Belki de yaş almanın getirdiği anlamsız bir şeydir ama yine de zikretmek gerek: İnsan gerçekten kafasında bazı şeyleri başka bir takım şeylerle özdeşleştiriyor ve bunlar zaman içerisinde eşleşme değiştirince garipsiyor. Fazla soyut oldu, değil mi? Doğrudur, hemen şu örnekle netleştireyim: Ben ufakken, radarıma giren bütün rock grupları ve sanatçıları belirli bir estetiğe, bir tavra sahipti. Uzun saçlı, siyah tişörtlü, dokunulmaz bir aura içerisinde yürüyen, hassas kalpli sert insanlar. Sonra doğal olarak zaman değişti, başka şeyler girdi rock yıldızı tanımının içine.

Bu da gayet doğal elbette, yakınmıyorum bakmayın. Sadece bazen bir şeye rock gözüyle baktığımda, eskiden hatırladığım şeyleri görmek istiyorum. Bunun için eski efsanelere dönmek her zaman mümkün. Açarsın Thunderstruck‘ı, açarsın Rusty Cage‘i, açarsın Welcome to the Jungle‘ı. Ama döndürmüşsün ya şarkıları yüz kere? Zaten üzerine iki yüz tane anı kaydedilmiş ya? Yeni bir şey duymak istiyor ya insan o eski tadı veren?

Buyurun, Foo Fighters’ın yeni albümü.

Dave Grohl ve canlı performans konusunda pek yetenekli saz arkadaşlarının bir süredir üzerinde çalıştığı, single’ları da önceden ufak ufak çıkmakta olan Concrete and Gold en sonunda bugün dijital platformlardaki yerini aldı. Harika T-Shirt şarkısıyla açılan albüm, Amerikalı grubun dokuzuncu stüdyo albümü. İlginç de bir hikayesi var. Esasında Dave Grohl’un bacağını kırıp, sonra buna rağmen konsere devam ettiği o müthiş anla başlıyor. Grohl bir şekil turneyi tamamlıyor, ama sonrasında bir süre mola istiyor grup arkadaşlarından. Kafasındaki plan, bir yıl müziğe ara verip iyileşmeye odaklanmak. Ancak altı ay geçiyor ve Grohl kendini şu şarkıyı yazmak üzere masaya otururken buluyor:

Bu arada bakmayın, albümü anlatmaya başlarken eski taraflardan bahsettik ama elbette yirmi birinci yüzyılın etkilerinden de muaf değil Grohl ve dostları. Özellikle La Dee Da bu konuda en belirgin örneği sergiliyor. Zaten Grohl da yeniliklere kapalı bir adam olmadığından, albümün prodüktörlüğü için The Bird and the Bee üyesi, Hello gibi bomba şarkıların yapımcısı Greg Kurstin ile anlaşmış. O yüzden ince bir pop damarı da geçiyor albümün içinden, bu da iki butona birden basıyor esasında. Hem o eski tat var, hem de sıkmayacak kadar yenilik.

Bir dinleyin, bakın bakalım, ne diyeceksiniz?

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.