Artık hepimizin karışık duygular beslediği yeni Star Wars atağı bir şekilde yoluna devam ediyor. 2015’teki Force Awakens faciası yaşandıktan sonra 2016’da züğürt tesellisi niteliğindeki antoloji filmi Rogue One’ı izlemiştik. Bu iki filmin damaklarda bıraktığı kete tat gelecek filmlere heyecanımızı yatıştırmış, gelecek filmlerden sürekli gelen problemli haberler bu heyecanın üzerine toprak atmıştı. Yani, açıklanan takvimde gözüken 6 yılımızın yeni Star Wars atağıyla sarsılmasını beklerken cılız kolların sinir bozucu dürtüklemelerine şahit olduk. Bunca sıkıntıya, bunca eleştiriye rağmen yeni üçlemenin ikinci filmi The Last Jedi’ın fragmanı çıktığında, Star Wars isminin büyüklüğünden olsa gerek, bir silkelenip neler olup bittiğini analiz etme ihtiyacı hissettik. Fakat baştan söyleyelim, bizce o cılız kollar son filmden bu yana geçen bir yıl içinde güçlü kroşeler savuracak uzuvlara dönüşememiş.

Fragmandan atmosferlere, karakterlere, mekanlara genel bakışı çıkardığınızda ortada iki usta-çırak ilişkisi kalıyor. The Last Jedi’ın Luke ve Rey üzerinden ilerleyecek ve genel hatlarıyla usta-padawan ilişkisi çizecek bir film olması zaten beklediğimiz bir şeydi. Belli ki gücün iki tarafını da göstermek adına Snoke ile Kylo arasında geçen bu tip çarpık bir ilişkisi daha anlatılacak. İlk iki üçlemeye baktığınızda bu usta-çırak anlatımının Star Wars’ta demirbaş konumda olduğunu görebilirsiniz. Qui Gonn – Obi Wan, Obi Wan – Anakin, Palpatine – Anakin, Obi Wan – Luke, Yoda – Luke ikililerinin tesadüf olmadığı çok açık.

Bu yüzden The Last Jedi’ın da benzer bir dinamik belirlemesi şaşırtıcı değil. Problem şu ki The Force Awakens’ın başarısızlığı, oluşturulmaya çalışılan dinamiği kötü yönde etkiliyor. The Last Jedi’da üzerinden ilişki anlatılmaya çalışılacak dört karakter arasından sadece Luke’a karşı empati ya da sempati geliştirebilecek konumdayız. Çünkü yeni üçlemenin ilk filmi; ne Rey, ne Kylo ne de Snoke’a dair bağlayıcı hikayeler yazabilmişti. Bu yüzden Luke’un Rey’e sarf ettiği “Bu güç beni korkutuyor.” lafları da Snoke’un Kylo’ya söylediği “Sende çok özel bir şey gördüm.” sözleri de istenilen heyecanı yaratamıyor.

Jediları ve Sithleri fragmandan sıyırdığımızdaysa görünen en heyecan verici şey Captain Phasma ve Finn kapışması gibi duruyor. Bu iki karakter de ilk filmde onlardan beklenen etkiyi verememişlerdi. Şimdiyse kaçak bir askerin eski üstüyle karşı karşıya gelmesinin yolu nasıl çizilecek, oldukça merak uyandırıcı. Finn’in üzerindeki First Order üniforması bu yolun bir gizli görevden geçtiğine işaret. Bunun dışında yeni canlı türlerinin, uzay savaşı sekanslarının, Leia’nın eşlik ettiği muhteşem görsellikte saniyeler geçip gidiyor fragmanda. Neyse ki görselliğin aldatıcılığına istikrarla bağışıklık geliştiriyoruz da artık kolayca kanmıyoruz.

The Last Jedi fragmanının bizde bıraktığı ilk intiba bu şekilde. Şimdi üstümüze düştüğü gibi Rian Johnson yönetmenliğindeki filmin Aralık 15’te vizyona gireceğini hatırlatıyor, sizin fragman hakkındaki yorumlarınızı beklemeye koyuluyoruz.

Author

Lord olmak için yola çıkan gariban geek kendini bir anda yazar olarak buldu. Geek kültürüyle küçük şakalaşmalarını, sinemayla flörtlerini yazıya dökmek için burada. Muhitte Geek_Lord olarak bulabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.