Geçtiğimiz Cuma günü Agents of S.H.I.E.L.D için oldukça önemliydi. Sıkı takipçilerinin de bildiği üzere, son yayınlanan bölüm, dizinin 100. bölümü olma şerefine erişti. Beş sezondur “HER ŞEY BİRBİRİNE BAĞLI ULAN” diye bağıra çağıra, Marvel evrenindeki en sağlam televizyon yapımlarından biri olmayı sürdürüyor. Kah canımız sıkıldı, kah yükseldik, kah heyecandan kudurduk, kah daha izlenmez bu dedik… Ama her şeye rağmen Marvel’ın şimdiye kadar yaptığı en iyi dizi işlerinden biri olduğunu birçok insana kanıtladı.

MCU’ya yönelik ister bariz ister üstü kapalı her türlü göndermesiyle de “acaba?” sorusunu sormamızı sağlayan AoS, bu geçtiğimiz büyük 100. bölümünde de yine gönderme heyecanını aşıladı geek damarlarımıza.

Yazımızı, eğer hala AoS izlemediyseniz ya da spoiler yemeye razı değilseniz okumamanızı tavsiye ederiz!

SHIELD-100th-Episode-Cast

Önce söyleyelim: ABC, bence onca büyük heyecanlandırma girişimine rağmen bu bölümde işini halledemedi. Daha doğrusu halletmedi mi demeliyim? İnsan “Vay be, yüz bölüm olmuş, özel bir şeyler yapıyorlar demek” diye dolaşıp dururken gayet normal –belki ancak bir tık daha iyi– bir AoS bölümü izlemiş olmaktan dolayı önce bir hayal kırıklığına uğruyor sanki. Ben ilk izlediğimde böyle hissettim.

Fakat üzerine oturup biraz düşününce, Coulson’ın ölüyor oluşuna salya sümük ağlama isteğimi ve elbette ki yüzüncü bölüm dolayısıyla getirdikleri tüm eski isimleri sakin kafayla bir teraziye oturtunca yapmak istediklerini sanki biraz daha anlar gibi oldum. Aslında 100. bölümde çıtayı Empire State Binası seviyesine çekmek istemediler; bu bölümü bir kırılma noktası yapmaya çabaladılar.

Bu kırılma noktası elbette ki Deke’in, Fitz ve Simmons’ın torunu çıkması değildi; teorilere aşina herkesin meh diyebileceği türden, beklendik bir senaryoydu. Coulson’ın Ghost Rider ile yaptığı anlaşma sonrası bunca süredir hayatta kalabilmesini sağlayan uhu görevi görmüş o şeyin yok olması da mantık çerçevesinde güzelce yedirilmişti. Deathlok’un tamamen cyborg halinden arınmış haliyle Coulson’ı manipüle etmesi de bir yere kadar “Lan, dedikleri gerçek çıkarsa izlemeyi bırakırım” havası uyandırmıştı bir noktada. Zira söylediğine göre her şey Coulson’ın kafasında gerçekleşiyordu. Her şey. Hala ameliyat masasındaydı Phil ve beyni ona oyunlar oynuyordu. Tıbben mantıklı bir açıklama gibi gözükse de koskoca beş sezon gazım gazım gazlayan AoS için Lost-vari bir sona parmakla işaret etmek yakışmazdı. Gel gelelim o korkulan olmadı ve bunun sadece Phil’in bilinçaltında tırstığı bir senaryo olduğu açıklandı.

CHLOE BENNET, CLARK GREGG, ELIZABETH HENSTRIDGE

Peki, burada asıl sormamız gereken soruya gelirsek: Bu kabus yaratan çatlak ne, ne gibi şeyler getirecek ve MCU’ya dair bir bağlantıyı nasıl sağlıyor? Koltuğunuzu dik konuma getirin ve kemerlerinizi bağlayın, çünkü birazdan umut ışıklarını son parlaklığında yakıp ışık hızında bir yolculuğa çıkacağız.

Fitz’i bölüm boyunca iyi dinleyenlerin kaçırmayacağı birçok detay vardı. Misal “Dünya’nın sonuna sebep olan asıl şey” ve “Rüyalar Boyutu” gibi birkaç hızla geçen söz. Bunları sırasıyla açıklayalım o zaman.

Öncelikle bildiğimiz Dünya’nın sonunu Daisy’nin getirdiğini sezon başından beri bas bas bağıran dizimiz, şu haberimizde de belirttiğimiz gibi son demlerinde şu sıralar. Bu “Dünya’nın sonu” aynı zamanda dizinin de sonuna delalet ne yazık ki. Fakat o yazıda belirtilenlerden biraz farklı bir düşüncedeyim ben, Tancharoen’in açıklamalarına ters bir düşünce hem de bu.

