Bilim kurgunun en güzel yanı, içerdiği her şeyin gerçek olabileceğine dair umut veriyor olması. Uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde dolaşmak, ışın kılıçlarıyla cirit atmak, uzay gemisinden attığınız her bir kurşunun kendine has sesler çıkarması, hiper-atlama ile dakikalar içinde milyarlarca gezegen arasında tur atmak… Bunların hepsi çok güzel, çok şahane şeyler elbette. Şimdiki teknoloji ile pek erişilemez olsa da, gelecekte bir zamanda mutlaka gerçekleşeceğine dair umutlarımızı yeşertmeye yetecek türden hikayeler.

StudyingSkywalkersEpIV_luke_obi-wan_leia_message

Ancak gel gelelim, bunların çoğu sadece kurgudan ibaret olmakla kalıyor maalesef. Birkaç sene evvel Michio Kaku’nun Discovery’deki Sci-fi Science isimli programında, ışın kılıçlarının ya da silahlardan çıkan ışın kurşunlarının aslında hiç de öyle sesler çıkarmadığını öğrendiğimde hayal kırıklığı yaşamıştım mesela. Hatta ve hatta hiçbir uzay gemisinin, uzay boşluğunda öyle manevralar yapamayacağını söylediğinde ise tam anlamıyla modum düşmüştü. Ne demek uzay boşluğunda o sesler yayılmıyor ve uzay gemileri satranç tahtası kurallarından hallice ilerlemek zorunda? Bu gerçekten bilim kurgu severlerin keyfine vurulan bir balta gibi gelmişti bana o zamanlar.

Fakat bilimin bugünkü kısıtlamaları ve gelecekte başarabilecekleri sınırsız, bunu hepimiz biliyoruz. O sebeple hayal gücümüzün son damlasına kadar bilim kurgulara umut yeşertmek hiç de suç sayılmamalı, değil mi?

Neil deGrasse Tyson, tıpkı Michio Kaku’nunkine benzer bir açıklamayla geçtiğimiz Comic Con‘da birtakım beyanlarda bulundu. Kendisi, geek kültüründen birçok ürüne ilgili bir bilim insanı olarak yaptığı esprili açıklamalar ve eğlenceli sözlerle aslında bir hayli popüler. Adamın internette dolaşan meme‘i bile var, daha ne?

Neyse, konumuza dönelim. Bilim kurgunun hayal kırıklığı yaratan bir sürü ögesine rağmen, Star Wars’taki gerçekçi tek şeyi anlatmış Tyson. Muhtemelen koskoca seride sadece bu şeyin gerçekçiliği olması, sanıyoruz ki sizi de bir hayli şaşırtacaktır:

tattooine

“Star Wars: A New Hope’ta, Luke dışarı çıkar ve iki güneşin batışını izler. Bu, bütün Star Wars’taki bilimsel anlamda gerçekçi olan tek şey. Hayır, çok ciddiyim; gece gökyüzünde gördüğünüz yıldızların yarısından çoğu çift halde ve hiçbirinin etrafında gezegen dönmediğini düşünenlerin aksine birden fazla yıldızlı sisteme dahil.”

Tyson’ın daha önceden bizim geek kültürüne dair hayranlıkla tükettiğimiz birçok materyali, bilimsel verilere uymaması sebebiyle yerden yere vurduğu gibi bir gerçek varken; hak ettikleri yerde de bu ürünlerin hakkını vermesi oldukça hoş. Serideki tek gerçek şeyin ikili bir güneş batışı olduğunu öğrenince yaşadığımız hayal kırıklığı ama bir yandan da yeni bir bilginin açtığı kafalarımız sebebiyle çok tuhaf bir durum yaşadık, ne yalan söyleyelim.

Ne diyorsunuz sevgili bilim kurgu geekleri? Sizce sırf kurgu olduğu için zaten umut beslemek başta hatalı bir şey miydi, yoksa geleceği bugünden inşa eden bilim kurgunun hayal ürünü olmasından asla korkmamalı mıyız? Sonuçta on yılda bile gelinen teknolojik nokta gözler önündeyken, bir yüz yıl sonrasını şimdiden sınırlarla biçmek haklı mı? Bilim, kendini ilerletmeyi asla durdurmaz, biliyorsunuz!

Author

Geveze, aşırı heyecanlı, domates surat. Ailenizin mülayim, cep tipi ponçiği. Profesyonel inek. Özel gücü ise role play yazmak. @poncikbruiser

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.