Yirmi birinci yüzyıldayız, pandemi görmüş geçirmiş bir jenerasyon olduk çıktık. Nereden baksanız başımıza kötü olaylar ardına kötü olaylar geliyor. Bir günümüz olaysız geçmiyor. Şu durumda bir gün uyanıp yanı başımızda camdan içeri girmiş bizi izleyen, Robert Pattinson’a benzeyen bir vampir görürsek şaşırmayacakmışız gibi hissediyorum. İşte kurgusal silahlar yazı dizimin son yazısını ne yapsam ne etsem diye düşünürken konu konuyu açtı ve sonunda bu hale geldim- Gerçek silahlar, kurgusal bir düşmana karşı nasıl işler?

Yani, bir düşünsenize, hiç olur olmadık bir yerde önünüze zınk diye bir vampir çıkıveriyor. Ne yapmalı? Böyle durumlar karşısında hazırlıksız kalmayalım diye sizlere, bir vampiri nasıl öldürebileceğinizi farklı anlatılara bakarak size anlatmaya geldim. Çoğu evinizde bulabileceğiniz türden şeyler, olası bir vampir saldırısında savunmasız kalmamak gerek. Tabii bunlar için vampirin nereli olduğu da bayağı önemli zira vampir anlatıları esasında çok fazla şekil değiştiriyor ve belli başlı bazı ortak noktaları yakalayabiliyor olsak da genel konuşmak için fazla yaygın bir anlatı.

Sarımsak

Vampirlerin sarımsaktan nefret ettikleri inancı bayağı eskiye dayanıyor aslında. Hatta o kadar eskiye dayanıyor ki vampir mitinin yayılmasının en önemli sebeplerinden birisine bağlanıyor- “Porfiria” ismindeki bir hastalık, kandaki bazı kimyasalların zarar görmesiyle ciltte şekil bozukluklarına ve gün ışığına duyarlılığa yol açıyor. Porfiria hastaları sivri dişli ve beyaz tenli bir görüntüye sahipler, evet, aynı vampirler gibi! Bu hastalar içlerinde yüksek miktarda sülfür olan yiyeceklere tahammül edemiyor olmalarından dolayı bir sülfür yuvası olan sarımsaktan uzak duruyorlar. Sarımsak, vampirleri kovuyorsa bu korrelasyonun sebeplerinden birisi bu.

Bir diğeri ise kuduz hastalığının Balkanlarda yayılmasıyla alakalı. Kuduz hastalığına sahip kurtlar ve yarasalar, halk hikâyelerinde vampirlere atfedilen görüntüyle ilişkilendiriliyor. Bunun yanında kuduz hastası olan insanların yüzde yirmi beşinin diğer insanları da ısırmaya çalıştığına dair bir söylenti de mevcut- Salya ile bulaşan hastalık, ısırarak bulaşan vampirlikle benzeşiyor. Kuduz hastası insanların çok güçlü kokulara düşük toleranslı olmalarından mütevellit sarımsak kokusu, onları uzakta tutuyor. Yani demem o ki kapınızdaki vampir 1700’lü yıllardan günümüze kadar gelmiş bir kuduz veya porfiria hastası olabilir, eğer durum böyleyse onu sadece bir sarımsak ile bertaraf edebilirsiniz. Denemeye değer.

Kalbe Kazık Saplamak

Belki de sarımsak kadar yaygın olan bir diğer inanış da vampirleri yenmenin yegane yolunun kalplerine kazık saplamak olması. Bram Stoker’ın klasik Dracula eserinden tutun günümüz popüler kültüründeki The Vampire Diaries serisinde bile bu mevzudan yararlanılıyor. Bu mevzu da kaydedilmiş ilk gerçek “vampir”, Jure Grando ismindeki bir adama dayanıyor. Hırvatistan’da yaşayan bir köylü iken Grando, 1656 yılında ölüyor. Lakin o kasabada yaşayan diğer insanlar, o öldükten 16 yıl sonra bile Grando’nun bir vampir olarak yeniden doğup köyde terör estirdiğine inandıkları için cesedini çıkartıp kalbine bir kazık saplıyorlar ve böylece ondan kurtulduklarını düşünüyorlar.

