Çizgi filmlerde gördüğümüz yiyecekler, gerçek hayattakilerden çok daha iştah açıcı durmuyor mu? Belki de hayal ürünü olduğu için böyle geliyordur ama bazen öyle yiyecekler görüyoruz ki iştahımız kabardıkça kabarıyor! Bir de eğer ismi cismi bilinmeyen, sadece o çizgi filme özgü ilginç bir yiyecekse insan iyice merak ediyor tadını. İşte bu yazıda birbirinden iştah açıcı, gerçek hayatta olsa gözümüz kapalı yumulacağımız birbirinden lezzetli -en azından öyle olduğunu düşündüğümüz- yiyecekleri sıralayacağız. Buyurun başlayalım ama önden uyarayım, acıkabilirsiniz!

Yengeç Burger

Çizgi filmlerden çıkan en lezzetli yiyecekler nelerdir diye kısaca bir düşünsem aklıma ilk gelen şey kesinlikle Yengeç Burger olur. Yıllar boyu Sünger Bob’u izleyerek iştahım kabardıkça kabardı ve her bölüm daha da merak ettim şu efsane burgerleri. Evet uzaktan bakınca sıradan bir burger gibi görünüyor ama hayal gücü işte, gerçekte nasıl bir tadı var diye merak etmeden duramıyor insan. Yengeç Restoran’ı tıka basa dolduran, herkesin doya doya yediği o burgerler, Sünger Bob’un da harika ızgarası ve aşçılığıyla buluşunca ortaya eminim ki enfes bir yiyecek haline geliyordur. Bir de sürekli tarifinin çalınmaya, taklit edilmeye çalışıldığını hesaba katınca insanın beklentisi artıyor tabii.

Winnie the Pooh’un Balı

Evet, bal gibi kulağa oldukça basit gelen bir yiyecekten bahsediyorum ama bu öyle sıradan bir bal değil. Altın sarısı rengiyle ve Winnie’nin iştahlı iştahlı yemesiyle benim her daim tadını merak ettiğim o bal, adeta dünyanın en tatlı yiyeceği gibi gelirdi. Ne zaman görsem iştahım açılırdı ve tadını hayal etmeye çalışırdım doğrusu. Sonuçta evet bal, tadını elbette biliyorum ama o bal bir başka gelirdi gözüme. Winnie’nin her zaman yanında taşıdığı o bal küpü sanki dünyanın en tatlı balına ev sahipliği yapıyormuş gibi hayal ederdim. Önüme o bal küpünü koysalar da Winnie gibi elimi daldıra daldıra küpün dibini görsem diye düşünüp dururdum.

Tom ve Jerry’deki Pek Çok Şey

Tom ve Jerry’de iştah açıcı bir değil birden fazla yiyecek var. Tom’un yediği biftekler mi dersiniz, o uzun sofrada sırasıyla dizilmiş envai çeşit yiyecek mi dersiniz; benim için her biri birbirinden lezzetli görünüyordu. Hele şu tek parça duran koca jambon ve dumanı üstünde tüten bütün tavuk yok mu, bakıp bakıp acıktığımı dün gibi hatırlıyorum. O koca biftekler için çıkan kavgalar, kovalamacaların ortasında gördüğümüz ziyafet sofralarında yiyecekler uğruna adeta savaşlar verilmesi; Tom ve Jerry’de gördüğüm her yiyeceğin iştahımı açmasına sebep oluyordu. Hatta bir sahnede Jerry sofrada bulduğu domates, sarımsak ve kuşbaşı etleri Tom’a fırlatırken, Tom da bunları elindeki kılıca şiş niyetine geçirip yanındaki şamdanın üstünde bir güzel çevirip yiyordu. Belki anlatırken kulağa gülünç geliyor ama izlerken bal gibi acıkıyorsunuz

Çakmaktaşlar’daki Pirzolalar

Fazla söze gerek yok. Çakmaktaşlar’da gördüğümüz o dev pirzolaların ne kadar iştah açıcı göründükleri konusunda hem fikiriz diye düşünüyorum. Hani şu daha jenerikten gördüğümüz, bazen brontosaurus bazen de mamuttan çıkan koca koca pirzolalar. Nasıl da Fred’in arabasında ağırlık yapıyordu ama öyle. Ayrıca öyle bir pirzolayı da anca koca bir aile paylaşır. Aksi takdirde öyle bir oturuşta yenilecek cinsten bir yiyecek değil. Tek başına yenilecek bir şey hiç değil. Hani derler ya bir tabur asker ya da koca bir köy doyar bununla diye, bu dev pirzolalar tam da o türden. Oldukça etçil bir yaklaşımla anlattığım farkındayım ve bunun için vejetaryen dostlarımdan özür diliyorum ama çok güzel görünüyor yahu…

Temel Reis’in Ispanağı

Sebze gibi çocukların oldukça mesafeli durduğu ve çoğu çocuğun hiç mi hiç haz etmediği bir şey bile bazen ilgi çekebiliyor. Temel Reis’in daima yanında yakınında bulunan o konserve Ispanak da tam olarak böyle bir yiyecekti benim için. İzledikçe gerçek hayatta ıspanağı daha çok sevdim mi bilemem ama Temel Reis’in tek hareketle koca bir konserveyi mideye indirmesi her zaman iştah açıcı gözükmüştür. Ispanağı yedikten sonra her türlü zorluğun üstesinden gelebilmesi de ayrı bir kerameti idi. Temel Reis o konserve kutusunu eliyle tek hamlede sıkardı, konservedeki ıspanak fırlayarak yükselirdi ve tek seferde Temel Reis’in midesine inerdi. İşte bu hareket her seferinde “ne ıspanak ama be!” dedirtiyordu ve bir gün akşam yemekte önüme gelen ıspanağa baktığım an bu sahne gözümde canlanırdı. Yani en azından küçük bir çocukken.

