Şu dünyada benim için özel olan kitapların tam randımanlı bir listesi var. Bunları buradan açık etmekte bir beis görmüyorum. Biri, belki de en klasiği, Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı. Okuduğumda ufkumun attığı eserlerden biriydi resmen. Siyasi alt metni beni benden almıştı. Bir diğeri, ki benden belki en beklenmeyeni, Khaled Hosseini’nin Bin Muhteşem Güneş’i. Onun finali, beni ağlatmayı başaran nadir eserlerdendi. Bunların en tepesinde duranı ise, Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu’su. O apayrı.
Onun hemen altında duran isimse yıllar boyunca Neil Gaiman’ın Amerikan Tanrıları oldu. O kadar ki, yıllar boyunca sağda solda havalı rumuz lazım olduğunda oradaki az bilinen tanrıların isimlerini kullandım. Gaiman’ın mitolojik tanrıları alıp, günümüzün post-modern “tanrılarına” karşı savaşa koyması, bunları da inanılmaz sürükleyici bir dille yapmayı becerebilmiş olması, bana neresinden baksan mucizevi geliyordu. Hâlâ da geliyor.
İşte bu hislerle yaşayan bir insan olduğunuzu, sonra da intertüplerden Amerikan Tanrıları’nın dizi olduğunu öğrendiğinizi düşünün. Üstüne üstlük de, diziyi öyle bakkalın oğlu değil, baya HBO yapıyor HBO! Sopranos’u, Six Feet Under’ı yapan kanal! Dizi dendi mi, akla ilk gelen kanal! Düşündünüz mü? Hah, sonra da o projenin iptal olduğunu duyarsanız ne hissedeceğinizi düşünün. İşte ben ve diğer Amerikan Tanrıları hayranları, yaklaşık dört beş yıldır bu hissiyatlarla dönüp duruyorlardı. Bugüne kadar. Artık spekülasyona yer yok. Amerikan Tanrıları baya baya dizi oluyor, resmi sipariş verildi, çalışmalara başlandı.
Dizinin arkasında Hannibal’ın başında duran Bryan Fuller ile Kings’in yaratıcısı Michael Green var. İkili, Shadow’u buldukları an diğer oyuncuları da ekleyip, çekimlere başlayacaklar, Starz kanalında da gelecek seneye yetiştirmek için uğraşacaklar. Starz mazisi pırıl pırıl bir kanal değil elbette. Uzun süre Spartacus’ün ekmeğini yemekten fazlasını yapamadılar. Gelin görün ki burada da Amerikan Tanrıları mevzubahis. İsterlerse 23 saat Spartacus yayınlayıp, 1 saat American Gods’a ayırsınlar, umurum değil. Şu dizi iyi olsun, yeter!
