Denzel Washington öyle çok göz önünde bir oyuncu değil. Hiçbir zaman da olmadı. Kariyeri, baktığınız zaman, üst üste dizilmiş muhteşem filmler silsilesi; Cry Freedom’dan, Malcolm X’e, Philadelphia’dan, Courage Under Fire’a, elbette Training Day’e, American Gangster’e… Washington’ın mazisi, muhteşem performanslar, unutulmaz karakterler ve gerçekten de onu neslinin en büyük aktörlerinden yapacak bir klasla bezeli.
Ama işte göz önünde bir adam değil, n’aparsın? Washington hiçbir zaman blockbuster peşinde koşan biri olmadı. Tony Scott ve Ridley Scott ile birlikte ana akım gerilim / aksiyon filmlerinde oynadı, ama neredeyse hiçbir dominant trende kaptırmadı kendini. Ne 2000’lerin başında bir romantik komedisi var, ne 90’larda bir buddy cop filmi var, ne de günümüzün süper kahraman treninden bilet aldı kendisine. Washington’ın böyle bir derdi yok. Onun bir maksadı var, o da oyunculuk döktürmek, o kadar.
İşte eğer Washington’ın bu hâline bizim gibi aşıksanız, buyurun, biz size bir adet Fences fragmanı getirdik. Fences, August Wilson tarafından yazılmış efsanevi bir tiyatro oyununun uyarlaması. Yönetmenlik koltuğunda da bizzatihi Denzel Washington var. İlk olarak 1987’de, James Earl Jones ve Mary Alice’in performanslarıyla sahnelenen Fences’ın geçmişi de Washington gibi, ödüllerle dolu. İlk çıktığı sene En İyi Oyun da dahil olmak üzere dört ödül almış. Sonra 2010’da, bu sefer başrollerde Denzel Washington ve Viola Davis ile tekrar sahneye konulmuş, orada da En İyi Tekrar Sahneleme’yi de içeren üç ödülle dönmüş.
Fences’in aldığı bütün Tony’ler arasında hep başrol ödülleri var; bu da fragmanı izleyince gerçekten sivilce gibi bariz. Çünkü oyunculuk sıçılıyor iki dakikada yani. Gerçekten, ben hayatımda bu kadar “Bu izleyeceğiniz film bir oyunculuk resitali olacaktır, kalbi olan girmesin” mesajını net veren fragman görmedim. Ve sanıyorum filmi sırf Washington ve Davis’in karşılıklı bir buçuk saat aktörlük döktürmeleri için izleyeceğim. Ya siz?
