The Walking Dead oyununu oynamak konusu ile karşılaştığımda her zaman arada kalıyorum; Oyunu oynamalıyım çünkü bir kez Episode 2’ye başladım ve olayların nasıl gelişeceğini, kimler ne yapacağını gerçekten merak ediyorum. Öbür yandan gerçekten çok kısa geliyor her bir episode, acaba oynamasam da hepsinin çıkmasını beklesem sonra toptan (mesela 1 günde) bitirsem mi diyorum.

Yani kısacası oyunun içinde olduğu gibi, oyuna başlamadan ikilem de kalıyor insan. Ve o insan benseniz iradenize sahip çıkamıyor ve ışıkları kararttıktan sonra başlıyorsunuz Walking Dead’de hayatta kalmaya çalışmaya…

Spoiler, spoiler!

Bildiğiniz gibi oyunun 2. sezonunun 3. kısmı olan In Harm’s Way bu yakınlarda çıktı (aslında oldu bayağı çıkalı). Clemantine olarak grubumuzla beraber yine hayatta kalmaya çalışıyoruz. (Buradan sonra yazacaklarım 2. sezonun ilk bölümlerini oynamamışlar için spoiler tadında olabilir. Lütfen sonra ısırmaya çalışmayın) En son Carver ve manyak grubu tarafından yakalanmıştık. Ölenler oldukları yerde bırakılmış, tam anlamıyla “kalan sağlar bizimdir” denilerek, pis şekilde çalıştırılmak amaçlı, götürülmüştü. İşte oyun tam bu götürülme kısmından başlıyor.

Bildik şekilde, bilinmeyene…

Hikaye, kontroller ve karakterler aynı kaliteli ve güzel şekilde gitmeye devam ediyor. Dizi bölümlerinde olduğu gibi, ölülerin mi yoksa yaşayanların mı daha tehlikeli olduğunu bir kez daha soruyoruz kendimize. Çizgilerini bozmamaları gerçekten çok güzel. Gönül rahatlığıyla oynayabilirsiniz diyebilirim şimdiden.

Screenshot-2014-05-13-23.20.26Uğraşma arkadaşım benimle, 11 yaşındayım ben!

Hem kendisini oynattığımızdan, hem cesareti hem de küçük (fiziksel olarak) olmasından dolayı Clem yine başrolde. Kendi küçük olabilir ama gruptaki kararların verilmesi ve bundan öte en tehlikeli işlerin yapılmasında Clem her zaman için fazlasıyla etkin. Yine de yapımcılar o kadar müthiş yapmışlar ki senaryoyu, gruptan kimseyi sevmeseniz bile (nasıl bir insansınız acaba?) sadece kendinize faydası olması için bir çok işi üstlenmek zorunda kalabiliyorsunuz.

Seçenekler, kararlar, olaylar…

Seçenekler yine çok önemli, onu zaten hatırlatmaya gerek yok. Ancak şuna dikkat çekmek istiyorum ki opsiyonlar gerçekten özene benzene hazırlanmışlar; yalan söylemekten tutun da cevap vermeden dik dik bakmaya kadar ince ayrıntılar düşünülmüş. Özellikle Clem’in 11 yaşında bir kız olduğunu da hesaba katarsak bazı tepkiler “cuk” efektiyle oturuyor. Tabi bunun oyuna kattığı zevk en üst seviyede.

Seçenekler demişken, yazamadan edemeyeceğim, grubun doktoru ve kızının aralarındaki ilişkiyi de Lee-Clem ilişkisine benzettim bir ayrı üzüldüm…

Al bu baltayı ihtiyacın olacak…

Toparlayayım zombi-sever pardon aylak-severler. 3. Kısım da da hiç bozulmadan maceraya devam ediyoruz. Yine kime ne söylediğimize, neyi ne zaman yaptığımıza dikkat etmeliyiz. Ve bazen tüm grubun iyiliği için… Neyse daha fazla konuşmayayım. En yakın zamanda oynamanız ve doğru kararlar vermeniz dileğiyle.

Author

Lisans bitti, yüksek lisans bitti, askerlik bitti ama yazmaya ve FRP'ye olan ilgisi bir türlü bitmedi. Tam bir Frp tutkunu, hoş sohbet, biraz umursamaz biraz da tembel. Nerede kötü adam varsa onu sever. İyilikten hoşlanmayan bir süper kahraman. Bir Batman değil ama bir Robin. İzini bulmak için Facebook'a Seçkin Özcan yazmanız yeterli. Face'i var, sohbet için. Bir de artık kızılı var.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.