Minnie’nin Pastası

1941, The Little Whirlwind

Çizgi film dünyasında gördüğüm en lezzetli pasta işte bu pasta olabilir. Böyle düşünmemin nedeni, Minnie’nin son dokunuş niteliğinde pastanın üstüne koyduğu kiraz şekerlemesinden midir yoksa üç katlı bir lezzet bombası gibi görünmesinden midir bilemem. Belki de bir o yana bir bu yana sallanmasının da katkısı olabilir ama sanki dünya üzerinde yiyebileceğim en güzel şey o pasta gibi görünürdü bana. Düşünsenize ufacık bir çocuksunuz, karşınızda bir çizgi film var ve orada her yerinden krema akan üç katlı bir pasta görüyorsunuz. Hoş, şimdi bile bakınca o pastanın ne kadar lezzetli olabileceğini düşünmek kulağa güzel geliyor ya neyse…

Alaaddin’in Çaldığı Ekmek

Evet, ekmek. Dümdüz ekmekten bahsediyorum. Bir ekmek ne kadar iştah açıcı olabilir demeyin, çizgilerin büyüsüyle istediği kadar iştah açabilir. İşte Alaaddin’deki ekmek çalma sahnesinde, küçük maymun Abu’nun ekmeği bir güzel ısırması ve küçük çocukların da ekmeğe muhtaç bir şekilde bakması; sıradan bir ekmeği fazlasıyla iştah açıcı bir yiyecek haline getiriyordu. O bir parça somun ekmek için verilen mücadele ve koşuşturmanın da katkısı var tabii. Çünkü o an için ekmek yalnızca bir yiyecek değil, sahnenin kilit öznesi konumundaydı. Kovalanan, uğruna bütün çarşının dağıtıldığı ve askerlerin peşinden koştuğu bir özne. Zaten pek çok kültürde ekmeğin kutsal bir sembol oluşunu da düşündüğünüzde, aslında o kadar da basit bir yiyecek olmadığı ortada. Biraz da Alaaddin’in animasyon büyüsüyle sıradan bir ekmek olmaktan çıkıp epey iştah açıcı bir yiyecek oluveriyor ekmek.

Simba’nın Yediği Böcekler

Bazılarınızın “böcek de yenir mi yahu?” dediğini duyar gibiyim. Evet, gerçek hayatta o kadar iştah açıcı durmuyor olabilirler ama Aslan Kral’da izlediğinizde şöyle bir ağzınız sulanmadı mı? Böyle sulu sulu, yüksek proteinli dolu dolu tatlarıyla o rengarenk böcekler… Özellikle Simba’nın ağzına attığı şu kırmızı böcek. Hani nasıl diyeyim, o şişkin şişkin böceğe baktığım zaman bir böcek değil de sulu ve dolgun bir lezzet patlaması görürdüm. Sonuçta çocuktum, ne bekliyordum ki? Tabii ki bugün sokakta gözlerim yiyecek bir böcek aramıyor ama Aslan Kral’da o böcek yeme sahnesinde iştahım kabarmadı desem yalan söylemiş olurum. Siz de o renkli böcek tabağına baktığınızda bir saniyeliğine bile olsa acıkmadınız mı yahu?

Şaşkın İmparator 2’deki Her Şey

Şaşkın İmparator’u sever miydiniz? Ben çok severim ve ikinci filmin de benim için yeri ayrıdır. Çünkü ikinci film bir imparatoru değil, bir aşçı olan Kronk’u anlatıyordu ve Kronk’un yemek yapmasını seyretmekten çok keyif alıyordum. Yaptığı her şey o kadar lezzetli görünüyordu ki anlatamam. Sadece Kronk’un yaptıkları değil, o kocaman evde “gözleme treni”nde gördüğümüz soslu pankekler de bir anlığına gözükmüş olsa bile ağzımın sularının akmasına sebep oluyordu. Ah bir de o kuru üzümlü ekmekler yok muydu, hani şu çocukların iştahla yediği mis gibi kabaran puf puf ekmekler… Ne diyeyim, hayal gücü işin içine girince sıradan görünen yiyecekler fazlasıyla iştah kabartıcı bir hal alıyor. Şaşkın İmparator 2 de buna bir örnek.

Shaggy’nin Devasa Sandviçleri

Ah o kocaman sandviçler, kim bilir nasıl da lezzetliler. Shaggy’nin o kocaman kule şeklindeki sandviçleri her gördüğümde bir hayranlık uyandırırdı. Kendisi ayrı, yenmesi ayrı bir olaydı. Shaggy o devasa sandviçleri bir güzel kule yapar, sonra bir lokmada yiyiverirdi. Ben de televizyon ekranına öylece bakakalırdım. Ben daha sandviçin katlarını, içindeki malzemeleri sayamadan ya Shaggy ya da Scooby-Doo bir lokmada ağzına atıverirdi o sandviç kulesini. İşin can sıkıcı tarafı da gerçek hayatta bu katları çıkmanın o kadar da kolay olmaması. Yani siz hiç yirmi katlı bir sandviçi böyle nizam ve intizam içinde hazırlayabilir misiniz? Haydi hazırladınız, Shaggy gibi afiyetle tek lokmada yiyebilir misiniz? O yüzden benim gözümde bu sandviçler hep bir hayal olarak kalmaya devam edecek…

Author

tasarımcı, fotoğrafçı, oyuncu, teknolojisever, soundtrack delisi. her türlü online mecradan ulaşmak için: @mfurkanakyuz

1 Comment

Baris için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.