya koydu. Yine çok kafa karıştırmadan, direkt yazılmış basit bir diyalogla bunca olayın amacını anlatabilmesi yazarların büyük başarısı. Bu arada o tombik üyeye ne oldu, onu da merak etmiyor değilim. Dark Army ve White Rose ile tanışacak olmak da bu bölümün sonraki bölümlere olan arzumuzu arttıran bir unsur olarak katkısı oldu. -White Rose’u Beyaz Gül olarak çevirince hiç karizmatik bir lider adı olmuyor değil mi?-

robot_viewsource_mediagallery_sharon

Tabii ki her şey toz pembe değil. Geçen bölüm eleştiri oklarımın hedefindeki Tyrell karakterimizi ne yazık ki bu bölüm bırak toparlamayı daha da yerin dibine soktular. Biraz beklentilerle alakalı bir durum olabilir ama baştan bu kadar güzel geliştirilmiş, ana kötü olmasını beklediğimiz bir karakteri bir anda neden bu kadar mahvettiklerini anlamakta güçlük çekiyorum. Evet, yükselip yükselip sezon finalinde bir anda düşmesi fazla klişe olurdu ama açıkçası karakterin mevcut durumundan da hiç haz etmemekteyim. Başta ne yaptığını bilen, bir plan çerçevesinde hareket ettiğini düşündüğüm Tyrell’in son iki bölümde ne yaptığından haberi olmayan, oradan oraya süzülen bir hale gelmesinden dolayı ciddi hayal kırıklığına uğradım.

Angela’nın hikayesi ise sıkıcılıktan biraz kurtulsa da, klişelikten kurtulamadı ne yazık ki. Yüzlerce filmde gördüğümüz “ezik kızın büyük işler başarma” hikayesi hiç sapmadan burada kullanılıyor. Bu yan hikayeyle ilgili tek hoşuma giden şey Terry Colby karakterinin performansıydı. Onun dışında yavaş yavaş bir yerlere bağlanmaya başlasa da, şahsi fikrim bu kısımda yine çok ilgili çekici bir şey yoktu. Tabii “Evil Corp vs Angela and Terry” denklemi bize güzel bir şeyler sunabilir, onu da ileride göreceğiz.

robot_viewsource_mediagallery_emotional

Hemen buradan Ollie ve CD’ci çocuk hikayesine geçelim. Ollie’ye fazlasıyla gıcığım, dizide en sevmediğim karakter ve CD hikayesi de çok gerilerde kaldığı için heyecanını biraz kaybetti gibi geliyor. Şurada üç bölüm kalmışken ve daha çözülecek bir sürü durum varken bu hikayeyi de bir yerlere bağlama çalışmaları son kısımları biraz aceleye getirirler mi kaygısı yarattı. Şu ana kadar bu tarz bir durumla karşılaşmadık ama zaman daralıyor ve çok fazla arka plan olayı mevcut. Umarım bir sıkıntı olmaz.

Sonuç olarak, geçen bölümden sonra beni yeniden tatmin etmeyi başardı Mr. Robot. Basit ama derin diyaloglar, karakterlere gösterilen güzel yaklaşımlar ve başarılı oyunculuk performanslarıyla eğer son üç bölüm saçma sapan işler yapmazsa adını üst düzey diziler arasına yazdırmış gibi görünüyor. Hele şu yaz sezonu boşluğunda ilaç gibi geldiğini eklemek lazım.

Peki sizler yeni bölümle ilgili neler düşünüyorsunuz geekler?

 

Ek: Merak edenler için 8.bölüm promosu aşağıdadır.

Author

A Man Who Walks Alone... @tutkutuzlu

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.