Geçtiğimiz mart ayında sizlere şuradan The Last of Us oyun serisinin bir dizisinin geleceğini duyurmuştuk. Dizinin Çernobil’in yönetmeni ve yazarı Craig Mazin’e emanet olduğunu, kendisinin aynı zamanda Neil Druckmann ile birlikte çalışacağını da söylemiştik. Fakat bu haber gündemimize düştüğünde daha The Last of Us II çıkmamıştı, şurada bir kısmını bulabileceğiniz sıkıntılı tartışmalar da yaşanmamıştı. Oyunun görücüye çıkması ve kendisi hakkında da uzunca bir süre çokça konuşturmasının ardından, dizi hakkındaki konuşmalar da devam ediyor.

Craig Mazin’in, BBC Radio 5 Live’da söylediğine göre; dizi, oyunun hikâyesini geri almayacak, daha da zenginleştirip geliştirecekmiş.  Mazin, uyarlamalarla ilgili olarak insanların genellikle kötü sonuçlar beklediklerine, yapılan bir işin başka bir markaya lisanslandığında ister istemez özünün kaçırılacağına ya da değiştirileceğine inandıklarıyla başlıyor sözlerine. Haklı da çünkü iki taraflı olarak hem hayranlar hem de yapımcılar, özellikle oyun uyarlamalarından ağızlarının payını çokça aldılar. Devamında, korkuya çok da mahal olmadığını, kendilerinin The Last of Us’ta yapılanları değiştirmek ya da olmamış saymak gibi bir niyetleri bulunmadığını, aksine bu hikâyeyi daha da geliştirecek şekilde fikirlerini tasarladıklarını da ekliyor.

Tabii hayranların oyunla kurduğu güçlü duygusal bağların yanında, oyun formundan dizi formuna geçileceği için; dizinin, altından kalkması gereken başka sorunları da var, Mazin bunları da paylaşıyor. Mesela bu süreçte halihazırda oyunun içerisinde yaratılmış olan her şeyi tekrar gözden geçirerek en baştan yaratmaları gerekiyor. Buraya kadar söylenenler bir uyarlama için normal beyanlar ve endişeler gibi gözüküyor açıkçası.

Ancak çoğunluk için, The Last of Us II’nin, kendisini, serinin en sıkı hayranlarına bile sadece mekanikleri ile beğendirebilmiş olması gibi bir durum da söz konusu açıkçası. Bu noktada eğer hikâyenin gittiği yerden memnun olmayanlarınız varsa ve bu hikâyeyi bir uyarlama aracılığıyla da olsa farklı bir şekilde dinlemeyi umut ediyorsanız, sanırım o umutlar buraları terk etti diyebiliriz.

Evet, Mazin’in söyledikleri tecrübeyle sabit, internet çağında ne yaparsanız yapın, bir şeyleri özgün üretimle farklı bir bağ kurmuş olduğunu düşünen bir kitle içerisinde herkesi memnun edecek şekilde yeniden çekemiyorsunuz, tepkiler alacaksınız. Mazin’in nereye varmak istediğini de anlıyorum, oyunda olmayan şeyler görebiliriz fakat bunlar, genel havayı bozmayacak ve kurulmuş olan dünyaya uygun olacak şekilde yerleştirilecekler. Fakat bir yandan da “değişiklik olmayacak” demek, her zaman iyi bir şey midir? Zira bu özel örnekte madalyonun öbür yüzünde, Neil Druckmann’ın hikâyeyi evrilttiği yerle ilgili, bazıları insanlık haddinin sınırlarını aşan, bazıları ise hayal kırıklıkları ile örülü düşünce dünyaları varken aynı hikâye aynı şekilde nasıl kotarılır, ben de bilemiyorum.

Neticede ne olursa olsun uyarlamalar, özgün eserde sevdiğimiz şeyleri bize bir kez daha yaşatmanın yanında, yeterince göremediğimiz ya da farklı şekilde olsa nasıl hissederdik gibi sorularla merak ettiğimiz detaylar için kapı aralıyorlardı. Hele ki deneyimli ve tecrübeli isimlerin elinden çıkacak uyarlamalara heyecanlanmamak elde değildi. Ancak sadece sevilen bir hikâyeyi yeniden anlatacak olan, daha doğrusu etkileşimin bununla sınırlı olduğu bir ekrandan içeriğini sunacak olan bir uyarlama, tartışmalının da ötesinde, baya beğenilmemiş bir senaryoyu, “orijinal oyunun olaylarını ve devamı olan ek içeriği kapsayacak” şekilde tekrar sunacaksa, üzücü olabilir.

Bunun yanında, uyarlamalarımızın nasıl olmasını istediğimizle ilgili pek çok farklı tartışmaya da gebe sanki bu konu. Siz ne dersiniz?

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.