Yazarlık hayatıma, 14 yaşındayken Trgamer’da Shin Megami Tensei: Digital Devil Saga incelemesi yazarak başlamış birisi olarak, envai çeşit JRPG’nin hayatımda çok önemli bir yeri olduğunu inkar edemem.

Her ne kadar rol yapma oyunlarına gönül vermiş ve ömrü zarlarla geçmiş birisi olsam da, konsol rol yapma oyunlarında her zaman beni etkileyen bir şeyler olmuştu.

Japon halkı, hikaye anlatımı konusunda başarılı bir halk. Bu insanların kültürlerinde yer alan hikayeler, insan ilişkilerinin, sevginin, bağların ve arkadaşlığın yaşamın üzerindeki etkisi ile ilgilidir. Bunları dolaylı yollardan anlatırlar, anlatım teknikleri farklıdır, güncel ve gelenekseli birleştirir, bunu yaparken de insanın gözlerinden yaşlar getirmeyi başarırlar.

Bu sebeple JRPG külliyatına baktığımız zaman işlenen temaların genellikle yukarıda bahsettiğim elementler üzerinden geliştiğini söylemek çok yanlış olmaz.

Bu muhteşem listede ise sizler için seçtiğimiz gelmiş geçmiş en iyi 10 JRPG’yi bulacaksınız, eğer bu oyunları oynamadıysanız “Ben JRPG oynuyorum” dememenizi ve bir an önce bu oyunlara göz atmanızı tavsiye ediyoruz, şiddetle.

Kriterlerimiz her zamanki gibi, yazıdan önce bold ve listelenmiş vaziyette, şu şekildeler.

  • Her seriden sadece bir oyun alıyoruz.
  • Japon Rol Yapma Oyunları, ya da J-RYO’lar, aynı Batılı RYO’lar gibi XP bazlı bir level sistemine sahiplerdir, fakat türü diğerlerinden ayrıştıran en önemli şey savaş sırasında sıra tabanlı işleyen farklı bir ekrana geçilmesidir. Taktiksel RYO’larda da bu böyle olur, fakat J-RYO’larda çoğunlukla karakterlerin yerlerini belirleyemez, savaş ekranında hareket ettiremezsiniz.
  • Ve her zamanki gibi, tarihi önemlerinden çok, safi kalitelerini ele aldık, eğer aynı seride bir oyun ilk oyunun tüm hatalarını düzeltmişse, sadece ilkinin ehemmiyeti fazla diye o oyunu listeye almamazlık etmedik.

Bu serideki diğer listelerimiz ise şu şekildeydi:

 

10. Earthbound

Earthbound

Shigesato Itoi tarafından yazılan Earthbound, Super Nintendo sistemine çıkan en değişik yapımlardan birisi olabilir. Asıl adı Mother 2 olan oyun, aslında Japonya’da çıkan Mother serisinin 2.oyunu fakat Amerikanya dünyasına EarthBound adı ile 1995 yılında geldi. Ness isimli bir çocuğun arkadaşlarıyla birlikte Giygas isimli şeytani bir varlığı durdurmaya çalışırken başlarından geçenleri konu alan oyun, özellikle sonu ile milyonlarca küçük yaşta oyuncunun kafasını uçurmuştur. Ayrıca tabii ki “You cannot grasp the true from of Giygas’ attack!”

 

9. Radiata Stories

Radiata Stories

PlayStation 2, şüphesiz JRPG’lerin altın beşiğiydi. Radiata Stories ise bu beşiğe çıkmış en tatlı hikayelerden birisini sunuyordu. Noriyuki Iwadare tarafından bestelenen müzikleri, insanın içini ısıtan hikayesi ve karakterleriyle Japonya’da epey sevilen bir oyundu. Yapısı itibariyle Amerikanya’da pek tutmadı fakat o dönem çıkan en güzel açık dünya oynanışına sahip RPG’lerden idi. Oyunda üç adet ana karakteriniz vardı ve bu karakterlerin her birinin hikayesi birbirinden güzeldi.  O dönem çıkan “partinize katabileceğiniz GENİŞ karakter kataloğu” trendine uyan Radiata Stories’de partinize katabileceğiniz 176 adet NPC mevcuttu ve hikayenin gidişatına göre bu karakterlerden bir kısmını kaybedebiliyordunuz, Radiata Stories gerçekten güzel fikirlerle dolu, küçük bir DVD içinde kocaman bir dünya sunuyordu.

