Yaz demek; tatil demek, deniz demek, kum demek. En azından hayallerimizde öyle. Ama işin aslı yaz demek; insanı çılgın halet-i ruhiyelere sürükleyen o kavurucu sıcaktan kaçıp kliması olan herhangi bir yere kapak atabilmek demek. Bu uğurda genelde ilk hedefimiz avmler oluyor ya da bir su bir kahveyle ne kadar uzun süre oturabileceğimizi test ettiğimiz kafeler ve restaurantlar. Gelin; bu yazı avm koridorlarını ezberlemeden, mekan sahiplerinin rahatsız edici bakışlarına maruz kalmadan da ferah ferah geçirebileceğiniz bir alternatif sunalım: Sinema salonları!

Tamam biliyoruz, çok da orijinal değiliz. Sinema salonları film izlediğimiz beyaz ekranıyla ünlü olduğu kadar, gereğinden fazla soğuk üfleyen klimalarıyla da ünlü. Ama asıl demek istediğimiz şu ki; bu ay vizyona girecek filmler öyle filmler ki sinema salonlarının klimasından faydalanırken boş zamanınızdan taviz verdiğinizi hissetmeyeceğiniz, her biri birbirinden heyecan verici filmler. Hem de şansımıza (Şirketlerin stratejisi falan değil canım, olur mu öyle şey? Hep şans!) temmuz boyunca her hafta, uzun zamandır beklediğimiz filmler bizi klimalı sinema salonlarında karşılıyor:

SPIDER-MAN: HOMECOMING – 7 Temmuz 2017

raaz9d
Malumun ilanı! Spider-Man: Homecoming iki gün sonra sinema salonlarında akmaya başlayacak. Hatta filmi izleyen basın film hakkında fikirlerini belirtti bile. Genel olarak sevilmiş gözüküyor Homecoming. Kusura bakmayın, lafı böyle detaylarla dolandırıyorum çünkü filmin ne olduğunu açıklamak siz geek insanlara ayıp olacakmış gibi geliyor. Ama format formattır: Spider-Man: Homecoming, Sony’nin iki görece başarısız Spider-Man serisi denemesinden sonra karakterin bir de MCU ellerinde tekrar sinemaya uyarlanmış hali olacak. Bu sefer mahallemizin dost canlısı kahramanının hüzün ve aşk dolu orijinine odaklanmayacağız. Bu filmde gençlik olacak, komedi olacak, Tony Stark olacak! Yani sanki karakterin süregelen çizgi roman serilerinden birinin bir sayısını almışız da okuyor gibi olacağız.

Filmin klimadan faydalandırma süresi ise: 2 saat 13 dk film süresi + reklamlar ve film arası

WAR FOR THE PLANET OF THE APES – 14 Temmuz 2017

warfortheplanet_snowy_thumb4900
Sanki gereğinden fazla uzatılıyor gibi hissettiren Planet of the Apes serisini kimilerinizin pek takdir etmediğini biliyorum. Zaten sonunu bildiğiniz bir olay zincirinin bu kadar sündürülmesi sizi filmleri izlemekten alıkoyuyor olabilir. Veyahut bilinçlenen maymunların gezegeni işgal etmesi size çok 70’lerden kalma bir fikir gibi geliyor olabilir. Ancak seriye, filmleri izlemekten öte özel bir ilgim olmamakla birlikte biraz haksızlık edildiğini de düşünüyorum. 2010’ların MCU ve DCEU’nun hüküm sürdüğü; Star Wars’ın vezirlik; Dark Universe, Monster Universe gibi yeni yetmelerin yaverlik yaptığı kompleks seriler sinemasında öyle kendimizi yıpratmadan, her şeyi yakalamak için kafa yormadan, bir dahaki filme kadar geçecek yılları huzurla geçirerek izleyebildiğimiz kaç tane seri kaldı? Biliyorum ki çok değil ve Planet of the Apes serisi de bu azınlığın bir parçası. Üstelik bu filmde vuku bulacak olaylar önceki iki filme göre daha cezbedici duruyor: Büyük kayıpların ardından Caesar daha acımasız, daha vahşi maymun ırklarını müttefik ediniyor ve insanlığın üzerine doğru bir intikam fethi başlatıyor. Ancak tüm bu kaosun içinde Caesar için; sahiplenmek zorunda kaldığı kimsesiz insan çocuğun korunması, bütün savaşlardan daha gerilimli bir görev oluyor.

