Charlie Chaplin, sadece sinema tarihinin değil, komedinin ve hikaye anlatıcılığının tüm dallarının en önemli ve ikonik adamlarından biri. Ancak dürüst olalım, bunu anlayabilmek ve takdir edebilmek zor. Chaplin, sinema medyumuna olan katkılarının çoğunu yirminci yüzyılın başında, bu sanat dalı daha yeni yeni anlaşılırken yaptı. Haftada üç film çekip bitirdiği zamanlar da oldu. Bu yüzden, Chaplin’in gerçekten neden bu kadar büyük bir adam olduğunu tespit edip üzerine gitmek zor.

Biz sizin için kolaylaştıralım istedik. Şu 8 film, bizce hem günümüzde izlenmesi rahat, hem de Chaplin’in dehasını anlamanızı kolaylaştıracak 8 eser. Arka arkaya dizin, izleyin, sonra Chaplin’e aşıklar kulübünde hep beraber olalım; ne dersiniz?

Buyurun!

 

Kid Auto Races At Venice

Yorgan döşek 6 dakika 19 saniye tutan bu “film”, 7 Şubat 1914’te çıktı. Yani bu film vizyona girdiğinde, daha pek çoğunuzun dedesi dahi doğmamıştı. Ancak bu küçük eser, muhtemelen sinema tarihinin en önemli işlerinden biri. Dördüncü duvarı kıran ve kameramanı bir karakter olarak kullanan ilk filmlerden olması, bu tarihi öneminin sadece çok küçük bir parçası. Kid Auto Races At Venice, Chaplin’in en meşhur karakteri Şarlo’nun boy gösterdiği ilk film. Toplam altı buçuk dakika için, böyle tarihi bir filmi izlemek, bizce değer.

 

The Immigrant

https://www.youtube.com/watch?v=9kebar7T2bM

Charlie Chaplin, muadili aktörler arasında tiyatrodan gelip; sadece oynamakla yetinmeyen nadir isimlerden biriydi. Chaplin yaratmak istiyordu. Yazmak, yönetmek, yapımcılığını yapmak, oyuncuları bulmak ve hatta müziğini bestelemek. 22 dakikalık The Immigrant, onun bir yaratıcı olarak ilk büyük başarılarından biriydi. Aynı zamanda Chaplin’in sosyal kaygılarına da şahit oluyorduk Immigrant’ı izlerken. Chaplin, kendi inanılmaz yoksul çocukluğundan gelen o onulmaz “ezilenin tarafını tutma” hissiyatıyla çekmişti Immigrant’ı. Sonradan başını da ağrıtacaktı zaten.

 

The Kid

Chaplin, kendi otobiyografisinde, küçükken sokakta bir koyunun peşinden koşan dört adamı keyifle izleyişini anlatıyor. Bu dört adam koyunu bir türlü yakalayamıyor, yakalayamazken de rüsva oluyorlar. Fakat en nihayetinde, koyun ele geçiriliyor, ve o esnaya kadar olanları büyük bir keyifle izleyen Chaplin’in gözleri önünde koyun, hâliyle, kesiliyor. Chaplin için bu an, komediyle trajedinin kesiştiği yerin onda yarattığı huşunun başlangıcı. Bizim için de, ileride Amerikan tarihinin en iyi komedi-trajedi kombinasyonlarından biri olan The Kid’e sebebiyet veren sürecin başı. Film 68 dakika. Her biri Chaplin’in sondaki bakışı için değiyor.

 

The Gold Rush

Chaplin’in uğruna inanılmaz kompleks setler inşa ettiği, dönemine göre felaket uzun (95 dakika) sürmesine rağmen o yılların açık ara en büyük gişe hasılatlarından birini elde eden The Gold Rush, listemizde izlenmesi en zor filmlerden biri; açık konuşalım. Ancak pek çok sinema yazarı filmi sessiz sinema tarihinin en önemli komedilerinden biri kabul eder, Chaplin’in kendisinin filmin çıkışı esnasında sarf ettiği “Ben bu filmle hatırlanmak isterim” lafı orada dururken, ne yapacaktık, filmi listeye almayacak mıydık?

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.