Dünyada her gün ortalama olarak 2000 kişi intihar etmekte. İnsan bu rakamlar kış aylarında daha fazla olur sanıyor, fakat bunun aksine, intihar vakalarının yoğunlaştığı dönemlerin, havanın güzel ve aydınlık olduğu dönemler olduğu daha önce defalarca ortaya konmuştur.

Soğuğun ve karanlık havanın intiharla ilişkisinin bulunmadığı gibi diğer bir mit de intiharların daha çok tatil dönemlerinde, kişilerin kendilerini toplumdan soyutlanmış hissettikleri zamanlarda yani yazları olduğudur.

İşin aslı, 1800’lere kadar giden intihar artışı araştırmaları, bu vakaların bahar aylarında daha yüksek, kışın ise daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır.  1995’de Social Science & Medicine dergisinde yayınlanmış bir makalede, kuzey yarım kürede bulunan ülkelerde intihar vakalarının sıklaşması en çok Mayıs ayında artmakta ve Şubat ayına doğru inişe geçmektedir. Güney yarım küre ülkerinde ise bu artış Eylül ayından itibaren gerçekleşmektedir.

Bu mevsimsel oluşumun nedenleri henüz bilinememektedir fakat bazı ipuçları ve teoriler elbette mevcut.

SOSYALLEŞME VE İNTİHAR

Sosyal ilişkiler yönünden oluşan açıklama, ısınan havalar ve ekseriyetle artan sosyal etkileşimlerin dışında kalan ya da bu ilişkilerin gereksinimlerini karşılayamayan kişilerin içsel dünyalarının, dış dünyaya karşı uyumsuzluğunun; onları intihara sürüklediği şeklindedir.

Bu teoriyi destekleyen kanıt ise 1995 yılında dünya çapında yapılmış bir intihar araştırmasında ortaya çıkıyor. Bu araştırmaya göre mevsime bağlı intihar vakalarındaki aşırı artış tarım ekonomisi tabanlı ülkeleri, sanayi ülkelerine göre daha fazla etkiliyormuş. Tarım ekonomilerinde mevsimsel değişimler daha bariz fark edilmekte. Bu sanayi toplumlarında artış olmuyor değil tabii ki. O tip toplumlardaki mevsimsel artışlar da araştırmaya göre akademik yılın bitimiyle ilintililer. Hapishaneler gibi sosyal iletişimlerin minimum seviyelerde olduğu yerlerde ise bu belirgin artış yaşanmamakta.

 

ISINMA TEORİSİ

Soğuğa karşı direnmeyi bırakmış bağışıklık sistemlerimizin, değişen hava koşulları nedeniyle fiziksel olarak daha aktifleşmeye başladığı bu dönem bu teorinin birinci fâili olarak görülmekte. Artan enerjiyi depresyon nedeniyle hayatlarında ilerleme ve değişim olarak yaşayamayan kişiler bu çıkmazın direkt bir sonucu olarak artan fiziksel enerjileri ve şiddete meyilleriyle hayatlarını sonlandırabiliyorlar.

Bazı araştırmacıların (İsviçreli bilim adamları değil valla) ortaya koyduğu üzere hava değişimi bahar aylarındaki intihar artışının baş sorumlusudur. Kış aylarında intihar fikrini gerçekleştirecek enerjiyi kendisinde bulamayan kişilerin, baharın gelişiyle birlikte artan enerjileri sayesinde bunu eyleme koyabildikleri eldeki teorilerden birisidir.

Doğadan ayrı varolduğumuz sanrısını yoğun şekilde yaşadığımız bu zamanlarda, kafamızı gök yüzüne kaldırıp bir kez daha düşünmeye bizi ikna edebilecek bilgiler bunlar elbette. İlk yalnızlığımız ilk tohumu ektiğimizde mi başladı yoksa ilk ölümüzü gömdüğümüzde mi ? Kendimizi öldürmemize neden olan itici güç nedir? Bilgelik, zaman ve bilim bize bu ve bunun gibi milyonlarca soruda da yardımcı olacaktır.

Author

Üniversite terk, gerilla tüccar, tercüman, çevirmen ,şevkat adamı ,yazar ,araştırmacı ,model painter.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.