Süper Kahraman Ansiklopedisi #29: GREEN GOBLIN Kimdir?

Uzun süre dört gözle beklediğimiz No Way Home henüz geride bıraktığımız 2021’in sonunda vizyona girdi; bizler de Spider-Man hayranları olarak biraz dolmuş gözlerle biraz da buruklukla sinemadan ayrıldık. Spider-Man’i birkaç kötüyle birden mücadele ederken Willem Dafoe’yu da en iyi Green Goblin performasıyla izledik ve 2021’in süper kahraman defterini, dolu dolu bir filmle kapattık. Bu filmle birlikte ileride Spider-Man’i daha sık ve kendi ayakları üstünde dururken göreceğimiz kesinleşti ama belli ki uzun bir süre geçmeden Green Goblin’i bir daha sinemada göremeyeceğiz. Yine de yirmi sekiz numaralı bu Süper Kahraman Ansiklopedisi yazısını No Way Home’un parlayan kötüsüne, oyuncusunun katkısıyla diğerlerinden sivrilen Green Goblin’e ayırıyoruz.

Yaratıcıları

Green Goblin, uzun zaman içinde birçok kişi tarafından benimsenmiş bir unvan. İlk ortaya çıkışı 1964’te The Amazing Spider-Man‘in on dördüncü sayısında oluyor. Yaratıcıları, Marvel deyince akıllara gelecek ilk on karakteri yaratan Stan Lee ve Steve Ditko. Bu ikili, ilerde Spider-Man’in en büyük düşmanlarından olacak birini yarattığının farkında olmadan karakter hakkında birçok fikir ayrılığına düşüyor. Lee, Goblin’in bir grup insan tarafından yanlışlıkla Mısır’daki lahitten çıkarılan mumya-vari bir canavar olmasını isterken Ditko oyunu, Mısır mitolojisini işe karıştırmadan karakteri ortaya çıkarmaktan yana kullanıyor. Green Goblin maskesi altındaki kişinin Peter Parker’ın tanıdığı biri mi yoksa ilk defa karşılaştığı biri mi olacağı konusunda da fikir ayrılığı olmasıyla ikili iyice geriliyor. Green Goblin’in kimliği ortaya çıkmadan Ditko, Spider-Man yazarlığından ayrılıyor. Ditko’dan boşalan koltuğa, Kingpin’in de yaratıcısı olarak bildiğimiz John Romita Sr. geçiyor ve Goblin’in kimliği yirmi üçüncü sayıda Norman Osborn olarak belirleniyor.

Origin Hikâyesi

Norman Osborn, maddi imkânları kısıtlı bir ailede dünyaya geliyor. Babası, klasik Amerikan Rüyası karakterlerinden, evinin garajında deneyler yapan bir girişimci. Norman çocukken baba Osborn’un işleri yokuş aşağı gitmeye başlıyor ve iş hayatında başarısız olan adam hıncını oğluyla karısından çıkarıyor. Norman babası gibi olmamak için yemin edip ilerleyen yıllarda işkolik bir insan haline geliyor. Okuldan kalan zamanda bir işe girip çalışan Norman, Empire State Üniversitesi’nde mühendislik ve işletme dersleri alıyor. Sınavda hile yaptığı gerekçesiyle bursu iptal edilse de Norman ilerleyen yıllarda, okuldan hocası Profesör Mendel Stromm ile bir şirket kuruyor. Şirketin büyük ortağı Norman olduğu için, şirketin isim babası da o oluyor ve Oscorp Industries böylece ortaya çıkıyor.

Kısa süre sonra Norman evleniyor ve oğlu Harold (Harry) doğuyor. Harry daha emeklemeye başlamadan annesi ölüyor ve Norman asabi birine dönüşüp kendini tamamen işe kaptırıyor. Profesör Stromm’un eşyaları arasında süper asker serumu bulan Norman sadece bunun üzerine yoğunlaşmaya başlıyor. Babasının ilgisizliğinden bıkan ve süper asker serumunu kurcalayan Harry, serumda tepkimeye yol açıyor ve serum Norman’ın yüzünde patlıyor. Fiziksel ve zihinsel kapasitesi tavan yapan Norman, serumun onda kişilik bölünmesi yarattığının farkına varmıyor. Green Goblin, Norman Osborn’un alter ego’su olarak ortaya çıkıyor.

