Çoğu insan için tarih bilimi, içerisinde sadece sayılar bulunan bilgilerden oluşuyor. İmparatorlukların kuruluşu, yükselişi ve çöküşü maalesef bazı insanların hiç ilgisini çekemiyor. Oysa benim için tarih, birbirinden ilginç hikâyelerden oluşan bir hazine. Sadece bu hikâyeleri kimin ve nasıl anlattığı önemli. Bu yüzden ben de kendime bir meydan okuma olarak bugün sizlere bir imparatorun hikâyesini anlatacağım. Tahtta kaldığı süre boyunca tek bir savaş başlatmamış, kimseyi öldürmemiş hatta kendisini komşu devletinin koruyucusu ilan etmiş bir imparatorun hikâyesini… Karşınızda Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk ve tek imparatoru I.Norton

2017-09-25-podcast-episode-171-the-emperor-of-the-united-states-1

Şimdi “Amerika her zaman demokrasi devletiydi, hiç imparatoru olmadı ki?” diyebilirsiniz. Ama sizin de çok iyi bildiğiniz gibi tarih, kimin anlattığına göre değişiklik gösterebilir. Bazı tarihçiler Amerika’nın ilk ve son imparatoru Joshua Norton’u anlatmaya değer görmüyorlarsa bu onların ayıbıdır. Şahsen ben, bütün tarihi olaylara yakından şahit olduğunu düşündüğüm Neil Gaiman’ın yazdığı, Sandman’in Fablar ve Masallar sayısında tanıştım İmparator Norton ile. Bu yüzden eğer size kaynağımın sağlam olduğumu söylersem lütfen bana inanın, zira dünya üzerinde hiç kimse rüyaların efendisi Morpheus’dan daha iyi bir kaynak olamaz.

İngiliz bir Yahudi ailesi olan Norton’ların ortanca çocuğu olan Joshua Norton 1818 yılının Şubat ayının dördüncü gününde dünyaya gelmiştir. Çocukluk ve gençlik yıllarına dair pek bildiğimiz bir şey olmasa da bir imparator olarak oldukça sade bir hayat geçirdiğini söyleyebiliriz. Doğumundan sadece birkaç sene sonra Norton ailesi ticari sebeplerden ötürü Güney Afrika’ya göç etmiş ve burada yaşamıştır. Joshua Norton ise ailesinden gelen bu ticari zekayı daha sonra San Fransisco’ya gelerek pirinç ticareti yapmak için kullanmış ve bir kez daha göç etmiştir. Böylece basit bir tüccarlıktan, imparatorluğa doğru giden maceranın da ilk adımını atmış olur.

emperor_joshua_a._norton_iprimary

Başlangıçta bir tüccar olarak çok iyi iş yapan Norton, neredeyse çeyrek milyon dolar gibi bir varlığa kavuşmuştu. Daha sonra ne yazık ki girdiği Peru’dan pirinç getirme işini eline yüzüne bulaştırdı ve bütün mal varlığını neredeyse bir gecede kaybetti. Kimilerine göre birkaç gün ortadan kaybolan ve delirdiği düşünülen Norton, 1859 yılında Eylül ayının on yedinci gününde San Fransisco Evening Bulletin gazetesine gönderdiği bir beyanname ile insanların hakkındaki düşüncelerini haksız çıkarmış ve kendisini İmparator olarak ilan eden bir beyanname yayınlamıştır.

“Amerika Birleşik Devletleri’ndeki büyük çoğunluğun baskısı üzerine ben, Joshua Norton kendimi İmparator olarak ilan ediyorum! Hükmümün ulaştığı bütün eyalet temsilcilerini, önümüzdeki Şubat ayının ilk gününde San Fransisco Müzik Salonu’nda toplanmalarını emrediyorum.”                       

Yirmi bir yıllık hükmünde İmparator Joshua Norton daha önce hiçbir yöneticinin aklına gelmeyecek kararnameler yayınlayarak halkı şoke etti. Başlangıçta demokrasiyi seven Amerika halkı, ülkeye hükmeden bu imparatoru garipsese de sonradan çok sevdi. Ülkenin bütün kolluk kuvvetleri o yürürken sokaklarda selam durmaya başladı. Norton kendisine saygısızlık edenlere hatta kendisine deli diyenlere bile olan merhametiyle tanınırdı ama yine de insanlar ona olan saygılarını göstermekten hiç geri durmazlardı. Sonuçta Amerika’nın imparatoruydu o, sinirlerini fazla germeye hiç gerek yoktu.