Benim tavsiyemdir; evden çıkmak istemediğiniz bir günü elinizde dondurma ve tercihe göre buz gibi bira/kola eşliğinde eski Maymunlar Cehennemi filmlerini izleyerek geçirin. Bu keyifli maratonun ardından da War of the Planet of the Apes’i sinemada ziyaret edin. Hem geek ufkunuz gelişir hemde filmin karlı ortamda geçecek sahneleriyle içiniz ferahlar.

Filmin klimadan faydalandırma süresi ise: 2 saat 20 dk film süresi + reklamlar ve film arası

DUNKIRK – 21 Temmuz 2017

DCW3M41VoAIp_C6
Bu filmi listeye almasaydık da hiç bahsini açmasaydık da hatta duyulmasın diye elimizden geleni yapsaydık da zaten paşa paşa sinemaya gidip izleyecektin ey geek eşrafı. Christopher Nolan bir film çekmişken; üstelik bu film usta yönetmen için bile iddialı bir konuya sahipken; kadroda Tom Hardy, Cillian Murphy, Mark Rylance varken bana aksi pek mümkün gelmiyor. Ama orada bir yerde hayatın güzel ve özel yanlarından habersiz bir kardeşimiz varsa, evet meraklı yüzünü ekran parlaklığı aydınlatan senden bahsediyorum; senle konuşmamız gereken bir mesela var kardeşim:

Adının Dunkirk olduğunu fark ettiğin bu filmi Inception, Memento, Prestige gibi çığır açan filmlerin yönetmeni Christopher Nolan çekti. Filmde başı çeken oyunculardan biri popüler sinemanın mevcut en büyük jönlerinden, 2016’da Oscar’a aday olmuş Tom Hardy. Peki, Hardy bu ödülü neden kazanamadı biliyor musun canım kardeşim? Çünkü ödülü evine götüren kişi Mark Rylance olmuştu ve o da bu filmde oynuyor güzel kardeşim. Dahası film sinema düzlemine oturtulması epey zor gerçek bir olayı, ortalama 400 bin Müttefik askerinin 800 bin kişilik Alman ablukasından kaçırıldığı Dunkirk Tahliyesi’ni anlatıyor. Yani bu filmin serinletmek için öyle klimalı sinema salonlarına falan ihtiyacı yok, film içini yeteri kadar titretecek zaten.

Filmin klimadan faydalandırma süresi ise: 1 saat 47 dk film süresi + reklamlar ve film arası

VALERIAN And The City Of A Thousand Planets – 27 Temmuz 2017

Valerian-and-the-City-of-a-Thousand-Planets-International-Poster-cropped
Star Wars veya Marvel filmi olmayan şöyle fantastik ve merak uyandırıcı bir uzay filmi izlemeyeli ne kadar oldu? Az bir zaman geçmedi gibi. Dert etmeyin, 27 Temmuz 2017 itibariyle o sayacın sıfırlanacağına inanıyoruz. Tabii öyle yeni bir Star Wars geliyor iddiamız yok, yani zaten filmin de yok. Ama The Proffessional’ın yönetmeni Luc Besson’ın The Fifth Element’te isteyip yapamadığını bu sefer yapacakmış gibi hissediyoruz. Buna da görüntülerin canlılığı, merak uyandırıcılığı, orijinalliği; ayrıca filmin konusunun orijinal bir uzay atmosferi yaratmaya dikkat ayıracak kadar derli toplu ve basit olması sebebiyet veriyor. Konu demişken de özetlemeden geçmek olmaz: Hiç orijinal ve fakat sıkıcı olmayarak; bin gezegenden canlıya ev sahipliği yapan uzay metropolü Alpha kötücül bir gücün tehdidi altındadır. Bu kötücül gücü etkisiz hale getirip sadece Alpha’nın değil tüm evrenin akıbetini sağlama alacak görevi ise özel eğitimli iki casus Valerian ve Laureline üstlenir.

Gördüğünüz gibi çok klasik bir protagonist gençler, antagonist yenilmez karşılaşmasıyla karşı karşıyayız. Ancak Star Wars da böyle başlamıştı, ana hikayenin yanında bizi büyüleyen hikayenin geçtiği o muhteşem galaksiydi. Umuyoruz Valerian, Star Wars’ın bir süre önce unuttuğu yeni ve ilginç şeyler gösterme huyunu üstlenen yapım olacak.

Filmin klimadan faydalandırma süresi ise: 2 saat 17 dk film süresi + reklamlar ve film arası

Author

Lord olmak için yola çıkan gariban geek kendini bir anda yazar olarak buldu. Geek kültürüyle küçük şakalaşmalarını, sinemayla flörtlerini yazıya dökmek için burada. Muhitte Geek_Lord olarak bulabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.