Aslen 2014 yılında çıkmış olan The Banner Saga, benim tüm zamanlarda en sevdiğim indie oyunlardan biri. Tüm zamanlar. En sevdiğim. Ama nasıl olmasın ki? “Gelmiş geçmiş en sevdiğin oyun türü?” diye sorsanız sektirmeden “Taktiksel RYO” diyecek, nefes kaçırmadan XCOM‘daki, Fire Emblem‘deki maceralarımı askerlik anısı gibi anlatabilecek, Jeanne d’Arc‘ından Renowned Explorers‘ına kadar janrın ıncık cıncığına inecek kadar coşkulu bir insanım bu konuda. Bütün bunların ışığında siz oynadıkça şekillenen bir hikayesi, taş gibi dengelenmiş oyun mekanikleri ve büyüleyici bir dünyası olan Banner Saga’yı nasıl sevmeyeyim?

Eğer “Yav Allah Allah, nedir bu oyun?” noktasındaysanız, sizleri de bu fırsattan istifade J.H.’nin vakti zamanında siteye yazdığı Banner Saga incelemesine davet edeyim. Şöyle demişti kendisi oyunun taze çıktığı ve ne hikmetse Candy Crush ile davalık olduğu o günlerde…

“The Banner Saga acımıyor. The Banner Saga vazgeçmiyor. Bir kere tüm hikâye, iki farklı kafilenin yolculuğu üzerinden şekilleniyor. Ana karakter arıyorsak Rook ve Hakon öne çıkıyor, ama genel olarak girip çıkanlar, baştan beri orada olanlar, konuk sanatçılarla asıl başrol bu kafilede. Tüm oyun boyunca hep bir hedefe doğru gidiyorsunuz. Varl’lar şehirleri Grofheim’a ulaşmaya çalışıyor. Rook’un kafilesi önce sığınacak bir insan şehrini hedef koyuyor. Bunların hiçbirisi olmuyor.

The Banner Saga

Çünkü Banner Saga gerçekten, kelime anlamıyla ucunda ışık olmayan bir tünele sokuyor bizi. Başımızı sokacağımızdan emin olduğumuz yerlere başımız giremiyor, devamlı yolda kalıyoruz. Bir yandan insanlarımızı besleyecek yiyecekler azar azar eriyor. İnsanlar en nihayetinde ölmeye başlıyor. Ve siz yemeksiz yürüdüğünüz her günün sonunda çalan çanı iyice içinizde hissediyorsunuz.”

İşte şimdi bu çileyi yolda, parkta, bahçelerde ya da seyahatlarda yaşamak isteyenler için, The Banner SagaNintendo Switch için piyasaya sürüldü. Bugün. Şimdilik sadece ilk oyun var piyasada, fakat Stoic serinin bu Temmuz ayında çıkacak üçüncü sürümünün de Switch’e geleceğini duyurdu. Bizden duymuş olmayın, fakat ikinci oyunun olası bir Switch ziyareti için de hayırlı haberlerin kapıda olduğu söyleniyor internette.

Bunu bilhassa buraya bir nevi ön açıklama olarak yazıyorum. 2014’ün en iyi on oyunundan biri olarak seçtiğimiz The Banner Saga‘nın Switch’e çıkması, halihazırda mobil platformların taktiksel oyunlar için mükemmel bir ev olduğunu düşünen –ve XCOM’un Vita versiyonuna saatler gömmüş– bendeniz için çok büyük bir olay. Bu yüzden eğer bir süre sitede yazı, yorum, inceleme, makale, liste falan göremezseniz; çok sorgulamayın. Ben kafilemle yolda olacağım…

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.