The_Three_Bummers_by_Edward_Jump_c1861-63

Joshua Norton kendisini Amerika’nın İmparatoru ve Meksika’nın koruyucusu ilan ettikten kısa bir süre sonra köleliği kaldırmak isteyen John Brown’un asılmasına çok sinirlenerek Virginia eyaletinin Wise bölgesindeki hükümeti azletti. Ama kararının uygulanmamasından sonra 16 Temmuz 1860 tarihinde bir bildiri yayınlayarak bütün Amerikan hükumetini görevden aldığını duyurdu. Bu konuda monarşinin kesin hükmünün altını çizmek amacıyla 1 Ekim 1860 yılında Kongre’nin Washington DC.’deki toplantı yapmasını yasakladı. Böylece herkese gerektiğinde otoriter bir imparator olduğunu da göstermiş oldu.

İmparatorluğu süresince tebaası rahat etsin diye matbaaya gidip kendi parasını bastırdı. Amerikan Doları karşılığında kendi parasını dağıtan Norton, mütevazı hayatına bu para değişiminden kazandığı gelir ile devam etti. Kendi ülkesinde yaşamanın avantajı olarak restoranların verdiği bedava yemek ve otellerin ona sağladığı bedava konaklama hizmetinden yararlandı.Onunla birlikte aynı otelde kalan Samuel Langhorne Clemens ya da kullandığı takma adıyla Mark Twain, birçok hikayesinde kral figürünü Norton’dan ilham alarak yazdı. Sonuçta canlı kanlı bir imparatorun komşusuydu. Ona etki etmemesi imkansızdı.

14654078_1

Her ne kadar 19. Yüzyılda yaşasa da yaptıklarıyla zamanının çok ilerisinde bir adam olduğunu tekrar tekrar kanıtladı İmparator Norton. Afrikalı-Amerikalıların toplu taşımalara ve devlet okullarına alınmasını istedi. Mecliste Çin kökenli halkın sorunlarını dile getirecek bir Çin elçisi olması gerektiğini öne sürdü. Alman ve Yahudileri aşağılayan Pazar Kanunları’nı yasakladı. Kadınların oy kullanması gerektiğini savundu. Ayrıca Oakland ve San Fransisco arasında bir köprü yapılması gerektiğini söyledi ama ne yazık ki bu köprü ölümünden tam elli yıl sonra ancak yapılabildi.

Takvimler 8 Ocak 1880’i gösterdiğinde İmparator Norton, Doğa Bilimleri Akademisi’ndeki bir konferansa giderken bu dünyadan göçtü. Bir sonraki gün Morning Call gazetesi; “İsminin Birincisi Norton, Amerika Birleşik Devletleri’nin İmparatoru ve Meksika’nın Koruyucusu, Tanrı onu kutsasın, aramızdan ayrıldı” diyerek bütün halka duyurdu. 10 Ocak 1880 yılında defnedilmeye götürüldüğünde arkasında üç kilometrelik bir konvoy ve on binden fazla insan vardı. Öldüğünde, tam güneş tutulması görüldüğü de söylenir.

1280px-Lazarus2

İşlerinin yoğun olmasından dolayı bir türlü evlilik müessesiyle tanışmamış olan Norton, arkasında ne meşru ne de gayri meşru bir çocuk bıraktı. Bu yüzden Amerika’nın ilk ve tek imparatorunun nesli tükendi ve Amerikan halkının da monarşi altındaki şaşalı günleri sona ermiş oldu. Hüküm sürdüğü süre boyunca kimseyi astırmadı, sürgüne yollamadı. Halkı açlık çekerken kendisi şatafatlı bir hayat yaşamayı reddetti. Ne içerisinde hiç kalmayacağı yüzlerce oda bulunan saraylar yaptırdı ne de halkını vergi altında boğdu. Ne tahta çıkmak için kardeşlerini boğdurttu ne de tahtta kalmak için kanlı isyanlar bastırdı. Yirmi yıl boyunca saygı ve sevgiyle halkını yönetti.

Dediğim gibi bazıları onun için delirdi diyerek yaptığı her şeyi küçümsemeye çalıştı. Yine de benim için Joshua Norton “bilge” olarak kabul edilen ve birçok katliamın sorumlusu olan imparatorlardan çok daha büyük bir imparator. Onun hakkında Timothy “Speed” Levitch’in de dediği gibi, “Kimileri onun delirdiğini söylüyor, bense onun bilgeleştiğini…”


Kaynak:

Norton I, Emperor of the United States

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.