Teenage Mutant Ninja Turtles ya da bizde bilinen adıyla Ninja Kaplumbağalar benim için çok özel bir seridir. 80’lerin sonunda başlayan çizgi dizisi mi dersiniz, yoksa 90’larda çıkan üçleme mi ya da ucu bucağı olmayan oyuncakları belki de. Ben çok net hatırlamıyorum ama daha küçük yaşlarımdayken pazardan alınma, büyük bir Leonardo oyuncağı ile iyice yıpranana kadar oynadığım da ailemden zaman zaman duyduğum şeylerden biridir seriye dair.

Marka her ne kadar şaşaalı günlerinden uzak olsa da tamamen popülaritesini kaybetmiş değil. Zaten hâlihazırda yeni bir animasyon filmi, Seth Rogen önderliğinde yapım aşamasındayken, öğrendik ki yepyeni bir live-action film için de düğmeye basılmış.

Yapıma dair elimizde çok fazla detay yok denilebilir. 2010’lu yıllarda gelen ve çok da beğenilmeyen iki filme devam mı olacak, yoksa yepyeni bir seri mi başlatacak belli değil mesela. Fakat bildiğimiz şeyler, markanın sahibi Paramount’un bu seriyi fazlasıyla önemsediği ve öncelik verdiği, bahsettiğim yakın geçmişteki TMNT filmlerinde yapımcılık yapanlardan biri olan Michael Bay’in yine aynı görevde döneceği ve senaryonun ise SNL yazarları Colin Jost ve kardeşi Casey Jost tarafından yazılacağı.

Ne hissettiğimi soracak olursanız paylaşayım sizinle: TMNT adına aynı anda hem animasyon hem de live-action film geliştiriliyor olmasını garipsemedim desem yalan olur öncelikle, birinden biri seçilseydi daha iyi olurdu gibi geliyor. Bunun dışında her ne kadar 2014 yılındaki seriyi rebootlayan filmi sevmesem de 2016’daki devam filminden zevk almıştım, yani inşallah Michael Bay’in de yapımcılardan biri olarak dönüyor olması, o serinin devamının geldiğine dair bir işarettir. İlla bir şey seçmem gerekse bambaşka bir yöne giderdim o ayrı, o da 2007’deki animasyon filminin devamını görmek. Ben o filmi çok sevmiştim ve devamının iptal edilişi hâlâ kalbimde yaradır. Hem sürekli gördüğümüz Shredder’dan farklı bir düşman görmüştük hem de hikâye, TMNT adına orijinal bir konuyu işliyordu.

Durumlar böyle TMNT markasına dair. Sever misiniz seriyi? Bir sempatiniz var mı? Küçükken arkadaşlarınızla “Ben Raphael’im“, “Ben Donatello’yum” diye tartışır mıydınız? Ben hep Leonardo olurdum mesela ama yaşım geçtikçe karakterimin, Raphael gibi sinirlendiğim anlardan ve Michelangelo gibi keyif yaptığım anlardan oluştuğunu düşünmeye başladım. Bir itiraf da yapayım: Hâlâ 2003 yılındaki çizgi diziyi izlemedim. Sona geldiğimizde sizi, şu soruyla uğurlayayım: Bir kıpırdanma oldu mu sizde? Gözleriniz fal taşı gibi açıldı mı haberi görünce? Cevabınızı sai kılıcı ile en yakınınızdaki duvara kazıyın.

Author

Hikâye odaklı oyunlar oynarım, film/dizi izlerim, arada sırada da çizgi roman okurum. Bunlarla meşgul değilsem de muhtemelen uyuyor olurum. "Benim düşünceme göre endişelenenler iki kez acı çeker."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.