Bir müzik türünü, müzik grubunu ya da bir müzisyeni sevmek çok garip bir duygu. Hem bu insanların hak ettiği övgüyü almadığını düşünüp her yerde övüyorsunuz hem de eğer çok fazla büyürlerse eski hallerinden ödün vereceklerinden korkuyorsunuz. Bu bozma durumu gerçek de olabilir eski dinleyici klişesi de. Ama bir şey gerçek ki kitleler genişledikçe inandığın işi yapmak da aynı derecede zorlaşıyor. Bir müzisyen popülerleştikçe artık düşüncelerini eskisi kadar rahat dile getiremiyor. Bu hem popülerleşen sanatçının, her hareketinin göz önünde olması yüzünden toplumun sanatçıya baskısını getiriyor hem de sanatçının toplum ne düşünür diye kendi kendine yarattığı baskıyı getiriyor. Her ne kadar sanatçı ben değişmedim dese de düşüncelerini eskisi kadar özgürce dile getiremiyor. Ya kenarlarını köşelerini yuvarlayıp öyle demeçler veriyor ya da güçlünün tarafında olup ihaleler kapıyor.

2018 yılı Türkçe Rap için oldukça olaylı geçti diyebiliriz. Önce dünyayı kasıp kavuran Mumble Rap’in Türkiye’ye giriş yapmasıyla eski ve yeni rapçilerin birbiriyle kavgaları, daha sonra Ais Ezhel ile başlayan rapçi davaları ve son zamanlarda yeniden alevlenen diss videolar. Bunların arasında tabii ki en sıra dışı olanı şarkısında geçen sözler yüzünden Ais Ezhel’in mahkeme süreciydi. Şahsım adına söyleyeyim eline fırsat geçen bütün mecralarda düşünce özgürlüğünü savunan insanların sırf sevmiyorlar diye Ais Ezhel’in yargılanmasına destek vermesini izlemek oldukça ilginçti.

Ama Türkçe Rap’in bu kadar göz önünde olması yapılan işlerin sertliğini azalttı. Artık eskisi kadar sistem eleştirileri gelmez, siyaset eleştirileri yapılmaz oldu. Rapçiler kenarlarını ve köşelerini yuvarlayıp “Boykot yap baş kaldır, bol kot giyip aç kaldık.” ve minvali sözleri kenara bırakıp  dizi ve reklam müziklerine şarkı yazmaya başladılar. Ama inanın her zaman böyle değildi Türkçe Rap. Onun propaganda müziği olduğu zamanlara aşık olan biri olarak sistemi eleştiren rapçilerin kenarlarını yuvarlamaları biraz beni üzüyor. Ben de eskiye özlem, yeniye eleştiri olsun diye Türkçe Rap’in en güzel 13 protest şarkısını size sunuyorum.

1. Seçim Şarkısı

Yıl 2007 ve genel seçimden bir gün önce yayınlanan şarkı bir anda sağda solda yazılan “Bizim partimizin adı İsyan Etme Fırkası, bu da bizim partimizin seçim şarkısı!” duvar yazılarına sebep olmuştu. Şarkının yapıldığı zaman Olympos Stüdyosu Türkçe Rap piyasasında önemli bir yer tutmaya henüz başlıyordu. Sansar Salvo ise konuk oyuncuydu. Sözler bir partiye atfedilmiş gibi görünse de aslında daha o zamanlar bizi mecliste temsil edecek kimsenin olmadığından dem vuruyordu. Ve ben söylemek istediğim şeyleri bir rap şarkısında duyduğum için memnun oluyordum.

2. Anlat

https://www.youtube.com/watch?v=JS59frFbprs

Heja Dindar’ın ölen babası Selim Dindar’ın anısına yazılan şarkı, beni Selim Dindar’ın hayatını araştırmaya ve öğrendiğim trajedi yüzünden üzülmeme neden olmuştu. Bir insanın babasına yazdığı şarkıda “Anlat 7 kurşunu ve neden hep belden yukarı olduğunu anlat!” demesinin inanılmaz zor olduğunu tahmin ediyorum.