Güçleri

Norman Osborn her şeyden önce bir dahi. Hem mekanik ekipman üreten bir mühendis hem de laboratuvarda beyaz önlüğüyle deney tüplerini birbirine karıştıran bir kimyager. Ticaretin içinde olması da onu, kazanma hırsına bürünmüş bir kurt yapıyor.

Serum yüzünde patlayınca Osborn, fiziksel olarak, bildiğimiz Kaptan Amerika özellikleri kazanıyor. Hız, atletik yapı, dayanıklılık ve hızlı iyileşme, bunlardan birkaçı. Zihinsel kapasitesinin artması da Osborn’u dünyada iz bırakmaya niyetlenen kötü bir adam haline getiriyor.

Ekipmanları

Green Goblin, Halloween konseptinden beslenen bir karakter. Goblin’i tanımlayan ürünlerin arasında yarasa şeklinde fırlatma bıçakları, bal kabağı şeklinde el bombaları ve içinde türlü teçhizat bulunan bir hile çantası var. Goblin’in bir de çizgi romanlarda olup da diğer mecralarda karşımıza çıkmayan bir ekipmanı var; eldiveninin işaret parmağından fırlattığı yakıcı ışınlar.

Goblin’in kullandığı birçok malzemenin yanı sıra hoverboard onun olmazsa olmazı. Spider-Man 3’te Goblin olan Harry’yi kaykay şeklinde, altında pervaneler olan harika bir hoverboard kullanırken görsek de Goblin, standart olarak yarasa şeklinde bir planörle uçuyor. Yarasa planörü Goblin’le özdeşleşse de karakterin çizgi romanda çıktığı ilk sayıda uçmak için kullandığı araç, tam olarak bir çeşit elektronik uçan süpürge. Goblin, kullandığı bütün bu teçhizatla Weasley ikizlerinin kötü yola düşmüş hâline benziyor.

Önemli Olaylar

İlk günden bu yana Goblin müşkül kötü karakterden koruyucu kahramana, birçok kimliğe girip çıkıyor. Bunlar çizgi roman serisinde önemli kırılma noktaları olsa da hikâye gelişiminde kafa karıştırıcı gelişmelere sebep oluyor. Goblin’in sinsice, Spider-Man’in kimliğini öğrenen ilk kötü karakter olması ve Gwen Stacy’yi öldürüp, Spider-Man’de derin bir yara bırakması gibi unutulmaz hikâyelerin yanı sıra Gwen Stacy’yle yasak aşkının bitmesi sonucu, Gwen’i öldürdüğü gibi unutup gitmek istenilen hikayeler de yazılıyor. Goblin, zaman içinde Tony Stark’ın suitini kullanarak Iron Patriot; Carnage ile birleşerek de Red Goblin unvanlarını alıyor.

Diğer Goblinler

Norman Osborn’dan sonra oğlu Harry, bir süreliğine Green Goblin titrini üzerine alıyor. Harry’den sonra onun doktoru olan psikiyatrist Bart Hamilton, terapide Harry’nin ağzından aldığı cevaplarla Goblin suitinin yerini öğrenip kendisi Green Goblin oluyor. Hamilton’dan sonra, Daredevil’dan bildiğimiz; gazeteci Ben Urich’in yeğeni Phil Urich kısa süreliğine, tesadüf eseri Green Goblin oluyor.

Son Söz

Spider-Man’in Joker’i diyebileceğimiz Green Goblin, birçok yerde, birçok farklı kimlikle karşımıza çıkıyor. Gücü, teknolojisi ve delice kahkalarıyla sinsi planlar yapan Goblin, her zaman Spider-Man’in sabrını zorluyor. Biz de bu yazıyla bize harika bir Goblin izleten Willem Dafoe’ya saygılarımızı sunuyoruz. Siz Green Goblin hakkında ne düşünüyorsunuz?