Agents of SHIELD’ın 3. sezonu muhteşemdi. Aksini iddia edenin gerçekten samimiyetinden şüphe edecek kadar içten söylüyorum bunu. Başından sonuna kadar, işlediği konuları ucundan tutuşundan; MCU’ya bağlandığı ince noktalara kadar, tek kusuru Daredevil ve Jessica Jones ile hiç paslaşmamak olan bir sezondu. Ve biz zaten bu harika sezondan kopup, dördüncüsüne doğru kollarımızı açıp gitmeye hazırken, bir de Ghost Rider falan açıkladılar. Yani… Biz çok gazız geek alemi. Müsaadeniz varsa şöyle izah etmek isteriz.
1. Tam Teşekküllü Quake
Önce şunu bir aradan çıkartalım. Karavanından amatör amatör hacktivistlik yapan genç Skye‘ın, önce çömez bir casusa, sonra deneyimli bir ajana, kafası karışık bir süper kahramana, oradan da 3. sezonun sonundaki patlamış parça tesirli bombaya dönüşmesini izlemek muazzam bir keyifti. Şimdi oradan, güçlerini kullanmaktan sakınmayan bir vigilante‘ye dönecek bu sezon, biz de yine tırnakları yiye yiye izleyeceğiz. Yalnız vigilante arzularımızın tek nesnesi o olmayacak…
2. Robbie Reyes
Marvel, Comic-Con 2016 esnasında San Diego sokaklarında alevli bir zincir resmi dolaştırıp, altına da Agents of SHIELD yazdırınca cümleten “Yok canım?” demiştik. Sonra Ghost Rider geliyor dediler. Üstelik hikayesi çok daha şahsi, karakteri çok daha keyifli, her yönüyle çok daha heyecan verici Robbie Reyes olacaktı bu. Zaman dondu sanki. Her şey sıradandı. “İyiyiz” dedik herkese. Coşmamız zaman aldı.
3. Mistik Marvel
Bu arada Robbie Reyes’in gelişi, sadece çizgi romanlarda bayıla bayıla okuduğumuz bir karakteri bayıla bayıla izlediğimiz bir dizide görecek olmaktan kaynaklanan bir sevince yol açmıyor bünyemizde. Aynı zamanda Marvel’ın TV departmanı bunu büyük biraderi MCU’nun Doctor Strange ile giriş yaptığı mistik diyarlara bir bilet olarak kullanacak. Ghost Rider, Marvel evreninin nadir uhrevi karakterlerinden. Ve geçen sene Hive’dan alıp nerelere giden dizi, bu alanda nasıl at koşturur hayal bile edemiyoruz.