Çünkü AoS, her şeye rağmen, MCU’dan komple kopukmuş gibi gözüküp her türlü çizgi roman materyalini lezzetli bir pasta gibi yedirmesiyle çok başarılı sezonlar geçirdi. Ama eninde sonunda MCU etkilerini bir şekilde izledik yine de. Umutlarımız MCU’ya da dizideki olayların yansıması yönünde ilerledi hep. Durum böyle olunca kimse de oturup ‘E bunun hiçbir anlamı yok şimdi’ diyeceği bir son izlemek istemiyor. Tancharoen her ne kadar o sözleri söylese de, ABC bu diziyi hala muhtemel bağlantı boşluğu bırakarak bitirecek. Yani kesin ve net bir çizgiyle MCU’ya şuradan bağlanıyoruz diye ilan etmeyecek ama her zaman yaptığı gibi ve vakti zamanında akıllı roman yazarlarının sonradan değiştirmek için bıraktıkları ufak hikaye boşluklarına benzer şekilde değiştirilebilir bazı senaryolarla bitirecek diziyi. Bu da Fitz’in “Rüyalar Boyutu” diye belirttiği işte bitiyor.

Doctor_Voodoo_Avenger_of_the_Supernatural_Vol_1_4_Textless

Runaways’deki Minoru ailesinin kara büyü bağlantısı ve Agents of S.H.I.E.L.D’ın Ghost Rider sezonundaki boyutlar muhabbeti, hatta ve hatta Agent Carter’da vakti zamanında bahsedilen “Dark Matter” senaryosu falan derken, olayları hep bir Doctor Strange’e bağlama isteğiyle yanıp tutuştuk bu vakte kadar. Çünkü artık bağlansındı, hayranlar net ilişki istiyordu. Bunca süredir sadece bahsetme ile yükselttikleri heyecanları, dizi bitiyor diye belki gerçekten de daha nihai bir şekilde bağlarlar mı, ne dersiniz? Çünkü Rüyalar Boyutu, Dr. Strange çizgi romanlarında, insanların rüyalarını karanlıkla hastalıklı hale getiren bir oluşumu anlatıyor. Strange, bu kavramın hayranlarla tanıştırıldığı Strange Tales #110 sayısında, Rüyalar Boyutu’nun ustası olan Nightmare (Kabus) ile karşılaşıyor hatta.

Stan Lee ve Steve Ditko, Screenrant’in de belirttiği üzere Strange Tales #116 sayısında, tıpkı AoS 100. özel bölümünde gördüğümüz gibi bir çatlağa benzer yapıdan, Nightmare’in kendi ajanlarını gönderdiği bir hikaye yazmışlar vakti zamanında. Hatta yıllar sonra da 1991 seneli Sorcerer Supreme #31 sayısındaki tezahürü, “Korku Boyutu” şeklinde olmuş ve Nightmare da dahil bir sürü korku lordu tarafından yönetiliyormuş bu boyut.

Nightmare-Dream-Dimension

Yönetmen Scott Derickson’ın Doctor Strange 2 için daha ortada ne fol ne de yumurta varken ısrarla istediğini söylediği Nightmare ismi de, bu konudaki teori ve umutları yükseltmeye yetiyor aslında. Infinity War’da yaşanacak büyük depremlerin ve sonrasında bizi bekleyen MCU fazlarının merak uyandıran konularının, eninde sonunda Doctor Strange ile ortak bir bağlantıya ulaşacak olması bizleri sevindiriyor bir bakıma.

Peki son olarak şunu da soralım: Bunca açıklama ve dağıttığımız düşünceler sonrasında sizce Agents of S.H.I.E.L.D’ın gerçekten de sırf son sezonu olacak diye böyle bir bağlantı mümkün mü? Yoksa yine her zaman olduğu gibi makul boşluklar bırakarak hayranlar için umut yeşertmeye ama MCU’da çok da bir tezahürünü göstermemeye devam mı edecekler? Ne dersiniz, 100. bölüm şerefine onca eski ismi geri getirip bir şekilde bağlamaları mümkün olduysa, bu neden olmasın? Fazla mı Polyanna oluruz böyle düşünürsek?

Fitz ile Simmons bile evlenmişken, şu evrende hiçbir şey imkansız değil artık arkadaşlar! Koskoca evren bu ikisini zırt pırt ayırıp durdu, ama ona rağmen durmadılar be… Güzel düğündü vesselam. Ha bir de, Coulson için bu kadar ağlatıyorsunuz ABC ama, öldürmeyeceğinizi biliyoruz. Değil mi, öldürmezsiniz yani… ABC? Öldürmezsiniz? HE?

Author

Geveze, aşırı heyecanlı, domates surat. Ailenizin mülayim, cep tipi ponçiği. Profesyonel inek. Özel gücü ise role play yazmak. @poncikbruiser

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.