3. Feleğin Çemberine 40 Kurşun

Hala dinlerken kanımı kaynatan, hala bir şeylere sinirlenmemi sağlayan, sadece Türkiye’ye değil “Tüm Dünya’ya” eleştiri oklarını yönlendiren şarkı şimdilerde oldukça suskun olan ve protest rapçiliğiyle bilinen Saian’ın elinden çıkmıştı. Hem şarkıyı dinleyip hem de Wikipedia’da ismi geçenleri araştırmak, bir rap şarkısından alınabilecek hazzı iki katına çıkarıyordu o zamanlar benim için. Keşke Saian şu aralar da sessizliğini bozsa demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

“Sivas’taydım katledildim, Halep’teydim terk edildim,
Maraş, Dersim üstünde dumandım sebebi ırk ve din!”

4. Manifesto

Şimdilerde “Bir” ve Hayko Cepkin ile yaptığı düetlerde tanınan Hayki, Allame ile yaptığı düet ile öyle bir girmişti ki kendi verse’üne; birkaç dakika nefessiz kalmıştım. Aynı verse’de hem tv şovlarına, hem cemaatlere hem de topluma bu kadar güzel eleştiride bulunabilmek hala bir rapçide bulunabilecek en güzel meziyetlerden sanırım.

“Gülen yargı, gülen polis, gülen medya, gülen devlet!

Aklını başına topla. Siyaset mi yolsuzun yol bulması?”

5. Hiç Sevmedim Seni

Bir gencin dilinden daha iyi bir siyaset eleştirisi olabilir mi, bilemiyorum inanın. “Hiç sevmedim seni!” demek benim bir süre sonra savunma mekanizmam olmuştu güncel siyasete karşı. Çünkü mecliste oturan insanların bir tanesinin bile benim sevebileceğim biri olmayışı her geçen gün daha fazla canımı sıkıyordu. Hayki ve Da Poet ise duygularıma tercüman olmuştu.

6. Hadi Konuş!

Pit10’un henüz Server Uraz olmadığı, pop piyasasında düetler yapmaya başlamadığı, yer altında saygı duyulduğu zamanlardan en güzel örneklerden biri. “Bağımsızlık için adım atın, çünkü net gözükmüyor artık yarınlarım.” diyerek birçok insanı apolitik olmaktan uzaklaştırmaya davet ediyordu. Güzel günlerdi.

7. Cehaletin Evlatları

Çokça beklenen, Red ve Kamufle’nin ortaklaşa albümü olan Gravür birçok yandan Türkçe Rap’de en sevdiğim albümlerden biri olma sıfatını koruyor. Cehaletin Evlatları şarkısı ağır ve melankolik tarzda başlamasına rağmen bir anda gelen sinir patlamalarıyla güzelleşen bir şarkı. Yıllar geçtikçe dinledim daha da dinlemeye devam edeceğim.

“Efendilerin şehri İstanbul ey insafına kurban,
Uyan kıyametten beter durum burada yok mu şeref?”

 

8. Adrenalin

Sadece sisteme ya da politikaya olan eleştiriler değil müzik piyasasına yapılan böyle güzel bir eleştirinin de başımızın üstünde yeri var. O zamanların hızlı adamı Grogi ile çalışan Kamufle ve Hayki çok sağlam bir iş çıkarmıştı.

“Yapımcı gökdelende sanatçılar en alt katta,
Rap savaş, rap umut, rap yola koyulmak!

