Gotham S01E02 – Bir Kedi Miyav Dedi, Dollmaker Kükredi

Haftalık Geekyapar Gotham şenliklerine hoş geldiniz. Hazır gelmişsiniz, buyurun, oturun, size bir şey itiraf edeyim. Geçen yazıda Gotham’ın pilot bölümünü beğendiğimi söyledim, ama içten içe beni kemiren şey bölümün istediğim gibi olmadığıydı. Orada burada daha iyi olabilecek yerler vardı, bunları niye dillendirmedim bilmiyorum. Belki de kendi kendime itiraf etmekten kaçındım.

Bu pilot kötü demek değil, pilot iyi, fakat sadece daha iyi olabilirdi. Bu sebeple umutlarımı ikinci bölüme bağlamıştım biraz, çünkü dizinin nasıl bir format izleyeceğini belirleyecek bölüm bu olacaktı.

Tam da öyle oldu aslında. Bölüm yine Selina Kyle ile açıldı, büyük ihtimalle Selina yani namı-diğer “Cat”, şehrin her yerinde olduğu için büyük olaylar içerisinde seyircinin algısını kuvvetlendirmek için bir araç olarak kullanılacak ve bu bağlamda hikayeye dahil edilecek. Tabii bu bölümün yarısı özellikle onun üzerinden gitti.

Camren Bicondova’nın oyunculuğunu sevdim açıkçası. Önü açık, rollerini çok doğal oynayabilen bir kız. Öte yandan Harvey Bullock da sahne çalmaya devam ediyor, adamı her geçen gün daha çok seveceğiz gibi. İlk sahnelerdeki muhabbetler Bullock’un karakterini dizi içerisinde çok sağlam bir çerçeveye oturttu, yani büyük ihtimalle hikayenin ahlaki karmaşalar üzerinde söyleyecekleri şeyleri Gordon ve Bullock arasındaki günlük diyaloglar üzerinden çözümlemeye çalışacak Gotham.

Tabii bir de, en büyük korkum dizinin “Haftanın Kötüsü” formatında ilerlemesiydi. Bu hafta hemen ikinci bölümden Dollmaker hikayesini koyarak Gordon’ın karşılaşacağı düşmanların uzun vade içerisinde senaristler tarafından yapılmış planları olduğunu gördük.

Dollmaker üzerinden büyük bir hikaye işlenecek gibi geliyor bana, özelllikle kaçırılan çocuklar ve bu çocukların ne için kullanıldığını henüz dizinin bize vermiyor oluşundan bunu anladık. Yani olay ikinci bölümde kapalı bir şekilde çözülmedi, bu muhabbet epey uzayacak gibi gözüküyor. Tabii ben Dollmaker ismi anılmadan önce çocukların kaçırılması hikayesinin bir şekilde Ra’s al Ghul’a bağlanmasını ummuştum, o ayrı.

Gotham’da çeşitli cepheler var, zaten episodik bir yapıda böylesi bir hikayeyi götürmek için birden fazla cepheye ihtiyacınız var. Bu sebeple Supernatural gibi haftanın kötüsü formatı çalışmaz. Şu ana kadar gördüğümüz cepheler de Gordon – Bullock, Oswald Cobblepot, Selina Kyle, Bruce Wayne ve Mooney Çetesi şeklinde.

Bu çatıların altında Crime Alley olayına bağlanan farklı hikayeler var. Gordon – Bullock üzerinden zaten hikayenin ana gidişatı belirleniyor. Cobblepot’un ise Penguin olma sürecini yaşadığı eziklikler ile öğreniyoruz. Mesela bu bölüm Gotham’ın ana oyuncularından biri olma konusunda kararlılığının ilk adımını attı kendisi. Selina Kyle ise genel olarak “gözlemci” bir yapıda bize sunuluyor.

Bruce Wayne hikayesi, yavaş ama kararlı bir şekilde kurulacak gibi. Crime Alley olayının şokunu atlatan Bruce artık yavaş yavaş Batman oluşuna doğru gidecek temelleri atmaya başlıyor, tabii bu büyüyüp Gotham’ı terk edene kadar gerçekleşmeyecek ve ondan sonra geri döndüğünde ise Year One hikayesi başlayacak, tabii bunu Gotham izleyicileri görür mü bilemiyorum.

Bu arada ufak bir zaman kapsülü atayım, bence dizinin finali (eğer erken iptallere girilişmezse) Bruce’un Gotham’ı terk etmesiyle veya geri gelmesiyle olacak, yani son sezonda bir Year One esintileri olacak. Öte yandan, Gordon ve Wayne’in arasında ufaktan bir arkadaşlık başladı, tabii burada Bruce’un Batman personasından ön imgeler gördük.

Peki 2.bölümde Batman mitosuna dair ne gibi ön imgeler vardı dersiniz? Biliyorsunuz, Heller her bölümde bir gönderme olacağını söylemişti;

– Oswald Cobblepot, kendi suç imparatorluğunu kurmaya kararlı ve yavaş yavaş Penguin’e dönüşümünde ilk adımları attı ve hatta o üniversiteli çocukların da söylediği gibi, “Yürürken tam bir penguene benziyor.”

– Batman’in sessizce insanların arkasında belirmesi artık imzası, bu bölümde Bruce Gordon ve Alfred’e bunu ilk kez yaptı.

– Fish Mooney’nin kulübünde yine Harlequin’ler vardı.

– Dollmaker’ın adı anıldı fakat kendisini görmedik.

– Arkham, 15 yıldır kapalı fakat Wayne Vakfı sayesinde çok yakında açılacağına dair bir işaret aldık.

– Selina Kyle, kendisine “Cat” denilmesini ilk kez bu bölümde istedi.

– Polis Şefi Essen ile Gordon arasında yaşanacak kaçamağın sinyalleri verildi.

– Cobblepot ailesinin kökenleri ile ilgili bir kaç fotoğraf gördük.

– Bruce korkusunu yenmeye çalışmaya başladı.

– Sal Maroni’den bahsedildi.

– Ayrıca bir Quinn Consolidated logosu mu gördük?

Haftaya bir başka Gotham bölümünde görüşmek üzere. Bu arada Erin Richards’dan hiç bahsetmedim, dizinin alternatif gerçeklik duruşuna sığınıyorum ve üçüncü bölümde ya da en azından birinci sezonda karakterinin ölmesini diliyorum, o kadar rahatsız edici bir oyuncu ki, daha önce hiç bir oyuncudan bu kadar irite olduğumu hatırlamıyorum.

Günhan out.