Belli başlı “trend”ler, şirketlere ekmek getirdikleri kanıtlandıktan sonra kolay kolay bırakılmıyor. Animasyonları live-action olarak yeniden çekmek ya da tüm figüranlara kendi filmlerini vermek aklınıza gelmiştir. Şimdi ise bir televizyon furyası başladı. Belli bir evren içerisinde geçen diziler nereden baksak çok “moda”. Evet, bildiğimiz anlamdaki geleneksel televizyon öyle pek kalmadı ama video servisleri ve bir de pandemi sağ olsun, filmden çok dizi izleyeceğiz gibi duruyor.

Star Wars ve Marvel gibi dev markaların yoldaki dizileri bize bunu gösterdi. Sırada hangi devasa marka bu yolu izliyor gibi görünüyor dersiniz? Evet. Harry Potter.

Warner Bros. ve HBO’nun Harry Potter markasını kullanmak istedikleri uzun süredir biliniyor ve dedikoduları etrafta dolanıyordu. E tabii elimde böyle bir marka olsa ben de sağmak isterim. Hollywood Reporter ise tekrar erken görüşmelerin başladığı duyumlarını gündeme getirdi. E tabii ki biz hayranlar olarak biraz korkmaya, biraz teori üretmeye başladık bile. Şimdiye kadar bildiklerimiz HBO Max’in Harry Potter markası adı altında bir live-action dizi yapmak istediği ve bunun için yazarlarla görüşme halinde olduğundan öteye gitmiyor. Bir sonuç çıkıp çıkmayacağından emin değiliz ama bu kadarı bile coşku ve bol bol soru uyandırmak için yeterli sanıyorum ki.

İlk olarak, belki çoğunluğun katılacağı bir fikir değil ama ben eğer bir Harry Potter dizisi izleyeceksek animasyon olmasını tercih ederdim. Şöyle iki boyutlu, geleneksel animasyon… Büyü dünyasına daha çok yakışırdı bence. Bunu kanıtlamak için de size illüstrasyonlu baskıları ya da internetin her köşesinde bulabileceğiniz fan-artları gösterebilirim. Harry Potter filmleri hep “kaliteli kitap uyarlamaları” listesinde yer alırlar, ben de bunu asla inkâr edemem ancak kitapların büyüsüyle kıyaslayınca da bana hep soğuk ve renksiz gelmiştir. Animasyon bir dizi benim için şu an daha cazip ama her zaman ki gibi gerçekleşmesi imkânsız bir hayal olarak duracak.

Elimizdekine, yani live-action dizi ihtimaline geri dönersek, tam olarak neyi anlatabilecekleri sorusu var. Bu sefer neyin hikâyesini, hangi zamanı görebiliriz acaba? Grindelwald’un yükselişini hayranlar tarafından neredeyse nefret edilen filmlerle harcadıkları için o döneme geri dönmek isterler mi, Fantastik Canavarlar spin-off’u mahiyetinde bir dizi mi gelir, bilemiyoruz. Grindelwald ile Voldemort arasında anlatılabilecek bir hikâye yeni ve özgün olacağı kadar seyircinin yabancılık çekmesi sebebiyle tehlikeli de olacaktır. Belki altıncı kitap boyunca takip ettiğimiz Voldemort’un yükselişini de kapsayan, nispeten karanlık bir şey gelir, kim bilir? Ya da Harry’den bir önceki jenerasyonun Voldemort’a karşı çıktığı dönemlerle ilgili olabilir. Ancak şahsen Voldemort sonrasını izlemek istemem, Albus ve Scorpius gibi iki tatlı karaktere rağmen Lanetli Çocuk ağızlarda kötü bir tat bıraktı çünkü.

Biliyorum, J. K. Rowling gereksiz açıklamaları ile sinir hoplatmaya devam ediyor. Bundan ötürü, ya da belki de sadece Fantastik Canavarlar’ın izlediği çarpık yoldan ötürü dizi gelirse bile şans vermek biraz zor. Birazcık korkuyoruz. Sadece birazcık. Ancak güzel bir şey çıkması ve Rowling’in sadece uzaktan onay vermesi olasılığı da her zaman var. Hem kötü mü olur, belki biraz Ravenclaw ya da Hufflepuff ortak salonu görürüz. Evet, yıl olmuş 2021, hâlâ bunu bekliyorum. Yani her şeye rağmen yine Büyü Bakanlığı’nda ya da Hogwarts’da dolaşma fikri salt nostaljiden bile olsa kulağa hoş geliyor.

Siz ne diyorsunuz? Sizce böyle bir dizi gerçekten gelir mi? Hangi dönemi anlatır bu dizi, siz hangi dönemde geçsin isterdiniz? Ya da “Hiç gerek yok böyle şeylere!” diyenlerden ve -haklı olarak- bizim gibi korkanlardan mısınız?

Author

İstanbul'da yaşıyor, buraya yazacak havalı bir şey de bulamadı. @charles_bourbaki

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.