9. İnsanlar Ölür

Şimdilerde ayakkabı reklamları ya da vampir dizilerine yaptığı müziklerle tanınan Gazapizm’in sisteme yaptığı eleştirilerin üzerinden o kadar da uzun yıllar geçmedi ne yazık ki. Umarım tez zamanda eski sert eleştirilerinin olduğu şarkılara geri döner. İnsanlar Ölür parçası ise her satırı ile bir propaganda şarkısı. Özellikle de şu satırlarıyla:

“Aman sorgulaman yasak burada, doğrulanan yalan
Memleketimde insanlar bir manzara uzakta
Hepimiz tutsaksak tel örgülü çevrili çocuklar gibi
Nazım gibi, Yılmaz Güney gibi, vatan hasretiyle yanar, barikatlar sokakta”

10. Vicdani Redci

https://www.youtube.com/watch?v=1zZIO2kGSOI

Bedelli askerliğin vatan hainliği sayıldığı şu dönemlerde Vicdani Redci diye şarkı yapan İndigo da saygıyı hak etmiyorsa ben başka kim eder bilmiyorum. İndigo hala aynı sertlikte, çizgisinden sapmayan ender rapçilerden biri olmaya devam ediyor.

“Olsaydık hepimiz vicdani redci
Çıkmazdı hiçbir savaş insani tepkim
Görseydi kabul bugün bi hayli değişik yaşardık”

11. Baskın

Şimdilerde Türkçe mumble rape savaş açıp “Bu da benim Kamikaze’m” diyen Patron 2013’de tipografi klibiyle yayınlandığı Baskın bana kalırsa hala güncelliğini koruyor. Patron da eski haline dönmesini istediğim Türkçe rapçilerden biri. Şöyle şeyler daha çok yazsa mesela:

“Basına bakın basın kayıp!
Kimi nasıl görmek istiyorsa o da ondan yana yazık!”

12. Kral Çıplak

Herkesin Günah Benim şarkısıyla tanıyıp sevdiği Zeytinburnu’ndan çıkan rapçi, aslında herkesin sustuğu anda “Kral Çıplak!” diyecek kadar yürekli biri. Her ne kadar insanlar onu yeni yeni tanısa da o piyasada hala devam eden birçok rapçiden daha eski ve işini sağlam yapanlardan…

13. Asi

Protest rap denilir de Gezi Parkı’na yazılan onca rap şarkısından biri konulmaz mı? Ben bu konuda diğer şarkıların hepsine saygı göstererek içlerinden en çok beğendiğimi koyuyorum bu listeye. Ozbi muhteşem bir kliple belki hepimizin yuttuklarımızı söylemişti.

“Sokağa koştum çünkü onlar hep yalan attılar ben de duydum onlar insan bense kötü oldum
Ben özgürüm diye bağırdım onlar anarşistliğe damga vurdu
Eyvallah hiç kimsenin boyunduruğu altında değilim özgürüm İstersem anarşist olurum istersem halk olurum
Ben kendimin kralıyım bu yüzden vur beni lan titreme sakın bir saniye bile bekleme”

İşte sponsorluk kaygıları, izlenilme-beğenilme kaygıları olmadan Türkçe Rap buna benziyordu. Hala çizdiği yoldan sapmayan birçok rap sanatçısı hayatına devam etse de birçoğu maalesef eskisi kadar sert eleştiriler yapamıyor. Hatta artık bazıları sadece parti müzikleri yapmaya başladı ki bu da benim gibi rapin protest yanına aşık olan biri için inanılmaz derecede kalp kırıcı. Sonuçta “Avrupa’da yerlere bile tüküremiyorsunuz bunun özgürlük neresinde?’’ diyen türkücüler ve “Biz neden askerlerimize destek olmak için organizasyonlara çağrılmıyoruz?” diyerek reklam yapma fırsatını kaçırdığı için ağlayan popçuların yanında sığınacak bir liman olarak Türkçe Rap’e sığınanlar da artık bu insanlara benzemelerine ramak kalan rapçilerden başka bir şey göremiyor. Eh bu da benim canımı sıkıyor.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

1 Comment

  1. Kadir Dönmez Reply

    bunların çoğu hafif parçalar Adaletini Ver Bana, Sıra Kimde, Çare Var bunları da dinleyin üzerine hidranın Neden mi illagel? serisi, Ezilmiş Çocuklar, Gibi, Karanlıktan Kaçanlar ve daha fazlasına bakın birde

Kadir Dönmez için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.