 

8. Vagrant Story

Vagrant Story

Çıkışından 10 yıl geçmesine rağmen Ashley Riot’u unutmak mümkün değil. Kurgusal Valendia’da geçen Vagrant Story, ,dönemine göre çok değişik bir rol yapma oyunuydu. PlayStation’ın konsol yapısını doğru düzgün kullanabilen nadir JRPG’lerden olan Vagrant Story, özellikle bizleri karakterleri ve karakter tasarımları ile kendisine aşık etmişti. Oyunun yapım hikayesi de epey ilginçti aslında, Final Fantasy Tactics’i yapan ekip tarafından çıkartılan bir başka Square oyunu olan Vagrant Story, daha sonra devam etmese bile gerçekten çok tatlı bir deneyimdi.

 

7. Shadow Hearts: Covenant

Shadow Hearts Covenant

Shadow Hearts: Covenant, kaçırdığınız, gelmiş geçmiş en hakkı yenen JRPG’lerden biri olabilir. 1.Dünya Savaşı döneminde Avrupa’da geçen oyun (Nautilus’un bütün oyunları Avrupa’da geçiyor hemen hemen) Karin Koenig isimli bir Alman subayı ve ilk oyundan tanıdığımız, iblise dönüşebilen Yuri Volte Hyuga’nın hikayesini anlatıyordu. Covenant, ilk Shadow Hearts’ta yer alan her şeyi daha da ileri götürüyordu, Judgment Ring sistemi yenilenmişti, Crest Magic sistemi eklenmişti, oyunun savaş sistemi komple elden geçip zaten iyiyken, mükemmelleştirilmişti. Avrupa’da başlayan hikaye, dünyanın çeşitli yerlerinde geçiyor ve pek çok tarihsel öğenin kurgulanmış halini içeriyordu. Hikaye garip olmasına ve pek çok bilim kurgu, okült, orta çağ öğesini içeriyor olmasına rağmen çok akıllıca kurgulandığından bir dakika bile kendisinden soğutmamayı başarıyordu.

 

6. Suikoden IV

Suikoden IV

Her ne kadar serinin hayranları buraya Suikoden IV yazmama kızacak olsa bile, şunu kabul edelim, Suikoden II iyi bir oyun olmasına rağmen asla Suikoden IV’ün karakterleri kadar renkli kişiliklere sahip değildi. Razril’de şövalye olmaya çalışan bir gencin hikayesini anlatan Suikoden, özellikle yan karakterlerinin gelişimiyle gönlümüzde taht kurmayı başarmıştı. Tabii ki yan karakterlerden bahsederken Snowe Vingerhut’tan bahsediyorum. Oyunun başında arkadaşımız olan Snowe’un, hikaye boyunca yaşadığı değişim, gerçekten de o zamanlar rol yapma oyunlarında çok fazla kullanılmayan bir elementti. Ayrıca her Suikoden oyununda olduğu gibi 100’ün üzerinde karakteri partinize katabiliyordunuz ve hepsinin ayrı bir hikayesi vardı.

1 2
Author

14 Yaşından beri oyunlarla ilgili yazıyor, Trgamer, Oyungezer, Merlin'in Kazanı ve daha pek çok platformda yazdı. Arada dizi yazar, şu anda bir kitap yazıyor, insanlık onurunun depresif müziği yeneceği günü bekliyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.