Su. Toprak. Ateş. Hava. Geçmişte tüm Avatar: The Last Airbender izleyicileri olarak huzur içinde çizgi dizimizi izliyorduk. Ama sonra M. Night Shyamalan’ın berbat bir film çekmesiyle her şey değişti. Sadece güzel bir yapım, bu leş hatırayı kolaylıkla silebilirdi. Ama her hayranın en çok ihtiyaç duyduğu sırada gelen Korra bile buna yetemedi. Aradan yıllar geçti, Netflix ve yapımcılar yeni bir Avatar: The Last Airbender isminde bir live-action dizi yapmak için kolları sıvamaya başladı. Her ne kadar hayranların hak ettiği dizi kalitesi konusunda şüpheye düşürse de ekranlara gelmeden önce ihtiyacımız olanı karşılamak için başarması gereken çok şey var. Yine de biz, Netflix’in Avatar’ı kurtarabileceğine inanıyoruz…

Aslında koskoca haberi, şu kadarcık bir bölüm girişi uyarlamasıyla anlatabilmek çok hoş oldu. Hatta bu işten aşırı zevk almaya falan başladım. Biraz işin suyunu çıkarıp her yapıma uygulasak mı bunu, ne yapsak?

Ehem, sanırım konsepti anladık, değil mi? Avatar: The Last Airbender dedik, Shyamalan dedik, leş gibi bir film dedik, Netflix dedik, live-action dizi dedik, kurtarmak falan dedik… Müjde dediğiniz de böyle verilir bizce. Yani, müjde olduğunu umduğumuz bir haber desek daha doğru. Evet: Netflix, Avatar: The Last Airbender live-action dizisi çekiyor!

Yapımına 2019 yılında başlanacak olan live-action dizi, asıl çizgi dizideki Bryan Konietzko ve Michael DiMartino tarafından sırtlanılacak. Sona ermesinden bu yana on yıl geçen Avatar: The Last Airbender’ın yepyeni dizisi hakkında, bu iki ismin mühim sözleri de var üstelik, biraz kulak verin:

asd

“Avatar: Son Hava Bükücü’nün bu canlı uyarlamasını yapma şansına eriştiğimiz için inanılmaz heyecanlıyız. Aang’in dünyasının sinematik anlamda hep hayal ettiğimiz gibi gözükmesini ve kültürel olarak uygun oyuncu seçimleriyle bir kadro oluşturmayı iple çekiyoruz. […] Netflix, bizim bu yeniden uyarlamadaki görüşümüzü duyurmak için fazlasıyla kendini bu işe adadı ve onlarla çalışmak için son derece mutluyuz.”

İki ismin de kültürel olarak uygun oyuncu seçiminde kast ettiği cümlede aslında teknik olarak “non-whitewashed” terimi yer alıyordu. Yani, tüm kadro bildiğiniz klasik beyaz aryan ırkından gelme tiplerden oluşmayacak demek bu. Hani bir zamanlar Hollywood’da hep beyazlar oynuyor, hiç etnik kökenli oyunculara yer verilmiyor, ırk ayrımı yapılıyor diye bahsi geçen mesele var ya, hah işte o olmayacak diyorlar. Son yıllarda her türlü yapımda farklı ırk, kişilik ve görüşlerden insanların birbirinden güzel yapımlarda yer almasıyla bu olay zaten çoktan aşılmıştı. E Avatar gibi bir animasyonda da tutup elin düz Amerikalı oyuncusunu oynatmayacakları gibi, umuyoruz ki Shyamalan’ın yaptığı hatalara da düşmezler… Hint kökenli bir oyuncunun rolü Zuko’ydu, değil mi?

Henüz kaç bölüm olacak veya kimler kadroya girecek gibi konular belli değil maalesef. Ancak ilerleyen günlerde buna dair haberler geldikçe sizleri bilgilendirmeye çalışacağız. Şimdilik Shyamalan’ın aklımızın derinliklerinde bıraktığı o kötü film anısını silmek için bir umut gibi gözükse de bu dizi, sütten ağzı yanan bir kitle olarak yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ediyoruz. Maalesef bu çeşitteki uyarlamalara umutla bakamıyoruz. Ancak dileriz ki Beauty and the Beast kadar kaliteli bir live-action projesi olur da, biz bu sözlerimizi yutmak zorunda kalırız. Umarız bükücü geekler, umarız…

Author

Geveze, aşırı heyecanlı, domates surat. Ailenizin mülayim, cep tipi ponçiği. Profesyonel inek. Özel gücü ise role play yazmak. @poncikbruiser

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.