Family Guy‘ın yaratıcısı, başyazarı ve en popüler üç karakterinin seslendirme aktörü Seth MacFarlane enteresan bir adam. Animasyon sektörüne çok küçük yaşta girmiş, epey klas bir okulu klas bir biçimde bitirmiş, akabinde de çok genç yaşta Family Guy ile başarı elde etmiş. Bütün bunlar gayet tatlı ve normal. Esas garip olan, bunlardan sonra MacFarlane’in durmamış olması. Müzik albümleri, filmler, diziler, belgeseller, internet dizileri ve kitaplar çıktı bu adamın elinden son birkaç yılda. Tarzını beğenip beğenmemek çok öznel bir durum. Ama üretkenliğini kesinlikle takdir etmek gerek.

MacFarlane’in bu mega üretken hâli son yıllarda kendisini sinemada göstermekteydi. İlk uzun metraj yönetmenlik deneyimi Ted ile muazzam bir başarı elde ettikten sonra çok kısa süre içerisinde A Million Ways to Die in the West ve Ted 2‘yi çekti. Biz o kanatta devam edecek diye bekliyorduk, ama o baba ocağı televizyona dönmeyi tercih etti. Hem de hepimizin içini gıcıklatacak bir projeyle.

The Orville ile tanıştınız, tebrik ederiz. The Orville, Star Trek’ten esinlendiğini gıdım gizlemeyen bir komedi dizisi. Esasında A Million Ways to Die in the West tarzı bir mizah anlayışıyla Star Trek çekmiş baya MacFarlane. Bir yeteneksiz uzay subayımız var. Buna hasbelkader bir gemi teslim ediliyor. Geminin ikinci kaptanı olarak atanan kişi ise esas oğlanın eski karısı. Onu da Adrianne Palicki oynuyor.

Onun dışında şakalar bildiğiniz gibi. Açık konuşmak gerekirse işin içerisindeki yetenek / meziyet seviyesine bakınca beklediğiniz akıl ve zekada çok bir şaka koymamışlar fragmana. Ama işte MacFarlane var, Palicki var, bir de projenin arkasında Jon Favreau var. E MacFarlane yıllardır en büyük aşkının Star Trek olduğunu söyleyip söyleyip duruyor, yani işin içinde tutku da var. E o hâlde, beklemeye alıyoruz kendimizi. Bakalım!