Bu paragrafı genelde geçiyorsunuz, biliyorum, o yüzden boldla yazacağım. Geekyapar’ın daimi kriteri (seri başına bir oyun) sabit, fakat bu liste için altı çizilmesi gereken bir ekstra kriter var. Hazır mısınız? Söylüyorum: Bu liste için sadece ARCADE yarış oyunlarını ele alıyoruz, GRAN TURISMO, FORZA MOTORSPORT gibi simülasyonlar; GRID, PROJECT GOTHAM RACING gibi semi-simülasyonlar; F1, COLIN MCRAE/DIRT, MOTOGP gibi yarışma oyunları KONUMUZ DEĞİLDİR. Bir gün başka bir listede onları da ele alacağız, söz, fakat bugünlük bizim aradığımız oyunlar elimizi gazdan çektirtmeyen, fren tuşu nedir bilmeyen, hızlı, aksiyonlu yarış oyunları. Tamam değil mi? Anlaştık? İyi o halde, buyurun efendim!

 

10. F-Zero GX

fzerogx

F-Zero GX, tehlikeli bir oyundu. Sega’nın geliştirip, Nintendo’ya teslim ettiği GameCube’a münhasır oyun, can almaya, saç yolmaya, çığlık attırmaya yürüyordu. Dürüst olmak gerekirse biz de onu bu şekilde sevdik. Hayatımızda oynadığımız belki de en zor oyunlardan biriydi, bunun sebebi de çıkabildiğimiz insan üstü hızların, uzayda korkuluksuz bir şekilde asılı duran pistlerde vuku buluyor olmasıydı. Düşmeden yarışmak büyük ustalık istiyordu ama, bir kere çıraklık dönemini atlattınız mı, ekranda tam bir görsel şölen yaşanıyordu arkadaş.

 

9. Pure

Pure

Listemizdeki dört teker dominasyonunu Pure kırar diye bekliyorduk ama sonra anımsadık: Pure’da dört tekerlekli motorsikletlerle oynanıyordu. Talihsiz bir şekilde erken kapanan Black Rock’ın yeni ismiyle ilk oyunu hakikaten harikaydı. Muhteşem grafikler, büyüleyici tasarlanmış off-road pistlerle birleşince zaten insan bir keyfe geliyor, bir de o pistlerde insan üstü yüksekliklere uçmak, özel hareketler yapmaya kasmak apayrı bir histi. İnsana hakikaten kendini uçuyormuş gibi hissettiriyordu.

 

8. Mario Kart DS

Mario Kart DS

Arcade yarış oyunları denince, Nintendo için artık online çağı kabullenme sebebi olmuş Mario Kart’a en azından yedinci sırayı ayıracağımız baştan belliydi, sadece serinin bizce en iyi iki oyunu arasında gittik geldik. Bir tarafta muhteşem pistleriyle Mario Kart 64, diğer tarafta ise online özellikleriyle Mario Kart DS vardı. En nihayetinde DS’imizin başında, internete bağlı vaziyette yarışarak geçirdiğimiz saatler ağır bastı. Eğer DS’iniz varsa, bir yerlerde tozlanıyorsa ve Mario Kart DS’e bir el atmadıysanız, bize güvenin, deneyip pişman olmanız mümkün değil.

 

7. TrackMania United

TrackMania

TrackMania’nın oyunları arasında çok da ciddi bir fark yok aslında. İlk TrackMania’dan sonra gelen Sunrise, grafikleri körüklemiş, Nations ise işe biraz “Milli Mücadele” kıvamı getirip, ücretsiz çıkarak milyonlara erişmişti. Üç oyun da temelinde aynı prensibi işliyordu: Dilediğin pisti yarat, çılgın gibi araba kullanarak, boost’ları kaparak yarış, milletin skorlarını geç. O yüzden biz, bu formül üç oyunda da muhteşem işlendiğinden, üçünün de özelliklerini birleştirip, bir nevi TrackMania’nın ilk nesline antolojilik yapan United’ı alıp listeye koyalım dedik. İyi de oldu.

 

6. Split/Second

SplitSecond

Pure’u yapan, eski adı Climax, yeni adı Black Rock olan stüdyonun kapanışına sebep olan oyun işte bu. Split/Second, satmadı. Niye bilmiyorum, bana sormayın, satmadı işte. Oysa ki bir yarış oyunu için muhteşem yeni fikirleri vardı. Listenin yukarısındaki Mario Kart’ın ve ikinci sayfadaki bir başka oyunun (Spoiler yok!) kullandığı “Power-up’larla rakip dövme” mantığını epik bir skalaya taşıyor, rakibinizin kafasına köprü falan indirebiliyordunuz. Bir yarış diğerini tutmadığı gibi, eğlencenin de dozu hiç düşmüyordu. Keşke sataydı da, Disney tasfiye etmeyeydi Black Rock’ı…

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

1 Comment

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.