Daha doğrusu olayın efsanesi şu şekilde ilerliyor: Köyün rahibi Giorgio, köylerinde gezmekte duran bir vampir olduğunu keşfediyor ve bu vampir miti öylesine bir hal alıyor ki vampirin bir noktada Giorgio’nun karısına tecavüz ettiği bile iddia ediliyor. Sonunda köyün cesur çocuklarından birisi dayanamıyor, vampirin peşinden koşarak kalbine bir kazık saplamaya çalışıyor ama kazık kalbine ulaşamıyor. Ertesi gün Grando’nun mezarına gidiyorlar ve cesedin “gülümsediğini” söyleyerek kalbine bir kez daha kazık saplıyorlar. Bu işin sonunda Jure Grando’nun kafası testere ile kesiliyor, bu da bir yöntem tabii- Birazdan bundan da bahsedeceğim!

Jure Grando mevzusu bayağı bir ilginç değil mi ya? Neyse işte, kalbe kazık saplamak mevzusunun ilk çıkış noktası bu hikâye. Hadi Giorgio’yu geçtim, Elena Gilbert bize yalan söylemez bu konuda herhalde! Bir vampirle karşı karşıya geldiğinizde muhtemelen yapabileceğiniz en pratik hareket bu olacaktır, bir kenara not almakta fayda var.

Kafasını Kesin, Cesedini Yakın

Olabilecek en zor yöntemin bu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, vampirlerin ateşe karşı bir bağışıklığı yok ama vampirler siz onları yakarken kendilerini yenileyebilirler, o yüzden ateşin büyük ve hızlı olması gerek. İkinci olarak vampirin o ateşin içinde uzunca bir süre kalması gerek ki işi bitsin fakat vampir bu esnada kaçabilir tabii zira süper hızlı olması da ihtimaller arasında. Bu yüzden ya hızlı olacaksınız ya da vampirin kafasını keserek onu etkisiz hale getireceksiniz.

Bu diğerlerine kıyasla daha yaygın bir düşünce olsa da spesifik konuşmak gerekirse esasen 19.yüzyılda New England bölgesinde tüberküloz yaydığı iddia edilen “vampirler” konusunda halk, böyle bir yolu seçmişti. Hatta onlar hızlarını alamayıp kesin ölüm için kalbini ve ciğerlerini de parçalamışlardı. Zor da olsa kesin çözüm bu yani. Yapacak bir şey yok.

Kutsal Su

Özellikle Buffy The Vampire Slayer dizisi sayesinde ünlü olan bu yöntem, dizide gördüğümüz kadarıyla vampirlerin ciltlerini yakmak veyahut kutsal suyu tükettikleri takdirde direkt olarak öldürmek suretiyle onları sizden uzak tutuyor. Fakat kutsal suyun vampirleri uzakta tutan asıl özelliği kutsal bir dini sembol olması. Kutsal suyun yanında herhangi bir haç da işinizi görecektir. En azından, Bram Stoker’ın Dracula’sına baktığımızda haç simgesinin işe yaradığını gördüğümüzü söyleyebiliriz. İşte mevzu burada dini sembollerin kendisinden ziyade onların kutsaliyeti oluyor. Eh, bu durumda da kutsal olduğuna inandığınız herhangi bir şeyin iş göreceğini söylemek mümkün.

Spesifik olarak kutsal suyun kullanılması da doğu Avrupa’ya atfediliyor, öldürülen bir vampirin cesedinin üzerine kutsal su serperek onun tamamen zararsız bir hale getirildiği, böylece ölen kişinin bir vampir olarak yeniden doğamayacağını sağladığı düşünülüyor. Şu durumda belki de kutsal su, son seçeneğiniz olabilir. Hani vampirin kafasını kesip yaktınız ya, ondan sonra, emin olmak için.

Aslında pek panik yapmaya gerek yok gibi. Herhangi bir vampir saldırısında yapmanız gereken ilk şey tabii ki pencereyi açmak. Güneş ışığı arkadaşlar, güneş ışığı! Üstüne bir de vampirlerin davet edilmedikleri yerlere giremedikleri gibi bir gerçek var. Bunların hepsini lehimize kullanabiliriz. Size vampir olmadığını söyleyerek içeri girmeye çalışanlara itibar etmeyin!

Author

Batı Edebiyatları okur, kedi sever. Bir de buralarda yazıp çizer. @mightbeyagmur

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.