Daha önce de yazmıştım herhalde buralara, ancak muhtemelen tekrar etmekte de bir beis yok: Kanye West özel bir adam. Gerçekten müzikal anlamda muadilleri ve akranlarının en az birkaç kilometre ötede olduğunu görmemek için ya bakmıyor olmak gerekiyor, ya da bakamıyor olmak. Yıllar önce Jay-Z’nin laflarının altına ritm döşerken de belli bir durumdu bu, ilk olarak Jesus Walks ile piyasaya tokatlarla girdiği zaman da.
Bana soracak olursanız Kanye’nin yokuş aşağı indiği bir dönemdeyiz. Bu çok kontrollü bir iniş. Kanye okul üçlemesi College Dropout, Late Registration, Graduation ile kendi tarzını oturtup, hayranlarının kendinden ne beklemesi gerektiğini koydu ortaya. Auto-tune ile desteklenmiş, insan sesinin arka planda bir enstrüman olarak kullanıldığı, sample ağırlıklı ilerlemeyen, görece tempolu bir rap müziği.
Ardından 808s & Heartbreak ile çok başka bir viraja daldı. Ama hayatında şahsi trajediler yaşıyordu, ve başka bir şey yapmak istemişti. Albüm neredeyse bir rap albümü bile sayılmayacak kadar melodikti. Kanye baya Auto-tune ile şarkı söylüyordu üzerine. Yine de büyük bir pop başarısı elde etti; hatta Kanye’nin uluslararası şöhrete ulaşması bu albümle oldu. Bir adım yukarıydı yani o yüzden. Zirveye bir adım daha yakındı. Zirve de 2010 yılında geldi zaten. My Beautiful Dark Twisted Fantasy.
Ben zaten bir torba övüş fırlattım o albüme bu sayfalardan, şuradan okuyabilirsiniz. Ondan sonra gelen Yeezus‘un tam olarak bir adım geriye, 808s & Heartbreak mertebesine düştüğüne inanıyorum. Son çıkan Life of Pablo’ya baktıkça ise Kanye’nin zirvede olduğu yıllara en yakın camiiden cenaze namazı kaldırasım geliyor. Ama bu, onun tüm kariyerini bir Spotify playlist’inde anmamıza engel olmuyor elbette. Biz de öyle yapıyoruz. Buyurun, tepeleme Kanye ihtiyacınızı görün geek alemi!
