Vakti zamanında İngilizce’de “bullylenmek”, Türkçe’de ise en iyi ihtimalle “kabadayılanmak” olarak çevirebileceğimiz şeyin alıcı kısmında bulunmuş biri olarak; genelde küçümsemeye, aşağılamaya, dışlamaya yönelik sözlü tacizleri pek hafife alabilen bir insan değilim. Burada standart teknik direktör ağzıyla “eleştiriye saygımız var, ama tadı kaçmasın” demiyorum, yapılan iş varsa ortada; onun anasına da sövülebilir; “kaka gibi yazı yazmışsın” denilebilir, “o topa öyle vurulur mu sinkaf” denebilir. Ama bireylere kim oldukları üzerinden yapılan saldırılar, benim biraz kanıma dokunuyor.

E malum, artık bazı şeylerin “e burası internet abi” şeklinde geçiştirilecek kadar yaygınlaştığı bir çağdayız. İnternetin sağladığı anonimliğin, hızlıca bir anonim linç kültürüne evrildiğini görmek için sosyal bilimci olmaya gerek yok. Bundan payını almayan da kimse yok üstelik. Şişmanlar şişmanlıklarından, fakirler fakirliklerinden, kadınlar kadınlıklarından, azınlıklar azınlıklarından dolayı internette sonsuz saldırıya uğrayabiliyorlar. Peki bunun gerçek hayatta karşılığı var mı?

Criola Racism Virtual 2

Bence var. Brezilya bazlı bir sivil toplum kuruluşu olan Criola da öyle düşündüğünden, buna dikkat çekmek için ilginç bir kampanya başlatmış. Criola, “Sanal ırkçılık, gerçek sonuçlar” adı altında yürüttüğü kampanyada, insanların söylediği şeyleri bilgisayar ekranına değil, o ekranın öteki tarafındaki gerçek insanlara söylediğini hatırlatmak, bir nevi gerçekliğe uyandırmak istiyorlar. Bunu da internette yapılan ırkçı yorumları, yapan kişinin mahallesinde billboard olarak asmak suretiyle uygulayacaklar.

Criola, internette halka açık yapılan paylaşımları tarıyor ve bunların geotag bilgilerini kullanarak, atan kişinin mahallesinde bir billboard kiralıyor. Bu billboard’a da atan kişinin yüzünü ve kullanıcı ismini blurlayarak koyup, altına “Irkçılık sanal, ama sonuçları gerçek” diye not düşüyor. Yani kimse o tweet’i ya da o yorumu kimin attığını bilmiyor; ama atan tanıyor, görüyor, fark ediyor. Böylelikle Criola, atan kişinin sanal dünyada sıktığı kurşunların gerçeğe de isabet edebileceğini görmesini istiyor. Bence şahane bir fikir. Memlekete getirelim demek isterdim; ama zannedersem billboard yeri bulamayabiliriz bir noktadan sonra. Ya da daha kötüsü, millet “ne var kardeşim, ben dedim bunu evet” falan der zaten, boşuna billboard kiraladığımızla kalırız…

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.