Bizim yerel geeklerimizin pek kayda değer bulmadığı bir başka mevzu ile sizlerleyim. Bu seferki takıntım “erken dönem Amerika’nın kolonileşmesi”. Hem tarih hem de popüler kültür için gayet zengin malzeme barındıran bu önemli (ve bol kanlı) döneme vakit bulabilirsem bir ara FauxPlay penceresinden değineceğim. Şimdilik sadece tadımlık, fakat beni çok heyecanladıran bir oyun haberi ile sizlere göz kırpıyorum.

Bu minikyazının mevzusu Betrayer, Blackpowder Games tarafından iki hafta kadar önce satışa sürülen, hafif gerilimli ve atmosfer zengini bir stealth oyunu. Betrayer’da 1604 yılında büyük hayallerle Yeni Dünya’ya gelmiş genç bir kahramanız ve karaya daha yeni ayak basmışız. Karşılama töreni olmamasını biraz yadırgıyoruz ama yapacak bir şey yok, sonuçta 17. yüzyıl herkesin yoğun çalıştığı zamanlar. Fort Henry’e gidip Puritan kardeşlerimizle buluşmayı ümit ediyoruz ama evdeki hesap el değmemiş ormanlara uymuyor ve kendimizi bir anda ruhların, iskeletlerin ve lanetli konkistadorların (ne kadar güzel bir kelime, değil mi?) hedefi olarak buluveriyoruz. Belli ki Virginia’nın kolonileşme süreci pek de planlandığı gibi işlememiş. Çok uzun sayılmayan oyunumuzda (4-5 saatlik bir senaryoya sahibiz) Fort Henry’deki insanların başına neler geldiğini ve bu cehennemden nasıl kurtulacağımızı çözmeye uğraşmaktayız.

“Kayıp Koloni” miti üzerinden yürüyen Betrayer, temelde atmosferiyle ilgi çeken bir oyun. Büyük çoğunluğu monokromatik (tek renk) olan oyun, hikaye sürüp giderken önemli öğelere (ve düşmanlara) kırmızı tonlar atarak dikkatleri canlı tutmayı başarıyor. The Saboteur oynadıysanız ya da Schindler’in Listesi başucu filmlerinizden ise fikri orijinal bulmamanız doğal. Bunun dışında hakkını verelim, ortaya fena iş çıkmamış.

Genel olarak ortalama notlar alan ve aşırı tekrara düştüğü iddia edilen Betrayer, eksilerine rağmen  göz atılabilecek bir oyuna benziyor. En azından varlığından habersiz kalmayın. Ben piyasada tomahawk ile konkistador (yazması en güzel kelimelerden olabilir) avladığım çok oyun bulamıyorum, bulduğumda da sebepsiz yere bir hoş oluyorum. Uzun lafın kısası, canınız çok büyük ölçekli olmayan bir aksiyon/macera çekiyor, biraz da farklı bir atmosferde vakit geçirmek istiyorsanız, Betrayer  elinizdeki seçeneklerden olabilir. Eleştirmenler ne derse desin, Monolith’ten ayrılanların elinden çıkan bir iş o kadar da kötü olamaz. Fırsat bulunca oynayın, bize de anlatın güzel mi değil mi…

Author

Eskilerin dediği gibi: "You must gather your party before venturing forth"

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.