Bugün kaç kişi gördü bilmiyorum ama şöyle bir habere denk geldim:

Sibirya soğuklarının etkinisi sürdürdüğü Muş’ta 5 katlı bir apartman naylonla kaplandı. Soğuklar nedeniyle böyle bir çözüm bulduğunu söyleyen Hüseyin Arme, “Ailecek bu apartmanda oturuyoruz. Evlerimizi ısıtamayınca apartmanı naylonla kapladık” dedi. (link)

Haberi görür görmez de aklıma Christo’nun Wrapped Kunsthalle isimli işi geldi.

Christo Javacheff [Misc.]

Şimdi bu yazının ana konusuna, daha doğrusu başlığa dönecek olursak… Efendim malumunuz zaten hali hazırda tuhaf bir modern ve çağdaş sanat algısı var toplumun genelinde. Bir yandan sanatın ne kadar(?) hayatın içinden olduğu sorgulanırken bir yandan da izleycinin sanat eseri olarak algıladığı her şeyin şeyin sanat olabileceğine kadar bir takım acayip argümanlar söz konusu. Hatta dünyanın en sıkıcı sorularından biri: “Kafka’nın eserleri basılmasaydı yazdıkları sanat eseri sayılacak mıydı?” Sanat ne kadar kişisel, ne kadar toplumsal…? Neyse, lafı çok da uzatmadan sadede geleyim. Şu “ECCE HOMO” bence gerçek bir sanat eseriydi. Nedenini açıklamaya çok üşeniyorum ama bence yapanın böyle bir “intention”ı olmasa bile o sanattı! Soruyorum size: “What About This One?”

Author

yazar, editör, biraz müzisyen, olduğu kadar aktivist, açık kültür/açık toplum savunucusu. "tuvalette ne yaptığımızı herkes biliyor ama kimse görmüyor. anlatım da böyle bir şey: ne olduğu değil, nasıl olduğu önemlidir." @mentulaetauri

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.